+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 16 ileti bulundu.

Konu: 1 Nisan 1984 Uğur MUMCU

1 Nisan 1984 Uğur MUMCU Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    Bursa, Türkiye.
    İletiler
    2.735
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Affet bizi Uğur Mumcu

    VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BIZI!

    Dag gibi karayagiz birer delikanliydik. Babamiz, sirtinda yük tasiyarak getirirdi asimizi, ekmegimizi. Arabalar siril siril isiklariylan caddelerden geçerken bizler bir mum isiginda bitirdik kitaplarimizi. Kendimiz gibi yasayan binlerce yoksulun yüregini yüregimizde yasayarak katildik o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asildik.

    Vurulduk ey halkim, unutma bizi...


    Yoksullugun bükemedigi bileklerimize çelik kelepçeler takildi. Iskence hücrelerinde sabahladik kaç kez. Isteseydik, diplomalarimizi, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanirdik. Mimardik, mühendistik, doktorduk, avukattik. Yazlik kislik katlarimiz, arabalarimiz olurdu. Yüregimiz, isçiyle birlikte atti. Yasamimizin en güzel yillarini birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.

    Öldürüldük ey halkim, unutma bizi...

    Fidan gibi genç kizlardik. Hayat, sakirdayan bir selale gibi akardi gözbebeklerimizden. Yirmi yasinda, yirmi bir yasinda, yirmi iki yasinda, iskencecilerin acimasiz ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüregimizle, direndik genç kizlik gururumuzla. Tükürülesi suratlarina karsi bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarimizi firlattik bos birer eldiven gibi. Utanmadilar insanliklarindan, utanmadilar erkekliklerinden.

    Hücrelere atildik ey halkim, unutma bizi...

    Ölümcül hastaydik. Bagirsaklarimiz dügümlenmisti. Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli iskencecilerin elinde öldürüldük acinmaksizin. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamisti daha. Cezaevlerine kilitlenmis kocalarimizin taptaze duygularina, birer mezar tasi gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. Insanlik sustu.

    Göz göre göre öldürüldük ey halkim, unutma bizi...

    Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yilan gibi dolasiyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattilar hücrelere. Hastaydik. Yurtdisina gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yasimizdaki kizlarimizi öksüz birakmazdik. Önce, kolumuzu, omuz basindan keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak firlattik attik önlerine. Sonra da, otuz iki yasinda birakip gittik bu dünyayi, ecelsiz.

    Öldürüldük ey halkim, unutma bizi...

    Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege'deki tütün isçileri, sizin için öldük. Dogu'daki topraksiz köylüler, sizin için öldük. Istanbul'daki, Ankara'daki isçiler, sizin için öldük. Adana'da, paramparça elleriyle ak pamuk toplayan isçiler, sizin için öldük.

    Vurulduk, asildik, öldürüldük ey halkim, unutma bizi...

    Bagimsizlik, Mustafa Kemal'den armagandi bize. Emperyalizmin ahtapot kollarina teslim edilen ülkemizin bagimsizligi için kan döktük sokaklara. Mezar taslarimiza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle baslarimizi ezmek, kanlarimizi emmek istediler. Amerikan üsleri kaldirilsin, dedik, sokak ortasinda sorgusuz sualsiz vurdular.

    Yirmi iki yaslarindaydik öldürüldügümüzde ey halkim, unutma bizi...

    Yabanci petrol sirketlerine karsi devletimizi savunduk; komünist dediler... Ülkemiz bagimsiz degil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtulus Savasi'nda emperyalizme karsi dalgalandirdigimiz bayragimizi daha da dik tutabilmekti bütün çabamiz. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.

    Vurulduk ey halkim, unutma bizi...

    Henüz çocuklugumuzu bile yasamamistik. Bir kadin eline degmemisti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamistik daha. Bir gece sabaha karsi, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarimizla çikarildik idam sehpalarina. Herkes taniktir ki korkmadik. Içimiz titremedi hiç. Mezar topragi gibi taptaze, mezar tasi gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere.

    Asildik ey halkim, unutma bizi...

    Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasinda vuranlar, agabeyimiz, babamiz yaslarindaydilar. Ya bu düzenin kirli çarklarina ortak olmuslardi ya da susmuslardi bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile, karsisindakilere bagirmamis insanlarin gözleri önünde, öldürüldük. Hukuk adina, özgürlük adina, demokrasi adina, Bati uygarligi adina, bizleri, bir safak vakti ipe çektiler.

    Korkmadan öldük ey halkim, unutma bizi...

    Bir gün mezarlarimizda güller açacak ey halkim, unutma bizi...

    Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarinda yankilanacak ey halkim, unutma bizi.

    Özgürlüge adanmis bir top çiçek gibiyiz simdi, hep birlikteyiz ey halkim, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi..

    Ugur Mumcu



    Hukuki NET Güncel Haber

    1 Nisan 1984 Uğur MUMCU konulu yargıtay kararı ara
    1 Nisan 1984 Uğur MUMCU konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Oct 2003
    Nerede
    Hatay, Türkiye.
    İletiler
    3.380
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    24 Ocak 1993 günü arabasına konulan bir bomba ile ÖLDÜRÜLDÜ.

    Halâ referans olmaya devam eden bu yiğit ve güzel insan bu gün de pek çok yerde mitingler,yürüyüşler,toplantılarda anılacak.

    Biz de saygıyla anıyoruz.


    EMPERYALİZM VE HUKUK

    Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşı sonunda kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı ise emperyalizme karşı savaşılarak kazanılmıştır. Anayasa'nın önsözünde, bu olgudan söz edilirken, "milli mücadele ruhu"nun devletimize kaynak olduğu da açıkça belirtilmektedir. "Milliyetçilik", emperyalizme karşı verilmiş Kurtuluş Savaşı'nın bilincine sahip olanların ulusal duygularıdır bu bakımdan.

    Oysa, kavram tam tersine çevrilmiştir. Emperyalizmden, yabancı sermayeden, hilafetten yana olanlarla, politika sahnesinde herrenge girmeyi hüner sayanların aritmetik toplamına "milliyetçi" denilmektedir. Milliyetçi olan ile olmayanı ayıracak en keskin ölçü, emperyalizme ve sömürüye karşı takınılan tavır ile belirlenebilir.

    Hatırlarsınız, bir zamanlar radyolarda "Köy Saati" adıyla bir program yayınlanırdı. Bu programda ülke sorunları, köylü yurttaşlarımıza anlaşılır biçimde anlatılırdı. Bu profram bazı çevrelerde tepkiyle karşılandı ve program yapımcısı Abdullah Yılmaz, mahkemeye verildi. Yılmaz'ın suçu, boraks madenlerinin devletleştirilmesini istemesiydi. Yargılama sonunda Abdullah Yılmaz mahkum oldu. Gerekçesini öğrenmek ister misiniz?:
    - Emperyalizmi kötü göstermek...

    Yani, bu karara imza atan saygıdeğer yargıç, boraks madeninin devletin elinde olmasını savunan bir görüşü, "emper-yalizmi kötü göstermek" diyerek gerekçesine yazabiliyor. Oysa Anayasa'nın 130'uncu maddesini açarsanız şu satırları okursunuz:

    - Tabii servetler ve kaynaklar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı devlete aittir...

    Bazı yargıçlar, Cumhuriyetin temelini oluşturan "milli mücadele ruhu" ile antiemperyalist bilinç ve eylemi, komünizm propagandası olarak anlamakta ve yorumlamaktadırlar. Örnek çok...

    Türkiye'de solcu düşünce ve eylemin gündeminde emperyalizme karşı savaş yer almaktadır. Temelinde, "milli mücadele ruhu" yatan bir devletin, emperyalizme karşı savaşı bir devlet felsefesi yapması gerekirken, tersine, emperyalizme karşı olmak, suçların en büyüğü sayılmaktadır.

    Mustafa Kemal, Temmuz 1922'de Türk Kurtuluş Savaşı'nın niteliğini belirlerken, şu tanımları ve eğilimleri ortaya koymaktadır:

    " Türkiye'nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk biterdi. Türkiye azim ve mühim bir gayret sarfediyor. Çünkü müdafaa ettiği, bütün mazlum milletlerin, bütün şarkın davasıdır ve şark milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir. Türkiye şimdiye kadar, mevcut tarih kitaplarının değil, tarihin hakiki icabatını takip etmiştir. Filhakika mevcut tarihlerin kaydettiği hadisat, milletlerin efkar ve ameli harekatı değildir..."

    Mustafa Kemal, Türk Kurtuluş Savaşı'nın bütün ezilen uluslar adına da yürütüldüğünü anlatırken, tarih kitaplarının yalan yazdıklarını ve özellikle ezilen ulusların gerçek görüş ve eylemlerini yansıtmadığını da, açık dille anlatmaktadır. Kurtuluş Savaşı bilinci budur...

    Bu sözleri söyledikten tam on bir yıl sonra, aynı bilinç Mustafa Kemal tarafından şöyle vurgulanmaktadır:

    " Müstemlekecilik ( sömürgecilik ) ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır..."

    Bu sözleri, Atatürk söylememiş olsa da, bizlerden biri yazsa, kimbilir neler olurdu?.. Savcılar yakamıza yapışır, sağcı gazetelerde binbir türlü yorum çıkar:

    - Sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümüne... diye başlayan ünlü madde gereğince bileklerimize hemen kelepçe takılırdı.

    Emperyalizmin yeryüzünden yok olacağını; yerine din, ırk ve renk ayrımı gözetmeyen yeni bir düzen kurulacağını söyleyen Mustafa Kemal Atatürk, aynı konuşmasında şunları haykırmaktadır:

    " Şark'tan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün, günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan, bütün Şark milletlerinin uyanışını da öyle görüyorum. İstiklal ve hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha müteveccih vuku bulacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve manilere rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istikbale ulaşacaklardır... Size bu sözleri söyleyen, Cum-hurreisi değil, sadece Türk milletinin bir ferdi olarak Mustafa Kemal'dir..."

    İşte Kurtuluş Savaşı'nın gerçek sesi de budur...

    Bunlara rağmen, bazı yargıçlar, Kurtuluş Savaşı'nı bir yana bırakıp emperyalizme karşı söz, yazı ve eylemi, Türk Ceza Yasası'nın 141 ve 142'nci maddelerine sokmakla, acaba tarihin akışını beş on yıllık cezalarla tersine çevireceklerini mi sanmak-tadırlar?..

    Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 4 Aralık 1975 ( Uyan Gazi Kemal! )


    ALINTI: http://tadevrimi.sitemynet.com/ata_ummakale.htm

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    ISTANBUL, GAZIOSMANPASA, Türkiye.
    İletiler
    28
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sevgili Uğur MUMCU'yu çok arayacağız...

    Yılgınlığın, korkaklığın, tepkisizliğin ve çıkarcılığın geçer akçe sayıldığı günümüzde Uğur Mumcu'yu çok özleyeceğiz. Karlı Sokak'ta, düştüğü yerde karanfiller boy verdi, mumlar hiç sönmedi.

    24 Ocak yalnız Türk basın tarihinin değil, Kemalizmin de kara günüdür. İnsanlık dışı korkunç tuzak on üç yıl önce, 24 Ocak günü Uğur Mumcu'yu acımasızca elimizden aldı. Bu olayın utancını ve acısını ulus olarak her geçen yıl daha derinden yaşıyoruz. Uğur Mumcu, ödün vermeyen güçlü kişiliğiyle bir inanç, onur ve erdem anıtı idi bizler için. Bizi içten ve dıştan çökertmeye çalışanlara karşı kalemiyle savaş veren Kalpaksız Kuvayı Milliyeci'yi Karlı Sokak'ta, düştüğü yerde saygıyla anacağız.

    Uğur Mumcu, kendisi gibi Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu olan ak saçlı dostları Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu , bilge ozan Ceyhun Atuf Kansu , Prof. Muammer Aksoy , Prof. Tarık Zafer Tunaya ve Nadir Nadi için bir yazısında şöyle demişti: ''Günümüzün 'Kuvayı Milliyecileri' ne kalpak takarlar başlarına, ne boyunlarına fişeklik ne de bellerine tabanca. Onlar, bağımsızlık inancını günümüzün kurt kapanları ile dolu çıkar dünyasında dirençle, özveri ile savunan Kalpaksız Kuvayı Milliyeci'ydiler. Onlar Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerdir.''

    Halkımızı uyandıran, gelmekte olan tehlikeyi önceden gören, ABD ve Batı emperyalizminin bizi Sevr'e kadar götürecek ürkütücü projesini belgeleriyle ortaya çıkaran, yolsuzluklarla ve haksızlıklarla savaşan, içimizdeki ''mütareke kalıntıları'' nın saldırılarına göğüs geren Uğur Mumcu'nun o gür sesini bugünlerde duyar gibi oluyorum. İnsan beynini ve ruhunu karartan şeriatçı güçlerin hızla örgütlendiği günümüzde Uğur Mumcu'yu çok arayacağız. Onun yıllar önce yazdıklarının hepsi günümüzde doğrulanıyor. Aramızdan göçüp gittikten sonra, nasıl büyüdüğünü her geçen yıl daha iyi anlıyoruz.

    Uğur Mumcu, bu topraklarda bir sömürge aydını gibi dolaşanlara, karşıdevrimcilere, siyaseti kendi kişisel çıkarı için kullananlara karşı Mustafa Kemal'in anısını yücelterek kalemiyle savaştı. Yurdunun sorunlarını, karşı karşıya kaldığı tehdit ve tehlikeleri kendisine dert edinmiş, sözünü kimseden sakınmayan gerçek bir yurtseverdi. Bugün hayatta olsaydı, Lozan'ın intikamını almak isteyen, Sevr'i her dem gündeme getiren iç ve dış güçlere karşı mücadelesini sürdürür, ülkemizin bugün ''mütareke'' döneminden daha tehlikeli bir durumda olduğunu halkımıza anlatırdı. Yılgınlığın, korkaklığın, tepkisizliğin ve çıkarcılığın geçer akçe sayıldığı günümüzde Uğur Mumcu'yu çok özleyeceğiz. Karlı Sokak'ta, düştüğü yerde karanfiller boy verdi, mumlar hiç sönmedi. Yaşamını Türk ulusuna adayan, bizlere aydın olmanın sorumluluğunu öğreten Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur Mumcu'yu onun çok sevdiği Nâzım 'ın dizeleriyle, saygı ve artan bir özlemle anıyorum.

    ''Ve kavga bittiği zaman

    Ne çiftlik sahibi oldu ne apartıman

    Kavgadan önce Kartal'da bahçıvandı

    Kavgadan sonra Kartal'da bahçıvan.''


    ___________________________________________
    Daver DARENDE Emekli Diplomat

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    May 2004
    Nerede
    Bursa, Mustafakemalpaşa, Türkiye.
    İletiler
    32
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Unutmayalım ki cesur bir kez,
    korkak bin kez ölür . Önemli
    olan , insanın böyle bir toplumda
    mezar taşı gibi suskunluk simgesi
    olmamasıdır.
    9 Aralık 1974
    UĞUR MUMCU


    Ölümünün onüçüncü yılında, DÜŞÜNENLERİN VURULMAMASI, VURULANLARIN UNUTULMAMASI dileğini bir kez daha yineliyor, saygıyla anıyorum...

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı




    Şüpheli çok gerçek yok

    Uğur Mumcu cinayetinden sonra 11 hükümet, 7 başbakan, 14 içişleri bakanı değişti. Davayı 13 yılda toplam 6 savcı takip etti. Başbakandan bakana, savcıdan suç örgütü liderlerine kadar herkesin zanlısı oldu. Ancak gerçek katil veya katiller hâlâ sır.

    Belma Akçura - İstanbul

    Gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993'te evinin önünde bombalı bir saldırı sonucu öldürülmesinin ardından 11 hükümet, 7 başbakan, 14 içişleri bakanı, 6 savcı değişti. Ancak konuyla direkt ya da dolaylı ilgilenen hemen her kesim, kendisine göre bir cinayet zanlısını öne sürdü. İslami örgütler, bölücü örgütler, çeteler ve gizli servisler bile işin içine sokuldu. İtiraflarda bulunan, bilgi veren veya tanıklık yapanlar, bu örgütleri veya kişileri hedef gösterdi.

    Savcı: Devlet biliyor
    Mumcu cinayetinden hemen sonra dönemin TBMM Faili Meçhul Siyasal Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyesi SHP'li Mustafa Yılmaz, Mumcu'nun öldürüleceğini MİT'in bildiğini iddia etti. Ankara DGM Savcısı Ülkü Coşkun da, "Olayı devlet yapmıştır. Siyasal iktidar isterse çözülür" dedi.

    Demirel: Söyleyemem
    29 Ocak 1993'te dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Mumcu suikastıyla ilgili olarak "Bugüne kadar ismi geçmemiş örgütler var. İsim sormayın, söyleyemem" dedi. O güne kadar adı bilinmeyen İslami Hareket Örgütü (İHÖ) ortaya çıktı, 19 üyesi yakalandı. Gözaltı tutanaklarındaki tahrifatı dönemin savcısı Ülkü Coşkun "polislerin yorgunluğuna" bağlayınca, suikasta ilişkin değerlendirmeler sonraki yıllara kaldı.
    İHÖ'nün istihbaratçısı olduğu ileri sürülen İrfan Çağrıcı, 23 Haziran 1994'te İstanbul'da yakalandı. Olayın sorumlularından Şefik Polat'ın da önce yakalandığı, ardından serbest bırakıldığı, daha sonra da Almanya'ya iltica ettiği ortaya çıktı. Dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin de 23 Mayıs 1996'da, Mumcu'nun katilinin Çağrıcı olduğunu açıkladı.

    Kazan, 'İsrail' dedi
    Ancak buna ilk itiraz, 30 Ağustos 1996'da, dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan'dan geldi. Kazan Mumcu'nun İsrail gizli servisi ajanları tarafından öldürüldüğünü öne sürerek, "Cinayetleri Müslümanlara yüklemeye çalışıyorlar. Göreceksiniz, cinayetin bu ajanlar tarafından işlendiğini ispat edeceğiz" ifadesini kullandı.

    "Kanımca dış bağlantılı"
    Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Cansever ise dört yıllık sessizliğini, Edirne Valisi olduğu 1997'de bozdu. İHÖ diye bir örgüt olmadığını söyleyen Cansever, "Kanımca olay yurtdışı bağlantılı" diye konuştu.

    Avcı: İran bağlantılı
    13 Mart 1997'de "Susurluk Çetesi'nin şifrelerini çözen" adam olarak tanınan Hanefi Avcı, Mumcu'yu İran bağlantılı taşeron bir örgütün öldürdüğünü söyledi. İran'ın Türkiye'de beş kadar taşeron örgütü olduğunu da açıklayan Avcı, İran'da devlete bağlı birkaç gizli örgüt bulunduğunu, Türkiye'deki taşeronları da bu örgütlerin yönlendirdiğini belirtti.

    Kıvrak: PKK öldürdü
    Mumcu cinayeti İBDA-C ve PKK adına da üstlenildi. Mumcu'nun "Türkiye'nin Celal Talabani'ye verdiği silahların PKK'ya gittiğini" öğrenmesi üzerine öldürüldüğüne ilişkin iddialarda kilit isim haline gelen emekli Albay Durmuş Coşkun Kıvrak, "Bence PKK öldürdü. Son kitabı Kürt İslam Ayaklanması'nı okursanız, neden öldürüldüğünü de bulursunuz" dedi.

    "Kürt lobisinin işi"
    Özgür Gündem gazetesinin el değiştirirerek Behçet Cantürk ve Yaşar Kaya'ya geçmesi, Mumcu'nun ağabeyi Ceyhan Mumcu'nun en çok değindiği noktalardan biri oldu. Ceyhan Mumcu, "Cantürk Güneydoğulu müteahhitleri, PKK ve onun sözcüsü olan bu gazeteye yardıma çağırdı. Uğur bunları yazdı ve başında Özal'ın bulunduğu Kürt lobisince öldürtüldü" dedi.
    Mumcu'yu Cantürk'ün öldürdüğünü söyleyen bir başka isim olan Güvenlik ve Yargı Muhabirleri Derneği Başkanı Ünal İnanç da, "Mumcu'nun öldürülmesinde tetiği Cantürk ve arkadaşları çekmiştir. Mumcu'yu 25 bin dolara uçurdular" diyordu.

    "Susurluk'a dikkat"
    PKK itirafçıları Murat Demir ve Murat İpek ise Mumcu'nun katilinin Susurluk çetesi, bombacının da Velid Hüseyin olduğunu öne sürdü. İtirafçılara göre Kadir Karataş isimli bir itirafçı, Mumcu olayı için Mehmet Eymür ve Korkut Eken'in kendisini çağırttığını, o dönemde Şırnak'ta olduğunu, oradan Malatya'ya geçtiğini, üç tane C-4 bombası aldığını, Ankara'ya gelerek üç bombadan birini sileceklere, birini marşa, diğerini de bagaja bağladıklarını söylemişti.

    Ağansoy anlatamadı
    Mumcu suikastiını araştırmak üzere kurulan komisyon, ülkücü çete lideri Alaattin Çakıcı'nın cinayetten önce iki gün Büyük Ankara Oteli'nde kaldığını ve Hülya Ağansoy'a ait telefonla görüştüğünü saptadı. Bir dönem MİT'e çalıştığı da öne sürülen Tevfik Ağansoy, yıllar sonra arası açılan Çakıcı'ya "Benden korksun, Mumcu cinayeti dahil her şeyi anlatacağım" mesajını gönderdi. Ancak Çakıcı'nın adamları tarafından öldürüldü.

    Oğuz, "JİTEM" dedi
    Astsubay Hüseyin Oğuz da Mumcu cinayetini işadamı Tekin Coşkuner'in işlediğini, planlayıcılarının da Çakıcı, Eken ve Cem Ersever olduğunu iddia etti. Oğuz, evinde C-4 bulunan ve "Şişko Tekin" diye bilinen Coşkuner'in suikastı oyuncak bir arabanın içine yerleştirdiği bombayla düzenlediğini, eski istihbaratçılardan Uğur Tönük'ün de cinayet konusunda bilgisi olduğunu söyledi.
    Oğuz yalan beyanda bulunmak suçundan askeri mahkemeye sevk edilirken bile, Tekin'i yakından tanıyan Malatyalı bir kişinin "Erdal İnönü güvence versin, her şeyi anlatayım" dediğini söyledi. Kimse güvence vermedi, "Malatyalı" da konuşmadı.

    Eymür: Ben yazacağım
    Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür de, Mumcu ile Bahriye Üçok cinayetlerinin, kullanılan teknik ve kişilikler bakımından birbirine benzediğini, bu cinayet teknolojisinin ancak devlet destekli grupların işi olabileceğini söyledi. Mumcu suikastından Eken ve arkadaşlarını sorumlu tutan Eymür, "Mumcu'yu ben yazacağım" dedi.

    Ataç: MİT ilgilenmedi
    MİT'çi Yavuz Ataç da, geçen yıl suikasla ilgili olarak şunları söylüyordu:
    "İzinli olduğum gün olay yerindeydim. Suikasttan bir gün sonra Müsteşar Sönmez Köksal emniyete gidip olayla ilgili bilgi getirmemi istedi. Ben de 'Emniyete gitmeme gerek yok, ben gittim' dedim. O da 'Keşke gayriresmi gitmeseydin, haber verseydin' dedi. Bakın, çok önemli bir olay olmuş, önemli bir gazetecinin arabası bombalanmış. MİT 'Bunu araştırmak bizim görevimiz değil' diyor."

    Tantan: Çözüldü sayılmaz
    2000'de dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın başlattığı UMUT Operasyonu, 22 faili meçhul cinayeti içine alarak davaya doğru yol aldı. Abdullah Argun Çetin, Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik gibi isimlerin suçlu olmadığı anlaşıldı. Ardından Ferhan Özmen, Rüştü Aytufan ve Necdet Yüksel'e ulaşıldı. Üç kişi, "anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs"ten ömür boyu hapse mahkûm oldu.
    Mahkeme de kararında, İran'ın suikastta önemli rol oynadığına hükmetti, ancak çelişkili iddialarla geçen yıllar hem operasyonun, hem de davanın inandırıcılığını azalttı.

    "Konuşurum" diyen öldürüldü


    - Tevfik Ağansoy, "Çakıcı benden korksun, Mumcu cinayeti dahil her şeyi anlatacağım" dedi. Çakıcı'nın adamlarınca öldürüldü.
    - Mumcu dosyasını alan savcı Kemal Ayhan, Haziran 1995'te ölü bulundu.
    - Mumcu'yu öldürdüğü öne sürülen Velid Hüseyin, yetkililerin sınır dışı edildiğini söylemesine rağmen, Silopi'de zehirlenme sonucu ölü bulundu.
    - Devletin ülkücüleri kullanmasını eleştiren Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Mumcu öldürüldükten 24 gün sonra 17 Şubat 1993'te "Zamanı gelince konuşurum" dedi. Ama Bitlis, şüpheli bir uçak kazasında öldü.
    - Astsubay Hüseyin Oğuz'un "Mumcu cinayetinin planlayıcıları arasında" dediği astsubay Cem Ersever öldürüldü.
    - Umut Davası'nda yargılanan Muzaffer Dağdeviren, tahliye olduktan hemen sonra, 22 Eylül 2005'te Fatih'te öldürüldü. Dağdeviren'in Kürşat Yılmaz ve Haluk Kırcı'nın oluşturduğu çetenin üyesi olduğu anlaşıldı.

    Alıntı: Milliyet

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    Bursa, Türkiye.
    İletiler
    2.735
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Hakkari, Yüksekova, New Zealand.
    İletiler
    31
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Affet bizi Uğur Mumcu

    Ölmediğin için yazmaya gerek yok ama sevgili Uğur Mumcu.... Bizde vuruluduk yokluğunda... Aydınlar azıcık farklı düşünenler vuruluyor sevgili Uğur Mumcu... 63 Gazeteci vurulmuş bugüne kader sevgili Uğur Mumcu... yaklaşık 1,5 senede bir bir hain kalem tutan ellere sakdırmış sevgili Uğur Mumcu...
    KURBAN OLAM KALEM TUTAN ELLERE YALANMIŞ sevgili Uğur Mumcu....
    Bedenini yok eden cani hala rahat rahat dolaşıyor sevgili Uğur Mumcu... O tetiği çektirenler Gülüp Whisky lerini içiyor sevgili Uğur Mumcu... Ama sanırım İkisi öldü sevgili Uğur Mumcu....
    Sindirmelere karşı hala akıllı ve direnenler var sevgili Uğur Mumcu...
    Ha bu arada yıldızlardan bulutlardan bize bakıyorsan AFFET BİZİ UĞUR MUMCU , VURULDUN AMA SENİ UNUTMADIK SEVGİLİ UĞUR MUMCU....

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    2.302
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Uğur Mumcu'yu saygıyla anıyoruz

    Uğur Mumcu

    Uğur Mumcu 22 Ağustos 1942-24 Ocak 1993 gazeteci, araştırmacı yazar. Eşi Güldal Homan evlilikleri 1977 süresince oğlu Özgür 1981 ve kızı Özge isimli çocukları vardır. 1993 yılında uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetişdir.

    Annesi Nadire Hanım, babası, Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey'di. Ailesi Ankaralı olan Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, babasının memuriyeti dolayısıyla Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu.

    İlk ve orta okulları Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'ndeokuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. Üniversite eğitimini 1961-1965 avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni tamamladı. 1962’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan Türk Sosyalizmi başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü’nü aldı. 1963’de fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi.

    Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart dönemi’nde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek", "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevi’nde pek çok aydınla birlikte bir yıla yakın kalan Uğur Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkum edildi. Fakat Yargıtay'ca karar bozuldu ve serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra Mumcu askerliğini, 1972-1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmi tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.

    Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994'te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.

    Çalışma hayatı

    1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı. Asistanlığa başlayınca Ankara barosundan adını sildirerek avukatlığı bıraktı. Bu dönemde incelemelerini Milliyet’te yayımlamaya başladı. Ant Dergisi, Cumhuriyet Gazetesi, Devrim Dergisi’nde yazılarını yayımladı.

    Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir süre Cemal Reşit Eyüpoğlu’nun yanında avukatlık yaptı. 18 Haziran 1965’te “Biz Anayasayı Savunuyoruz. Ya Siz?” başlıklı makalesiyle Doğan Avcıoğlu’nun yönetimindeki Yön Dergisi’nde yazmaya başladı. 1967’de Kim Dergisi’nde yazmaya ve Akşam Gazetesi’nde inecelemelerini yayınlamaya başladı. 1968’de yabancı dil öğrenmek için İngiltere'ye gitti, bir sure yazılarına oradan devam etti.

    Askerlikten sonra üniversitedeki görevinden ayrıldı ve gazeteciliğe profesyonel olarak 1974’te Yeni Ortam’nde başladı. Yeni Ortam’da, köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975’ten itibaren Cumhuriyet’te Gözlem başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansı'nda çalışmaktaydı. 1975’te Mart dönemini sergilediği makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl, Altan Öymen'le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayali mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayımlandı.

    1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. Gözlem başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı.

    1977’de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu tam 700 kere sahneledi. 1978’de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı Büyüklerimiz yayımlandı.

    1981’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak..." için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca’nın Papa’yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı

    Ülkede terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak’ı yayımladı. 1982’de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan ancak, Kenan Evren'in imzalayanları "vatan hainliği" ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar dilekçesinin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı.

    1987’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 yayımlandı.

    1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazan Mumcu, Cumhuriyet Gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü.

    Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Öldürülmeden önce, PKK ve Kürt sorunu üzerinde çalışmalar yapmaktaydı.

    Eserleri

    * Mobilya Dosyası (1975)
    * Suçlular Ve Güçlüler (1975)
    * Sakıncalı Piyade (1977)
    * Bir Pulsuz Dilekçe (1977)
    * Büyüklerimiz (1978)
    * Çıkmaz Sokak
    * Tüfek İcad Oldu
    * Silah Kaçakçılığı Ve Terör (1981)
    * Söz Meclisten İçeri (1981)
    * Ağca Dosyası (1983)
    * Terörsüz Özgürlük
    * Papa - Mafya - Ağca
    * Liberal Çiftlik
    * Devrimci Ve Demokrat
    * Aybar İle Söyleşi
    * İnkılap Mektupları
    * Rabıta
    * 12 Eylül Adaleti
    * Bir Uzun Yürüyüş
    * Tarikat - Siyaset - Ticaret
    * Kazım Karabekir Anlatıyor
    * 40'ların Cadı Kazanı
    * Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925
    * Gazi Paşa'ya Suikast
    * Sakıncalı Piyade (Tiyatro)
    * Söze Nereden Başlasam
    * Bu Düzen Böyle Mi Gidecek?
    * Bomba Davası Ve İlaç Dosyası
    * Sakıncasız
    * Eğilmeden Bükülmeden
    * Kürt Dosyası (1993)

    Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/U%C4%9Fur_Mumcu
    Uğur Mumcu - Vikipedi

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Uğur Mumcu'yu saygıyla anıyoruz

    Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında
    Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda
    Ucuz can pazarıydı, kalemim düştü kana
    Zalımlar pusudaydı, bedenim paramparça
    Ucuz can pazarıydı, kalemim düştü kana

    Uğurlar olsun,
    Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
    Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
    Yürekli yiğitlere hatıran olsun

    Çevirdim anahtarı apansız bir ölüme
    Şarapnel parçaları saplandı ciğerime
    Ucuz can pazarıydı, kan doldu gözlerime
    İsimsiz korkuları katmadım yüreğime
    Bembeyaz doğruları yaşadım ölümüne

    Uğurlar olsun,
    Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
    Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
    Yürekli yiğitlere hatıran olsun...

    Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız...

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Uğur Mumcu'yu saygıyla anıyoruz

    Aynı konular hakkında forum açılmaması taraftarıyım...
    https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=32803

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

tekin coşkuner

tekin coskuneralbay durmuş coşkun kıvrak1984 bir nisan1nisan 1984 hangi guntekin coskuner gorselhttps:www.hukuki.netshowthread.php19618-1-Nisan-1984-Ugur-MUMCU
Forum

Benzer Konular :

  1. Yüzakımız UĞUR MUMCU
    http://ogrenci.hacettepe.edu.tr/%7Ebesst/dosyalar/ugurmumcu.jpg Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yük taşıyarak...
    Yazan: milo Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 65
    Son İleti: 23-08-2018, 23:00:56
  2. Hukuk Portal: Yüzakımız UĞUR MUMCU
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?881-Yüzakımız-UĞUR-MUMCU
    Yazan: milo Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 1
    Son İleti: 09-05-2014, 20:31:43
  3. Hukuk Portal: Yüzakımız UĞUR MUMCU
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: http://hukuki.net/content.php?883-Yüzakımız-UĞUR-MUMCU
    Yazan: milo Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 0
    Son İleti: 24-01-2011, 20:30:52
  4. Hukuk Portal: Affet bizi Uğur Mumcu
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?882-Affet-bizi-Uğur-Mumcu
    Yazan: Av.Ragıp Atay Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 0
    Son İleti: 24-01-2011, 19:27:53
  5. Uğur Mumcu Anısına - Bu Kaçıncı Yıl?
    Uğur Mumcu Aslen, Ankaralı olan Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 yılında, babasının memuriyeti dolayısıyla Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak...
    Yazan: av.ferda Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 5
    Son İleti: 24-01-2011, 11:31:42

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.