+ Konuyu Yanıtla
5 / 33 Sayfa İlkİlk 12345678910111213141525 ... SonSon
41 den 50´e kadar toplam 330 ileti bulundu.

Konu: Ergenekon Notları

Ergenekon Notları Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #41
    Kayıt Tarihi
    Nov 2007
    İletiler
    5.000
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Alıntı Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    1-Malum zatın Zaman Gazetesi'nden aldığınız ileti ilginç ötesi... Şimdi o yazara sormalı? İbrahim Şahin tutuklandı, Sabih Kanadoğlu neden gözaltna dahi alınmadı?
    Benim Sabih Kanadoğlu suçludur şeklinde bir iddiam olmadı.
    "Sabih Kanadoğlu suçsuzdur. Çünkü Ergenekon sanığı İbrahim Şimşek'i mahkum etti." önermesine itirazım var.

    Yani Sabih Kanadoğlu'nun Ergenekon yapılanması kapsamında suç olan bir fiilinin olmamasının delili İbrahim Şahin'i mahkum ettirmesi değildir.

    İki yönden değildir:
    1. Sabih Kanadoğlu'nun bu hareketi sayesinde İbrahim Şahin daha ağır bir suçtan yargılanması önlendi, cezası hafifledi, Korkut Eken kayıp silahların yerini söyleyecekti, bu mümkün olmadı.

    2. Sabih Kanadoğlu onun hapse girmesini sağladıysa, Ahmet Necdet Sezer de sığ bir bakış açısıyla hapisten çıkmasını sağladı. Ergenekon sanığını hapse attıran Ergenekoncu olmazsa, hapisten çıkaran Ergenekoncu mu?
    (İkisi de aynı saçmalıkta önermeler)

    Alıntı Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    2-Bizim Araplarla bir ırk bağımız mı vardır da Sn. Horasan Baas denilen Araplar arasındaki sosyalist oluşumu size göre kabul etmiş oluyor?
    Mesele Baas mıdır, yoksa onun dikkate alınması gereken antiemperyalist ve sol kimliği midir?
    Olayın ideolojik yönleri beni hiç de ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren kısmı Hafız Esad veya Saddam Hüseyin rejimi altında yaşamak istemediğim. Abdullah Öcalan'a da sorsanız antiemperyalist ve sosyalisttir.

    Her "antiemperyalist ve sosyalistim" diyene kanmamızı beklemiyorsunuz sanırım.
    Hafız Esad ve Saddam Hüseyin her türlü pisliğini ve azınlık diktasını meşrulaştırmak için kendilerine ideolojik temeller bulmuş olabilirler. Doğan Avcıoğlu ve ekibinin 40 yıl önce yapmak istediği de bir azınlık diktasıyla kendinden olmayanlar için bir baskı rejimi kurmaktı. 40 yıldır dünya değişti, o grupta bir değişim yok.

    Kendi azınlık diktası heveslerini maskelemek için kimse Mustafa Kemal'in arkasına sığınmasın. Mustafa Kemal Atatürk'ün dünya görüşüyle sırf milliyetçi ve sol temelleri var diye Baasçı düşünceyi bir tutmak Atatürk'e büyük hakaret olur.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Ergenekon Notları konulu yargıtay kararı ara
    Ergenekon Notları konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #42
    Kayıt Tarihi
    Sep 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    55
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Işıl Özgentürk - Al Gözüm Seyreyle

    Yer Gök Ergenekon
    Samimiyetle söyleyeyim, ben bu Ergenekon işinden bıktım. Haber kanallarında bu konuda konuşmadık kimse kalmadı. Eski milletvekilleri, tedavülden kalkmış parti başkanları, her şeyi çok bilen gazeteciler hababam konuşuyorlar. Kimsenin de yeni bir şey söylediği yok! Televizyondaki tartışmaların daha samimisi bizim kahvede yapılıyor.

    Hemen herkes Ortadoğu’da arabuluculuk işine kalkışan, İsrail tarafından sınırda bekletilen Başbakan’ın, karizmayı fena halde çizdirdiğinden söz ediyor. İnsanlar akşamüstü kahveyi terk ederken birbiriyle vedalaşıyor, yarın kimin ne olacağı belli olmaz diye. Öte yandan Ankara’yı delik deşik eden kazıların yapılmasına neden olan krokinin varlığı, bir Susurluk suçlusunun bunca zaman geçmesine rağmen bu belgeyi neden imha etmediği en önemli soru! Üstelik kazı yerlerinde bir tuhaflık var. Düşünün AKP merkez binasının tam karşısı kazı yeri. Ayıp oluyor, casus filmlerinde bile böyle bir şey olmaz! Belge saklanmaz, yazılan ya da çizilen ezberlenir ve en geç beş saniye içinde imha edilir.

    Bu arada Bekir Coşkun’un cuma günkü yazısı kesilip kahveye asıldı bile. Bekir Coşkun’un izniyle bu yazıyı sizlerle de paylaşmak isterim. İçimiz çok karardı biraz gülelim.

    “Örgütün neresine bakmalı?..

    ERGENEKON terör örgütünün

    nicelik ve niteliklerine bakıyorum da, biraz değişik sanki.

    Bir; yeryüzünün en geveze terör örgütü bu... Telefon konuşmaları 2200 sayfa tutuyor.

    İki; yeryüzünün en olgun terör örgütü aynı zamanda... Tümü emekli...

    Üç; yeryüzünün en gizemli terör örgütü ayrıca... Çoğu birbirini tanımıyor, ki sorgulamada tanışıp, birbirlerini yazlığa davet etmeleri bu yüzden...

    Dört; yeryüzünün en eğitimli terör örgütü de... Bir YÖK daha kuracak kadar profesör, Doğu illerinden birisinde üniversite kuracak kadar akademisyen, üç siyaset-sanat-kültür dergisi yayımlayacak kadar yazar ve düşünür, Pakistan ordusunu yönetecek kadar general, bir koalisyon kuracak kadar siyasi parti genel başkanı var içinde...

    Beş; yeryüzünün en değişik silahlarına sahip bir terör örgütü... Çeşitli silah ve bombalar yanında; kalem tabanca, içi boş (muhtemelen taş niyetine kafaya vurmak için) el bombası, havalı lunapark tüfeği, sustalı bıçak, kama, balta, baston, şemsiye sapı...

    Altı; bir yeryüzünün en esrarengiz terör örgütü... Tabanı olsun, altyapısı olsun belli değil... Bir de başı (ona ‘bir numara’ diyorlar) belli değil... Bu nedenle ortasını yakaladılar...

    Biliyorsunuzdur; Anayasa Mahkemesi bu hükümetin ‘irticai faaliyetlerin merkezi’ olduğuna karar vermişti.

    Ergenekon davası iddianamesinde ise, örgütün Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ‘ıskata’ (düşürmeye, aşağı almaya, oradan indirmeye) kalktığı belirtiliyor.

    Yani; yargının üst tarafı, AKP Hükümeti’nin irticai faaliyetlerin merkezi olduğunu söylüyor...

    Yargının alt tarafı ise; bir araya gelip o AKP Hükümeti’ni oradan indirmek gerektiğini düşünenlerin ‘terörist’ olduğunu düşünüyor...

    Yok eğer siz de Anayasa Mahkemesi kararına bakıp AKP’nin indirilmesi gerektiğini düşünüyorsanız...

    O zaman yedi; yeryüzünde sizi en çok şaşırtacak terör örgütüdür bu aynı zamanda...

    Çünkü içinde siz de varsınız...”

    Bekir Coşkun’un yazısı burada bitiyor ama benim size söylemek istediğim bir şey var. Bazıları “oh nihayet Susurluk’a kadar geldik” diye seviniyor, ben hiç sevinemiyorum, Mehmet Ağar’a, Çiller’e kadar gidilmezse bu iş çözülmez. Bu da bana çok zor görünüyor. Mehmet Ağar’ı, yaka paça arabaya bindirip sorguya götürmeye kim cesaret edecek? Tabii bir de Marmaris’te güneşlenen Kenan Evren var.

    isilozgenturk6gmail.com

    12 Ocak 2009 - Cumhuriyet


    --------------------------------------------------------------------------------
    Arkadaşıma Gönder

    --------------------------------------------------------------------------------

  4. #43
    Kayıt Tarihi
    Dec 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    427
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    “UYSAL BİR HALK KİTLESİ,

    DOĞU GELENEKLERİNE BAĞLI KALMIŞSA…

    YANLIŞ VE KÖSTEKLEYİCİ ALIŞKANLIKLAR

    SONUNDA

    BİR TAKIM KUVVETLERİN TEKELCİ VESAYETİ ALTINA SÜRÜKLENEBİLİYORSA…

    BU KİTLE ADINA,

    MİLLİ İRADEYİ TEMSİL EDEN AYDINLAR HAREKETE GEÇERLER;

    KİTLEYİ ÇAĞDAŞ BİR DÜZENE KAVUŞTURMAK İÇİN,

    GERİ DÜZENLE,

    BATIL İTİKATLARLA,

    HURAFELERLE SAVAŞIRLAR.

    DEVRİM SATARLAR.

    GERİ DÜZENİ DEĞİŞTİRİRLER.

    BUNUN İÇİN PLESİBİTE BAŞVURULMAZ…

    BUGÜN 2 KERE SEKİZ ONALTIDIR.

    BUNU ON KİŞİ BÖYLE DESE VE

    YÜZ KİŞİ DE ON DİYE ISRAR ETSE,

    YÜZ KİŞİNİN DEDİĞİNİ Mİ KABUL EDECEĞİZ…”


    MUSTAFA KEMAL

    1934

    /////////////

    Şimdi ne olacak bay sdt23?

    Nerede sizin "Atatürk"'ünüz?

    Nerede?

    Bırakın da o küçücük yüreğinizin HENÜZ kurmaya cesaret edemediği ve "yemediği" denklemi ben kurayım sizin yerinize...

    SADDAM = HAFIZ ESAD = NASIR = MUSTAFA KEMAL

    Nasıl yüreğiniz soğudu mu?

    Rahatladınız mı?

    Bak sdt23 kardeş, durumunuza uyan çok güzel bir teşbih vardır:

    MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATMAK...

    Size tavsiyem:

    Tanımadığınız, bilmediğiniz lider ve ardıllarını eleştirirken çok DİKKAT ediniz...

    Hazımsızlık yapar!..

    Şimdiden geçmiş olsun...

  5. #44
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    2.302
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Ergenekon 4 katmandan oluşan bir network

    ECEVİT KILIÇ - 11.01.2009 / Sabah

    Yıllardır kontrgerilla ve çeteler üzerine yazılar yazan Ali Bayramoğlu: "Örgütün dört katmanı veya grubu var; askeri karargâh, emekli subaylar, vurucu timler ve dışarıdaki sempatizanlar"...

    Ergenekon'un son dalgasında önemli isimler gözaltına alındı. Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, emekli orgeneraller Tuncer Kılınç ve Kemal Yavuz, muvazzaf subaylar ve Susurluk'un kilit ismi İbrahim Şahin. Ardından Şahin'in evinde bulunan krokiler doğrultusunda yapılan kazılar sonucu silahlar, patlayıcılar ve mühimmat bulundu. 1990'lı yıllarda İtalya ve diğer NATO ülkelerinde yaşanan sahnenin neredeyse aynısı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Batı ülkelerindeki bu yapılar dağıtıldı. Sorumluları yargılandı; bırakın generalleri, polis şeflerini başbakanlar, cumhurbaşkanları bile sanık sandalyesine oturdu. Türkiye hariç. Susurluk bunun için bir adımdı ama üstü örtüldü. Şimdi Ergenekon tam bu yolda ilerliyor. Ergenekon, Susurluk ve kontrgerillanın devamı mı? Nasıl bir yapısı var? Amaçları ne? Bu soruları yıllardır bıkmadan, usanmadan çeteler ve kontrgerillaya karşı yazılar yazan Ali Bayramoğlu'yla konuştuk. Yeni Şafak yazarı Bayramoğlu, bu konuları Türkiye'de en iyi bilen isimlerden biri.

    * "Ergenekon'un ne olduğunu anlamadık" deniliyor. Gerçekten bu kadar farklı isimler nasıl bir araya gelebiliyor? Nasıl oldu bu, nedir Ergenekon? Bu konuda bir kanaatim var. Bir kere herkesin bildiği gibi devletin içinde devletin kontrolünde ama resmi olmayan şekilde faaliyet gösteren bir yapılanma var. Türkiye, 1999'dan itibaren Ecevit, Bahçeli ve Mesut Yılmaz hükümetiyle AB sürecine yaklaştı. MHP'nin idam cezasının kalkmasına onay vermesiyle başlayan anayasa değişikliği 2002'deki genel seçimlerden sonra hızlı bir reform politikasına dönüştü. Bu politikaların, devletin yapısını etkilediğini görmeye başladık. Bu dönem çok kritik bazı değişimler kadar kritik dirençlere de yol açtı.

    * Ergenekon bu dönemde mi oluştu? "Genç subaylar rahatsız" manşeti, paşalar arasındaki ayrışmalar, Mümtaz Soysal'ın New York'taki Kıbrıs Zirvesi'nde koridorlarda "Biraz sonra muhtıra geliyor" diye bağırdığı iddiaları... Bütün bunlar içeride bir hareketlilik olduğunu gösteriyor. Arkasından Özden Örnek'in günlükleri yayınlanınca bunlar teyit oldu. Andıçlar yayınlandı. 28 Şubat'ın ürünü olan sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirmek suretiyle bir tür korporatist sivil toplum yapısı yaratma çabası oldu. Bu para-militarist yapı içinde bazı üniversiteleri, üniversite rektörlerini görüyoruz. Direncin sivil toplum örgütleri düzeyinde militarist bir merkez tarafından örgütlendiği öyküsünü bu andıçlarla gördük.

    * Darbe girişimi iddiaları 2004'te. Tekrar ne zaman ortaya çıktı? Hrant Dink cinayetiyle bu yapı yeniden sistemin içine girdi. Direnç politikaları öyle bir noktaya geldi ki 2004'te siyasete müdahaleye hazırlanmış, bunun altyapısını oluşturmuş bir aktörler sistemi 2007'de aynı mekanizmayı devreye soktu. Ergenekon'da bir darbe, bir yıkma geleneği söz konusu.

    * Nelerin değişmesinden rahatsızlar? Türkiye'nin değişimi sadece devleti değil toplumu da etkiledi. Ermeni meselesini konuştuk, Kürt sorununda PKK'nın yerine sivil toplum örgütleri çıktı. Burada bağımlı veya bağımsız vurucu tim, serseri tim, Susurluk eskisi, emekli paşalar gibi bu değişime karşıt olanların hepsi oluşan yapı içinde kendilerine yer buldu.

    * Peki, nasıl örgütlendiler? İşte burada kurumları görmeye başladık. Bu formel yapılar direnmeye başladı. Asker, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi gibi... Bir de enformel bir şekilde başka gruplar iletişime geçti. Direnç gösteren gruplar arasında temaslar başladı, kendiliğinden bir direnç örgütlendi.

    * Ergenekon'un nasıl bir yapısı var? Yine kanaatime göre söylüyorum. Şimdi Ergenekon'un içinde dört katman var. Birinci katman formel dediğimiz yapı. Bunun içinde devlet kurumları bulunuyor. Bunların hem çok güçlü hem de yasal sınırları var. Örneğin askeri karargâh.
    Peki bu yazıdaki katman ve yorumları nasıl buluyorsunuz?

  6. #45
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Ortadoğu'nun totaliter, üçüncü dünyacı, çağdaşlığa ve demokrasiye kapalı, psikopat liderlerini Atatürk'e benzetmek için sanırım hasta olmak gerekir.

    Atatürk çağdaş uygarlık düzeyini hedeflemişti.. Bu liderler çağdışı..

    Baas'ın programında Hatay'ı Türkiye'den koparıp Suriye'ye bağlamak vardı.. Hatay'ın anavatana katılması Atatürk'ün hastalık dönemindeki üstün gayreti ile gerçekleşmiştir. Bu örnekte Atatürk'le Baas karşı karşıya..

    Doğan Avcıoğlu'nun Baasçı ideolojisinin adı "kemalizm" olabilir ama asla Atatürk, bu anlamda bir kemalist değildi VESSELAM.

  7. #46
    Kayıt Tarihi
    Nov 2008
    Nerede
    İzmir
    İletiler
    600
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Alıntı sdt23 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Evet, Fatih Altaylı bu taktikleri iyi bilir ve uygular. :o
    Ben sizi umutsuz vaka olarak kayda geçtim. BU nedenle sizden gelen hiçbir yanıta şaşırmıyor ve aslına bakarsanız çok fazla ciddi bulmuyorum.
    2 ile 2 yi kim toplarsa toplasın gerçekte 4 ediyor ama siz toplayınca asla dört diyemiyorsunuz.

    Düşünen beyinlerin her düşüncesine derin saygı duyarım ama siz düşünen sorgulayan bir yapıda değilsiniz ki.....

    1974 den beri Rahmetli Ecevit in bütçesi önüne geldiğinde haberdar olduğu Özel Harp dairesi kavramından, sağır sultan dahi bu ve benzeri bir yapılanma olduğunu biliyor ama bizim önümüze konan fiili gerçekler ile bilinen durum örtüşmüyor.
    Susurluk yapılanmasının kendi içinde ortak çok noktası vardır. Haluk Kırcı, Sedat Bucak, İbrahim Şahin, Hüseyin Kocadağ, Apdullah Çatlı, Oğuz Ayhan, Ayhan Çarkın belli bir düşünce yapısına sahiptir ama sunulan yapılanma bu bilinen gerçekler ile bile uzak yakın ilgili değil. Madem konu Susurlua kadar geldi, Susurluğun bilnen ve yargılanan diğer siyai ve idari ayakları halen serbestler. Örneğin Mehmet Ağar davada sanık yada şüphelidir ama bildiğim kadarı ile bu soruşturmada ifadesi alınmamıştır.
    Susurluk adı ile tanımlanan yapılanmanın önceside elbette vardır. Ta Kenan Evren dönemine uzandığı söylenen Asala ile mücadele dönemlerinde de buna benzer iddialar hep vardı. Hiçbir kimse yok canım ne örgütü falan demez diyemez ama bu örgüt ve elemanları davaya konu olanlar mıdır yoksa elma ile armutlar karışmışmıdır bunu yargılama çözecek.

    Kanadoğlu için bir sürü zırva yazmışsınız. Yok yargılanmasını engellemiş de aslında daha çok ceza alırmış. BU saatten sonra size Kanadoğlu anlatacak kadar sabırlı değilim. Ahmet Necdet Sezer affetmişmiş. Her halde önüne gelen sağlık kurulu raporlarını kendisi düzmedi sanıyorum. Bir Cumhurbaşkanı önüne gelen somut dosya hakkında karar verir.
    Kendinin de yargılandığı trilyon davasında Erbakan ı affeden Cumhurbaşkanı da size göre hangi guruba girer ben yorum yapamam. Madem gerçek acıdır diyorsunuz buyrun bir gerçek daha size. Dilediğiniz yorumu yapın.

    Dilim çok şey yazmak ister ama malum susmak da bazen çok şey anlatır.
    Konu Phantom of law tarafından (13-01-2009 Saat 11:36:40 ) de değiştirilmiştir. Sebep: düzeltme

  8. #47
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Taha Akyol 12 Ocak Pazartesi 2009/MİLLİYET

    t.akyol@milliyet.com.tr

    Ergenekon ve hukukçular

    CUMHURBAŞKANI Sezer’in oğlunun düğünü, Eylül 2004... Davetlilerinin hepsi, tabii, Sezer gibi Atatürkçü... O sırada İÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınması gündemde... Konuklarından biri diyor ki:
    - Alemdaroğlu hiç görevden alınabilir mi?! O bir Atatürkçüdür, laiktir! Görevden alınamaz!
    Davetliler arasında bulunan Sabih Kanadoğlu hemen cevabı yapıştırıyor:
    - Olur mu efendim, herkesten önce Atatürkçülerin, laiklerin hukuka uyması gerekmez mi?!
    Sayın Kanadoğlu’nun hukuk duyarlığını yansıtan bu olayı 21 Eylül 2004 günlü Milliyet‘te yazmıştım. Sayın Kanadoğlu telefonda “Yazdığınız olay doğru, evet, herkesten önce Atatürkçülerin, laiklerin hukuka uyması gerekir” demişti.
    Kanadoğlu’nun silahlarla, bombalarla toplumsal kargaşa yaratarak orduyu darbeye zorlamayı amaçlayan bir örgütle organik ilişkisinin olabileceğine asla inanmıyorum.
    Evindeki aramanın kendisi hakkında değil, başkaları hakkında delil olabilecek bulguları araştırmak için yapıldığını sanıyorum, zaten kendisi sorgulanmadı.
    Her halde üzücü bir olay; hiç olmazsa polisler saygılı davranmış bari.

    Kanadoğlu olsaydı
    Bizde eskiden beri Kemalist ve liberal hukuk felsefeleri çatışır. Kanadoğlu Kemalist çizginin önde gelen hukukçularından biridir. Birçok konudaki görüşlerini eleştirdim ama daima saygılı bir dil kullandım.
    Şimdi, Ergenekon soruşturması konusunda Sayın Kanadoğlu aynı duyarlıkla konuşuyor:
    “Ben meslek hayatım boyunca çetelerle uğraştım. Ben de olsam Ergenekon’u soruştururdum...”
    Ergenekon soruşturmasını laik cumhuriyete suikastmış gibi gösterenlere Kanadoğlu gibi Atatürkçü bir hukukçunun cevabıdır bu sözler!
    Ortada, hukukun mutlaka soruşturma açması gereken, hayli dal budak salmış, kanunsuz bir ‘Ergenekon’ yapılanması vardır! Kimse bunu küçümsememeli, kimse soruşturmayı dumura uğratmaya, savcıları ürkütmeye, caydırmaya kalkmamalıdır.
    Evet, Sayın Kanadoğlu, Ergenekon soruşturmasının gerekli olduğunu belirtirken “Ama nasıl yapıldığına bakılmalı” diye de ekliyor.
    Soruşturma nasıl yapılıyor? Son derece önemli elbette.

    İz sürmek
    Herkes kabul eder ki, soruşturma bir tür “iz sürme” işlemidir. Ergenekon’u Kanadoğlu soruştursaydı iz sürerek aramalar yapacağı yerler çok mu farklı olurdu? Bilmiyorum, tüm dosya açığa çıkmadan kimse de bilemez.
    Aramalar ve sorgular yapılmadan nasıl iz sürülebilir?! Silahlar, bombalar, örgütsel bağlantılar nasıl ortaya çıkarılabilir?!
    Bazı kişilerin gözaltına alınmasını dışarıdan bakarak ben de yadırgıyorum ama genelleme yapılamaz. Zaten işte, bu satırlar yazılırken Prof. Kemal Gürüz serbest bırakılmıştı. Önceki gün de Org. Tuncer Kılınç serbest bırakıldı. Bunun yanında, son dalgada gözaltına alınanlardan beş kişi ise tutuklandı.
    Dosyayı bilmeden iddialı genellemeler yapmak, toptancı tavırlar koymak yanlıştır.
    Sadece hukuk diliyle ve hukuki uyarılar yapılabilir. Soruşturmanın hukuki sağlamlığı, sonuç alınması için de gereklidir; bu uyarıyı her zaman yapalım...
    Ama sokak gösterileriyle, siyasi nutuklarla, hukuk kuruluşlarının adını kullanan bildirilerle savcıları ve hâkimleri caydırmaya, ürkütmeye çalışmak en azından hukuka saygısızlıktır!

  9. #48
    Kayıt Tarihi
    Feb 2007
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    1.526
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Alıntı Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Ahmet Necdet Sezer affetmişmiş. Her halde önüne gelen sağlık kurulu raporlarını kendisi düzmedi sanıyorum.
    Kendinin de yargılandığı trilyon davasında Erbakan ı affeden Cumhurbaşkanı da size göre hangi guruba girer ben yorum yapamam.
    Teröristleri affeden Cumhurbaşkanı!


    AKP yandaşları ve medyası, yoğun propaganda yapıyor: "Cumhurbaşkanı, cezaevlerindeki teröristleri hastalık bahanesiyle affedip sokağa salıyor."

    Bu, Türkiye’de piyasaya sürdükleri en büyük yalanlardan biri. Bunu size eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in sözleri ve imzasıyla kanıtlayacağım. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu bu konuyu Adalet Bakanı’na bir soru önergesiyle sordu:

    "Anayasa’nın 104. maddesine göre sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak yetkisi Sayın Cumhurbaşkanı’na verilmiştir.

    Bu bağlamda Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanırken, bunların seçimi Cumhurbaşkanı tarafından mı yapılmaktadır?

    Affedilen kişilerin Anayasa’da öngörülen konumda olduklarını (sürekli hastalık nedeniyle tahliyesini) belirleyen kurum hangisidir ve bu kurum hangi Bakanlığa veya bakanlıklara bağlıdır?"

    Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından bu önergeye verilen yazılı yanıtı özetliyorum:

    "(Cezaevlerinde yatmakta olan) Hükümlülerin bu konudaki (tahliye) taleplerini Bakanlığımıza veya Cumhuriyet Savcılıklarına yapmaları durumunda, zaman geçirilmeden tam teşekküllü bir devlet hastanesine sevk edilerek hastalığın tıbben tesbit edilmesi, sonra raporun (bir kez daha tetkik ve onay için) Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilmesi, hastalık saptandığı takdirde belgelerin derhal Bakanlığımıza gönderilmesi gerekmektedir.

    Yukarıda belirtilen süreç sonunda ikmal edilen dosya, Bakanlığımızca gereği takdir ve İFA EDİLMEK ÜZERE Cumhurbaşkanlığı makamına sunulmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Cemil Çiçek. Adalet Bakanı. İmza."

    * * *

    O halde neymiş? Hükümlü çok yaşlı, ölümcül hasta veya sakat. Cezaevinde kalması mümkün değil. Hükümlü, Adalet Bakanlığı’na veya Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruyor. Bu kurumlar tarafından tam teşekküllü devlet hastanesine gönderilip tetkikleri yapılıyor ve uygun görülürse rapor veriliyor. Bu rapor Adli Tıp Kurumu tarafından değerlendiriliyor. Gerekirse tetkik ve gözlemler orada yeniden yapılıyor. Bu süreç haftalar boyu sürüyor. Hükümlünün tahliye edilmesine karar verilirse, dosya Adalet Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanı’na gönderiliyor.

    Devletin ilgili birimleri inceleyip tahliye kararı veriyor. Cumhurbaşkanı bunu onaylıyor. Önüne gelen böylesine tıbbi, teknik ve insancıl bir konuda Cumhurbaşkanı "Hayır onaylamıyorum, bırakın cezaevinde ölsün" diyebilir mi?

    Yalan makinesini işte böyle çalıştırıyorlar. Olay bu. Gerçekler böyle. Bu yazımdan sonra herhalde yeniden piyasaya çıkıp "Cumhurbaşkanı teröristleri affediyor" diyemezler!

    CUMHURBAŞKANI NE YAPACAK?

    Sevgili okuyucularım, birkaç gün önce Meclis’ten "kaldır elini, indir elini" komutuyla yeni bir beş dakkada Beşiktaş yasası çıkardılar. Yasanın kulisini Meclis’te Melih Gökçek yaptı! Amaç Büyükşehir Belediyesi ile oraya bağlı EGO’yu devletin ve milletin kesesinden kurtarmak.

    Şimdi vereceğim rakamlar, devletin resmi rakamlarıdır.

    Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Hazine’ye, yani devlete olan borcu, bağlı kuruluşları EGO ve ASKİ ile birlikte toplam 3 katrilyon 770 trilyon lira. Maşallah!

    Doğalgaz dağıtımı ve satışını yapan EGO, bir devlet kuruluşu olan BOTAŞ’a yüz milyonlarca dolar borçlu. Doğalgazı BOTAŞ’tan alıyor, parasını ödemiyor ama halka peşin parayla satıyor. EGO’nun devlete toplam borcu ise 1 katrilyon 268 trilyon lira.

    Ankara, bu yolla Türkiye’deki en pahalı doğalgazı kullanıyor.

    AKP iktidarı bu borçları tahsil etmek yerine, şimdi yeni bir yasa çıkardı. EGO özelleşecek! O borçlu kuruluşu kim satacak? Büyükşehir Belediyesi! Böylece borçlar yok edilecek, üstelik paralar oraya aktarılacak. Tam bir vurgun ve partilisini devlet kesesinden kurtarma operasyonu.

    Yani o buharlaşan borçları biz ödeyeceğiz. 70 milyonun cebinden çıkacak.

    Böyle eşitsizlik, adaletsizlik, keyfilik, adamına göre muamele olur mu? Devlete, millete borcunu ödemeyene hesap sormak yok!.. Çünkü orası AKP’nin belediyesi ve harcama, oy devşirme yeri. Ama yasa çıkarılıyor, borçlu kuruluşun borcunu ödemeden özelleştirilmesi öngörülüyor.

    Böylesine bir partizanlık dünyanın hiçbir ülkesinde olamaz.

    Yasa şimdi Cumhurbaşkanı’nın önünde. Cumhurbaşkanı bu rezalete onay verecek mi, yoksa veto edip geri mi gönderecek? Bilmiyoruz. Bekleyip göreceğiz.

    Emin Çölaşan

  10. #49
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    24
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Bir yerlerde gömülü silahlarım, bombalarım olsa bunlar hakkında kroki yapmak, yapsam bile bunu evimde bulundurmak yapacağım en son şey olurdu. Ben kendi halinde bir öğrenciyken bu durumu kavrayabiliyorum. Ya evinden kroki fırlayan insanlar? Bir bakıyorum, ne göreyim.. Bunca yıl devletin stratejik noktalarında görev yapmış insanların evlerinden krokiler çıkıyor, yapılan kazılarda birtakım mühimmat ele geçiriliyor. Yapmayın, buna kargalar güler!
    Sizce böyle bir örgütlenmeye dahil Yarbay, benim akıl ettiğimi akıl edemez mi? Önüne gelenin evinin arandığı şu günlerde evde kroki bulundurur mu?

    Sanki birileri bir yerlere bir şeyler gömüyor, sonra buna ilişkin krokiyi bir şekilde bir yerlere yerleştiriyor, daha sonra da bu gömdüğü şeyleri bulmaya çalışıyor..

    Aslına olay bana yabancı gelmedi..

    Bilindiği üzere Sinan Aygün'ün çalışma odasından da Glock marka silah çıkmıştı, ne şans ki bu silah odası basılmadan 1-2 ay önce şans eseri bulunabilmiş ve Emniyet'e teslim edilmişti. Ya bulunamasaydı? Sinan Aygün'den Glock marka çıkmış olmayacak mıydı?

    Tüm dönenler büyük bir komplo gibi, önce silahları bir yerlere yerleştir, sonra oraları bas ve delil elde et..Cillop gibi..

    Tabi bu dediklerim de hayal ürünü olabilir. Gerçekten de böyle bir örgütlenme ve silahlar var olabilir..Ama en azından ben buna inanmıyorum..
    Konu pinpon tarafından (13-01-2009 Saat 00:51:50 ) de değiştirilmiştir.

  11. #50
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    2.302
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Ergenekon Notları

    Susurluk için meydanlara çıkan medya Ergenekon'da neden susuyor?

    ATV Genel Yayın Yönetmeni Fuat Uğur, Susurluk kazası sonrası basının yaptığı yayınlarla demokrasi yanlısı olduğunu gösterdiğini, söz konusu ilişkilerin üzerine gidilip ortaya çıkarılması yönünde medyada fikir birliğinin oluştuğunu söyledi.

    Aynı tablonun Ergenekon soruşturmasında sergilenmediğine işaret eden Uğur, Susurluk'un ortaya çıkması için tavır koyanların sessiz kaldıklarına dikkat çekti.

    ATV Haber Genel Yayın Yönetmeni Fuat Uğur, Cihan Haber Dergisi'nin son sayısı için konuştu. Açıklamalarında ağırlıklı olarak medyanın Ergenekon soruşturması ile ilgili yaptığı haberlere eleştiri yönelten Fuat Uğur, bu hususta ATV'nin verdiği mücadeleye dikkat çekti. ATV'nin hukuk, demokrasi ve insan haklarını temel alan, Avrupa Birliği sürecine önem veren, basın meslek ilkelerine koşulsuz uyan bir yayın yaptığını anlatan Fuat Uğur, tüm bunların yaptıkları haberlerin omurgasını oluşturduğunu diye getirdi. Türkiye'de ve dünyada bir insan hakları ihlali, hukuk, demokrasi ihlali varsa ATV Haber'in bunun karşısında olacağına vurgu yapan Uğur, ATV'nin habercilik yaparak bu olayların üzerine gideceğini ama kesinlikle kişilik haklarına aykırı davranmayacağını belirtti.

    Fuat Uğur, bu ilkelerin Ergenekon Soruşturması kapsamında yaptıkları haberlerle kendini gösterdiğini söyledi. Bu yayınlar dolayısıyla "Yandaş medya" eleştirilerine maruz kalsalar da bu konuda taviz vermeyeceklerine dikkat çeken Fuat Uğur, şunları kaydetti:

    "Ergenekon Davası ile ilgili yaptığım haberlerle ilgili sert eleştiriler yöneltildi. Bizi yanlı olmakla suçladılar. Peki biz ne yaptık? Türkiye'de bir örgüt oraya çıkarılıyor. Çok ciddi bir örgüt. Bu örgütün cinayetler işlediği şüpheleri almış başını gidiyor. Bununla ilgili belgeler var, iddianame var. Ben bunun haberini yapmayayım mı? 'Bu terör örgütüdür' diye tanımlanan, Türkiye'de darbe ortamı hazırlamak isteyen bir örgütle ilgili haber yapmayacak mıyım? Yapacağım tabiî ki. Neden?

    Çünkü bu örgüt Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve hukuka darbe indirmek üzere oluşturulmuş bir örgüttür. Neden PKK terör örgütünün üzerine giderken kendimizi hiç rahatsız hissetmiyoruz da Ergenekon terör örgütü ile ilgili yapılan haberlerden rahatsız oluyoruz? Yani Ergenekon terör örgütü kapsamında yargılanan kişilerin arasında bizim medyadaki birtakım insanların aile dostları, yakın arkadaşları olduğu için mi bu haberleri yapmaktan imtina edeceğiz? Filancanın medyada bir dostu var diye konuşmaktan çekinmemiz söz konusu olabilir mi? Olamaz. Medyadaki bazı isimlerin tanıdıkları etkin insanlar olması mı acaba bu örgütü görmemizi engelleyecek? Ben bunu merak ediyorum.

    Türkiye'de öyle bir şey yaşandı ki demokrasi ve hukuk kendini güvende hissetmedi. Dolayısıyla insanlar kendini güvende hissetmedi. Artık bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Ortadan kalkması gerekiyor. Basın özgürlüğünün bugün en çok yerleştiği ülkelerde basın bu tür olayların üzerine cesaretle gidiyor. İspanya'da demokrasiye geçilirken parlamentoyu bir albayın basması üzerine basının nasıl davrandığını görmek gerekir. 'Biz bu işe karışmayalım' mı demişlerdi?"

    "BU NE BİZİM TARAFSIZLIK?"
    Susurluk kazası sonrası basının bütün nüshalarını göz önüne getirince yapılan yayınların demokrasi yanlısı olduğuna, söz konusu ilişkilerin üzerine gidilip ortaya çıkarılması yönünde fikir birliğinin oluştuğuna işaret eden Fuat Uğur sözlerini şöyle sürdürüyor: "Milliyet'i, Hürriyet'i, Radikal'i, o dönemin Sabah'ını ve diğer gazeteleri, televizyonları göz önüne getirin. Nasıl yayın yapmışlardı? O bültenleri sunan ya da hazırlayan Ali Kırca'sı, Uğur Dündar'ı, Fatih Altaylı'sı, Tuncay Özkan'ı meydanlara çıkıp gerçekte habercilik ilkelerini ihlal ederek miting yapmamışlar mıydı? 'Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık' eyleminde meydanlara çıkıp konuşmalar yapan ben miydim? Bu ne biçim tarafsızlıktır? O zaman yaptıkları doğruydu da şimdi neden susmaktadırlar? Neden Ergenekon haberlerine mesafeli kalmayı yeğlemekteler?

    O zamanla bugün arasındaki fark nedir? O zaman o kamyon şoförünün çarptığı aracın içinde Abdullah Çatlı isimli bir eski ülkücü vardı. Yanında Gonca Us isimli bir kadın, Hüseyin Kocadağ isimli polis ve Sedat Bucak diye çok da fazla sevilmeyen bir Kürt politikacı vardı. 'Bunlar bizim yakın çevremizden değil, tasfiye edilebilir. Onun için her şeyi yazıp çizebiliriz.' diye mi düşündüler?

    Ergenekon, Susurluk'u da içine alan bir süreçtir. Türkiye'nin hukukuna demokrasisine, insan haklarına saldırmaktadır. Ben bunun haberini haberci olarak yapmak zorundayım. Dünyada başka yerlerde de bu haber yapılır. Ama şu da var ki bunu yaparken basın meslek ilkelerine de uymak durumundayım. Ergenekon'dan yargılananların kişilik haklarına saygı göstermek durumundayım. Örneğin biz Kuddusi Okkır ile ilgili bütün haberleri yayınladık. Eşi ile röportaj yaptık.

    Benzer durumdaki Asuman Özdemir ile röportajımız yayınlandı. Özetle Ergenekon gibi insan haklarına, hukuka ve demokrasiye darbe vurmak üzere kurulmuş bir örgütün haberlerini sunarken Türkiye'de bir insan hakları meselesi olduğunu görmezden gelmemek gerekir.

    Türkiye'deki sorunu göz ardı mı geleceğiz? Okkır olayı, Türkiye'deki polis, adliye ve cezaevi sisteminin çok doğru işlemesinden kaynaklanmıştır. Bu sistemin düzeltilmesi gerekir. Diğer kanalların haber bültenleri Kuddusi Okkır'ın ölümünün üzerine gitti; çünkü bunun üzerinden hükümeti vurmayı tercih ettiler. Ölümlerin üzerinden nemalandılar. Biz Kuddusi Okkır olayı üzerine insan hakları ihlali olduğu için gidiyoruz ama aynı zamanda Okkır'ın durumunda başkalarının da bulunduğunu söylüyoruz.

    Mesela cezaevinde bulunan ve mesane kanseri olan Erol Zavar'ı da haber yaptık. Ama ne enteresandır Okkır'ın haberini yapanlar diğerlerine değinmiyor. Erol Zavar'ın adını bile anmıyorlar. Çünkü insan hakları onlar için çifte standarttır. Ergenekon ile ilgili yaptığımız haberlerin sağlıklı ve tutarlı olduğunu düşünüyorum. Farklılığımız da burada ortaya çıkıyor."

    "AHLAKSIZCA HABERCİLİK ANLAYIŞI"
    AK Parti'nin yargı süreci ve öncesinde "Ortak Akıl" adı altında Türkiye'de "darbe karşıtı" birtakım mitingler yapıldığını hatırlatan ATV Haber Genel Yayın Yönetmeni Uğur, yüz binlerce insanın katıldığı bu mitinglerin diğer kanallar tarafından haber olarak görülmediğini anlattı. Uğur, "Bursa'da 100 bin kişi toplanıyor ve sen bunu görmüyorsun. Niye görmüyorsun? Haber değeri yok mu? Haber değeri var, sonuna kadar var. Kadıköy'de Ergenekon davasını protesto etmek için 2 bin kişi toplanıyor, aynı kanallar bunu 5 dakika haber yapıyor. 'Yeni cumhuriyet mitingleri başladı' diye üstelik. Bunu görsünler tamam, ben de yayınladım bu mitingi. Ama ben Ortak Akıl mitingini de yayınladım. Diğer kanallar Ortak Akıl mitingini görmüyor, 2 bin kişinin katıldığı mitingi görüyor.

    Beyoğlu'nda 10 bin kişi darbe karşıtı yürüyüş yapıyor, bunu görmüyor. Beyoğlu'nda 5 çarşaflı kadın provokatif amaçlı eylem yapsa ne olurdu? Bu kanallar böyle bir görüntüyü birinci haber olarak en az 10 dakika yayınlarlardı. Bu ahlaksızca bir şeydir. Ahlaksızca bir habercilik anlayışıdır. Türkiye'de habercilik ne yazık ki patronların hükümetle ilişkilerine dayalı olarak yürütülüyor. Patronların rejimle ilişkilerine dayalı olarak yürütülüyor. Türkiye'de tek bir rejim var, demokrasi. Olması gereken odur."

    YeniŞafak

+ Konuyu Yanıtla
5 / 33 Sayfa İlkİlk 12345678910111213141525 ... SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

kutahyada arif donmez katliyami

15 ocakta kocatepede intihar eden esra arslan

ali tatar cenazesi nerden kalktı

özgürlüğünden alıkoyma suçundan yargılanan iftira suçunu ıspatladı

http:www.hukuki.netshowthread.php41191-Ergenekon-Notlaripage12

Forum

Benzer Konular :

  1. Bir Ergenekon Savunması
    Mehmet Ali Çelebi askeri liseyi birincilikle, Kr.H.O da dördüncülükle bitirmiş. 15 aydır Ergenekon’un tutuklu sanığı. Kara Kuvvetleri...
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 14
    Son İleti: 29-05-2011, 23:33:56
  2. Ergenekon Notları - II
    Susurluk Komisyonu üyesi Bedrettin İncetahtacı'nın ölümü ile ilgili Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'e mektup Sivas Cezaevi'nde yatan bir...
    Yazan: Mehtap Deniz Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 13
    Son İleti: 10-05-2011, 20:50:17
  3. Ergenekon Davası
    Herkese merhaba, benim hukukçu arkadaşlara bir sorum olacak. Kesinlikle siyasi anlam çıkarmadan akademik açıdan ve hukuki sonuçları açısından cevap...
    Yazan: muratbayram1984 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 29-05-2009, 10:03:49
  4. Ergenekon ve paşalar?
    Atatürk'çü ve Cumhuriyet'çi kimlikleriyle tanınan,Eski generallerden Hurşit Tolon ve Şener Eruygur paşaların sizce sivil mahkemelerde mi? yoksa...
    Yazan: 3nqin Forum: Askeri Ceza Hukuku
    Yanıt: 5
    Son İleti: 12-07-2008, 14:04:05

İlgili Hukuk terimleri

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.