BUHUR- Billie Holliday

Henüz “alemlere akma” nın moda olmadığı, nasıl bir yer olduğunu Halikarnas Balıkçısı’ndan öğrendiğimiz Bodrum’a ilk gittiğimiz bir 74 kışında pansiyonlara, çarşıya yayılan ve insanların içine işleyen ama hakikaten de sizi alıp başka alemlere akıtan garip bir koku alıyorduk. Sorduk, günnük dediler, bir ağaç kabuğunun yanmasından ortaya çıkan esrarengiz bir buhur kokusu.

İşte Billie Holliday’in sesi de tıpkı buhur kokusudur. Cazın aşk şarkılarını en güzel yorumlayan tartışmasız bir Diva’ dır ama Diva olduğunu bilmeden 44 yaşında ölmüştür. Otobiyografisi şöyle başlar;
“Babam ve annem evlendiklerine çocuktular. Babam 18’inde, anam 16’sında ve ben 3 yaşımdaydım”
Çocuk yaşta uğradığı tecavüz, köle gibi çalıştığı Harlem barlarında şarkıcılık, ırkçılık mücadeleleri, yaşadığı sayısız aşk ve terk edilişler içinde yoğun bir alkol ve uyuşturucu kullanımı ile kendisini fazlasıyla hırpalamış bir Diva. Alkol ve uyuşturucunun etkisiyle başında unuttuğu saç maşaları yüzünden bozulan güzelliğini, kulağının arkasına yerleştirdiği manolya ile kapattığı siyah-beyaz albüm kapakları. Yıllar içinde çıkardığı albümlerde sona yaklaşırken şarkılarındaki hüznü, melankoliyi hissedebilirsiniz. O çok iyi bildiğiniz şarkıları adeta baştan yaratmıştır. Bağırmaz,yüksek tondan söylemez, hafif de kısıktır sesi yokoluşa giden. Amerika’nın zenci halk üzerinde uyguladığı ırkçılığın ulaştığı vahşeti belgeleyen 1930 larda çekilen bu fotoğraf üzerine yazılan STRANGE FRUIT (tuhaf meyve) şiiri üzerine bestelenen bu şarkıyı yine ondan daha duyarlı biçimde kimse okuyamamıştır.



Southern trees bear strange fruit,
tuhaf meyveler Güneyin ağaçlarında
Blood on the leaves and blood at the root,
Yapraklarında kan, köklerinde kan
Black bodies swinging in the southern breeze,
Siyah bedenler savrulurken güneyin rüzgarında
Strange fruit hanging from the poplar trees.
Garip meyveler sallanır kavak dallarında
Pastoral scene of the gallant south,
Muhteşem Güney’in kır manzarasında
The bulging eyes and the twisted mouth,
Pörtlemiş gözler, burulmuş ağızlar
Scent of magnolias, sweet and fresh,
Mis kokulu yeni açmış manolyayı
Then the sudden smell of burning flesh.
Aniden sarıveren yanık etin kokusu
Here is fruit for the crows to pluck,
Kuzgunların aşı
For the rain to gather, for the wind to suck,
Yağmurla çoğalan, rüzgarla karışan
For the sun to rot, for the trees to drop,
Güneşle çürüyen,ağaçla düşen
Here is a strange and bitter crop.
Bir tuhaf ve acı hasat.
(Çeviri veya anlam hatalarını düzeltecek olanlara şimdiden teşekkür ederim.)

http://www.youtube.com/watch?v=h4ZyuULy9zs

Bir de bunu dinleyin. http://www.youtube.com/watch?v=IUtPODn7cCc

Meraklısına da not olarak CD lerinin büyük müzik mağazalarında bulunduğunu belirtelim.