Erhan Yurdayüksel: Yenileceksin!..

Toprağa düşen her yağmur tanesi can suyu gibidir.

Berekettir, kurumuş toprakların suya olan hasreti hiç bitmez.

Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmezi demli çayı yudumlarken,

Karadeniz yöresinin çay bahçeleri görünür cam bardağın içinde.

Tatlı suyun kıymetini anlarız her yudumda.

Çay bahçelerinden çıkarız yola,

Kuruyan göllerin, nesli tükenen canlıların, bitkilerin,

bitmek tükenmek bilmeyen feryatlarını duyarız adeta…

Etrafımız depreme dayanıksız beton yığınlarıyla kaplı,

Doğa katledilmiş durumda!..

Verimli toprakların üzerine rantçıların salyaları akmakta…

Nerede kaldı, boğazımıza takılıp içemediğimiz çayın keyfi?!.

Doğa enerji kaynağıdır, yaşam kaynağımızdır, gücümüzdür.

Doğa aşkı başka aşklara benzemez!..

Yaradılanı ‘Yaradandan’ ötürü sevmenin aşkıdır bu…

Bu düşüncelerle tazelenen çaylar eşliğinde sırada gazete keyfi;

*“Alman Piyasa Araştırma Merkezi (GFK) sektörleri mercek altına aldı:

COVİD-19 salgını tüm dünyada dengeleri değiştirdi. Daha az sakız çiğniyoruz, lens takmıyoruz ve takım elbise almamıza bile gerek kalmadı.

Ama kahve makinesi ve elektrikli bisikletler şart oldu. Bahçe işleriyle dikiş-nakışa merak saranlar da arttı.”

Salgın döneminde “Müşterilerin davranışları temelden değişti”

*“Dünyanın yüzde 70’i suyla kaplı ve bu suyun miktarı 1,386,000,000 kilometre küp. Bu miktar değişmediği halde su sorunu neden kaynaklanıyor?

Bu suyun yüzde 97,5’i tuzlu su olduğundan insan tüketimine uygun değil. Hem dünya nüfusu hem de sıcaklığı arttığı için tatlı su sorunu yaşanıyor.

2050’ye kadar dünyada su talebinin yüzde 55 artış göstermesi bekleniyor.

Buna karşılık nüfus artışı ve küresel ısınma nedeniyle tatlı su kaynakları giderek azalıp yok oluyor.”

*“Corona virüsü salgınında vaka sayısı 62 milyonu geçerken son 24 saat içerisinde birçok ülkede hem vaka hem de ölüm sayısında rekor artış yaşandı…

Brezilya’da 51.922 insanda corona virüsü tespit edilirken, Türkiye ve Yunanistan’da Covid-19’dan ölüm rekorları kırıldı.”

Doğayı katleden, insan hayatını hiçe sayan çıkarcı hainler sayesinde,

Ne çay keyfimiz kaldı,

Ne de kahve eşliğinde gazete keyfi!..

Nesin sen, kimsin!?…

Yaşamı bizlere zehreden,

Sevdiklerimizi elimizden alıp,

İnsanlığı bir yudum suya muhtaç bırakan!?.

Yarasa gibi bir memeliden ürettiğin virüsle, insanları ölüme mahkum eden!..

Yanileceksin!.. Kendi ürettiğin virüsle yok olup gideceksin.

Yenileceksin çünkü bizler güçlüyüz…

Doğa sevgisidir bizim sevgimiz, gücümüz doğadandır,

Doğa aşkıdır bizim aşkımız ‘yenilmezliğimiz’ ondandır…

*Koronavirüs salgını, Tsunamiye dönüştü. Tüm hastalarımıza acil şifalar, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.

Bizler için Canları pahasına mücadele veren,

Sağlık çalışanlarına minnet borçluyuz.

Erhan Yurdayüksel

29.11.2020

https://youtu.be/7m-GTaPs2Y0

http://belgoturk.tv/belgoturk-yazarl...-yenileceksin/

635 milyon kişi susuzluktan etkilenecek!..

İspanya’da yapılan araştırmaya göre, 2040 yılında insanların yer altı suyu kaynaklarına yaptığı tahribat nedeniyle çoğu Asya’da olmak üzere dünya nüfusunun beşte biri, yani yaklaşık 635 milyon kişi susuzluktan ciddi anlamda etkilenecek. Yer altı su kaynaklarının tahribatı yeryüzünde çökmeleri de beraberinde getirecek.



İspanya Jeoloji ve Madencilik Enstitüsü, gelecekte artan kuraklığın, kaynak azalmalarının daha sık meydana geleceğini ve küresel nüfus arttıkça medeniyet üzerinde daha büyük etkiye sahip olacağı konusunda uyardı.

Enstitünün yaptığı araştırmada, kuraklığın ortaya çıkarttığı arazi çökmesi, tipik olarak yüksek nüfus yoğunluğu, daha fazla yeraltı suyu çıkarma talebi ve su stresi yaşayan alanlarda en sert şekilde görüldüğü tespit edildi.

İspanya Jeoloji ve Madencilik Enstitüsü’nden Gerardo Herrera-García ve ekibi, yaptıkları çalışmada, yeraltı suyunun tükenmesinin 34 ülkeye yayılmış 200 farklı yerde arazi çökmesine neden olduğunu belirledi.

Araştırma ekibi, potansiyel çökmenin ölçülmesi ve sistematik olarak taşkın risk analizlerine ve ilgili azaltma stratejilerine dahil edilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.

Genel olarak, potansiyel küresel çökme sonuçları, yetersiz şekilde belgelenmiş çökme olaylarının mekansal kapsamını daha iyi tanımlamak, bilinmeyen çökme alanlarını keşfetmek, yeraltı suyu tükenmesinin meydana geldiği her yerde potansiyel çökme etkilerini önlemek ve çökmelerin sel riskini artırabileceği alanları daha iyi belirlemek için faydalı olabileceği kaydedildi.

20 YIL İÇİNDE ÇÖKEBİLİR

Ekip araştırmanın ışığında, dünya genelinde çökme riskini tahmin etmek için insan faaliyetleri gibi faktörleri içeren bir model geliştirdi. Dünya nüfusunun beşte birinin önümüzdeki 20 yıl içinde çökme riski altında olabileceği uyarısının yanı sıra, bu 635 milyon kişinin çoğunun Asya’da bulunduğu da ortaya çıktı.

http://belgoturk.tv/yasam/635-milyon...n-etkilenecek/