Doktor Hataları ve İhmalleri

7 ay once babami kaybettim. Kalp krizi nedeniyle bir devlet hastanesine kaldirilan babam yogun bakima alinmasi gerekirken, 3 saat yakinlari gelene kadar acilde bekletiliyor yogun bakimda yer yok diye. Sadece temel girisimler uygulaniyor ve ardindan hastanin acilen bir yogun bakima transferi icin ugrasilmiyor ve yakinlari bekleniyor. Biz yakinlari hastanaye 3 icinde ulasabildik ve o sure zarfinda ababm komada acilde, entube bir sekilde basinda ambulyan bir hastabakici ile bekletilmis. Doktor sevk ettikleri yerin Silivri'de SSK ile anlasmali bir ozel hastane oldugunu soyledi ve biz Sislideydik. Sehrin icindeki hastanelerde yer yokmus diye koma durumundaki bir hastayi 3-4 saatlik yol kaybini goze alarak doktor bizi Silivriye yonlendirdi, biz doktorla tartistik, bunun yanlis oldugunu soyledik fakat doktor gidebilir dedi.

Babam 52 yasindaydi, 2.5 yil once emekli oldu ve ssk primleri yuksek ucretten ve duzenli yatti. Tam ihtiyaci olan zamanda devletin ona saglamasi gereken hizmetlerden, hakki olan hizmetlerden yararlanamadi. Devletin hastanede yer olmamasini ozur gostermesi durumu soz konusu olabilirmi? Sonucta babam uzerine dusen gorevi, primlerini duzenli odeyerek yerine getirmis, devlet ise bu hizmeti tam sunamamis. Burda devlet ya da hastane ayarlamalarini yapan kisiler, kurumlar kusurlu degil mi? Benim yaptigim bir arastirmaya gore o tarihte yogun bakimlarinda bos yer olan bir suru SSK ile anlasmali ve sehrin icinde hastaneye ulastim. Demekki birileri yanlis yonlendirme ve planma yapiyor.

Babam Silivri'ye giderken ambulansta vefat etti cunku 3 saat hastanede ve 2 saat yolda toplam 5 saatlik bir kayipla goz gore gore gitti. Kimse dogru duzgun ilgilenmedi. Ayrica ambulans doktoru entubasyon tupunu, yani soluk borusundaki tupu cikardi, sonra yenisini takamadi soluk borusuna. Yanlis yere midesine takti ve babam solunum arresti ve kardiak arrest nedeniyle vefat etti.

Yukarida bahsettigim olaylarla ilgili il saglik mudurlugune ve Tabipler Odasina sikayet dilekceleri gonderdim. il saglik mudurlugu 6 aylik bir inceleme surecinden sonra tedaviyle ilgilenen kisileri suclu bulmadigina dair bir dilekce gondermisti ve bende buna itiraz ettim gerekcelerimi gosterip. Kusurlu taraf tamamen sorumluluklarini yerine getirmeyen, magdur durumda biz olan hasta yakinlarini dogru yonlendirmeyip, dogru bilgilendirmeyen ve hastamizin basina bir hasta bakici koyan doktorlar. Bende yogun bakimda calismis bir hemsireyim ve hersey gozumun onunde oldu.

Bir avukatla gorustum bu konularda uzmanmis fakat bana Turkiye'de hergun boyle yuzlerce olay oluyor, sonuc cikmayabilir, yillar surebilir, bosa enerji, zaman ve para kaybi dedi.

Sizin fikriniz nedir? Ben Cumhuriyet Savciligina suc duyurusunda bulunup, maddi ve manevi olarak dava acmayi planliyorum. Baslamam gereken yer Cumhuriyet Savciligimi? Dava acmayi bu kadar uzun zaman ertelememin nedeni basvurmus oldugum kurumlardan olayla ilgili bir rapor alip, bu raporla davayi acmak istememdir. Bir iki gun once Istanbul Tabip Odasi'nin dilekcelerim dogrultusunda bir iki hekim hakkinda sorusturma baslattiklarini ogrendim. Sizce bu inceleme raporlarinin elime ulasmasini bekleyipte mi dava acayim, yoksa simdiden davayi acip belirttigim incelemeleri dava dilekcemde belirtip davayi ve diger kurumlarin incelemelerini birlikte mi takip edeyim? En azindan zaman asimi ve zaman kaybi olmasin diye? Ben bu kadar bilgim oldugu icin elimdeki verileri anca bu kadar yorumlayabildim, siz bu konun uzmanlari ne oneririsiniz dava konusuyla ilgili?

Yardimlarinizdan dolayi simdiden tesekkurler.

Saygilar.

Bu ulkede Adalet'in isledigine inanmak istiyorum.

* Lutfen birileri cevap yazsin. Tek basima, yasadigim o travmadan sonra bu olayla mucadele etmeye calisiyorum. Fikirlerinize, onerilerinize cok ihtiyacim var.

Yanlız deilsin bak bende senin gibiyim...
Zor olduğunu biliyorum.
Çoğu insan sana yaşadıkların gerçekten şansszılık diye nitelendiriyor olabilir.
Hiç umursamıyacaksın.Haklı olduğunu biliyorsan. Onların o haksız durumunu herkese anlatcaksın.
Bu çok uzun bir yol. Ve düşünki biz daha başındayız.
Pes etmek yok öle...
Elinden ne geliyorsa yap.

Ben burdayım en azından.Manevi olarak...Susmak bu ülkede bişeyi değiştirmiyor.
Düşünki bunu bir tek sen ben deil.Bir ton insan yaşıyor.
Sende susarsan diğer insanlardan ne farkın kalırki...

Alıntı:

---

ilkayka rumuzlu üyeden alıntı

Yanlız deilsin bak bende senin gibiyim...
Zor olduğunu biliyorum.
Çoğu insan sana yaşadıkların gerçekten şansszılık diye nitelendiriyor olabilir.
Hiç umursamıyacaksın.Haklı olduğunu biliyorsan. Onların o haksız durumunu herkese anlatcaksın.
Bu çok uzun bir yol. Ve düşünki biz daha başındayız.
Pes etmek yok öle...
Elinden ne geliyorsa yap.

Ben burdayım en azından.Manevi olarak...Susmak bu ülkede bişeyi değiştirmiyor.
Düşünki bunu bir tek sen ben deil.Bir ton insan yaşıyor.
Sende susarsan diğer insanlardan ne farkın kalırki...

---

Cok tesekkurler desteginden dolayi...gercekten Allah bize sabir ve guc versin.

Bu siteyi kuran ve fikirleriyle sorunlarimiza isik tutan, bize yol gosteren herekese cok tesekkurler.

Liposuction’lı ölüme 81 bin YTL

ANTALYA’da liposuction yöntemiyle basenlerindeki yağları aldırdıktan sonra ölen Berna Şallı’nın (28) yakınlarının ameliyatı yapan Dr. Edip Ilgaz hakkında açtığı tazminat davası sonuçlandı.

Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, genç kızın ölümünde kusurlu bulunan doktoru 81 bin 577 YTL tazminat ödemeye mahkum etti. Dr. Ilgaz, 5 yıl önce meydana gelen olay nedeniyle ‘meslekte ve sanatta acemilik, tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle ölüme sebebiyet vermek’ten 2 yıl hapse çarptırılmıştı.

stargazete

Il Saglik Mudurlugu'ne yaptigim sikayetten dolayi bir bilirkisi ifademi aldi. Ifade tutanagindan bir kopya istedim fakat vermediler. Usul boylemidir? Inceleme bittikten sonra isteyebilecegimi soylediler.

Diger bir sorumda doktor hatalari, ihmalleri nedeniyle babami kaybetmemden dolayi dava acmak istiyorum fakat elimde suan icin kanit olarak sunabilecegim hicbir dokuman olmadigi icin bilirkisi incelemelerinin bitmesini bekleyip, incelemenin sonucuna gore mahkemeye basvurmak istiyorum. Dava acmak icin bu gibi durumlarda sure ne kadardir? (Devlet hastanesi ve memurlarina acilacak dava). Zaman asimi suresi ne kadardir?

Yardiminiz icin tesekkurler.

İl Saglik Mudurlugu'ne yaptigim sikayetten dolayi bir bilirkisi ifademi aldi. Ifade tutanagindan bir kopya istedim fakat vermediler. Usul boylemidir? Inceleme bittikten sonra isteyebilecegimi soylediler.

öncelikle başınız saolsun ...

Acizane olarak hani Atalarımız der ya ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR...başına gelmeyen bilmez ,bilemez..

Mücadelenizi sonuna kadar BİLİNÇLİ olarak sürdürün...Bu arada Sağlık Bakanlığı TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞI ve TABİPLER ODASINI unutmayın..En büyük engeliniz MESLEKİ DAYANIŞMA

Bu arada Sağlık Bakanlığı TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞI ve TABİPLER ODASINI unutmayın..En büyük engeliniz MESLEKİ DAYANIŞMA

Bu cümleyi anlayamadım ben:) Neden onlar bize engel olmaya çalışacaklar..(aynı sorunları bende yaşadığımdan soruyorum yanlış anlaşılmasın.)

Evet gerçektende anlayamadığız belli...

Demek istediğim şuydu...Bakanlığın TEFTİŞ kuruluna VE tabipler odasınada müraacat etmeniz gerektiğini...ve bu mücadalede ise en büyük engelinizin MESLEKİ DAYANIŞMA olacağını kastetmiştim..Anlayamıyacak kadar zor değil aslında

Resmi konularda herşeyi anlamımıza bekleyemezsiniz sanırım.
Özür dilerim ama hata bende anlamadıysam susmalıydım:)

Genede cvp verdiğiniz için teşekkür ederim.

Antibiyotik iğnesi yapılan Berre 6 saat sonra öldü

BURSA'nın İznik İlçesi'nde, boğazındaki enfeksiyon nedeniyle götürüldüğü hastanede antibiyotik içeren iğne yapılan 2 yaşındaki Berre Şahin, getirildiği evinde yaşamını yitirdi. Berre Şahin'in ölümü üzerine soruşturma başlatan savcılık, cesede otopsi yaptırdı.

Baba Mehmet Şahin, kızının ölümünde hekim hatasının tespit edilmesi halinde, yasal haklarını kullanacağını söyledi. Berre Şahin'i muayene edip iğneyi yazan Dr. Yeşim Keskin ise, devlet memuru olduğunu, konu hakkında görüş belirtemeyeceğini söyledi.

Vatan

İZMİT'te mide ağrısı şikayetiyle gittiği özel hastanede kurtarılamayan MHP Milletvekili Cumali Durmuş'un da yeğeni olan 18 yaşındaki Arzu Yaşar'ın ölümünde doktorların ihmali olduğu iddia edildi.

Alikahya Beldesi'nde oturan ‘Merkez Eczanesi'nde çalışan ve aynı zamanda MHP'li Durmuş'un yeğeni olan 18 yaşındaki Arzu Yaşar 25 Ağustos 2008 akşamı şiddetli karın ağrısı şikayetiyle babası Metin Yaşar tarafından tedavi edilmek üzere özel hastaneye götürüldü. Burada görevli doktorlar tarafından muayene edilen Yaşar ‘bir şeyi olmadığı' gerekçesiyle evine gönderildi.

Yaşar, midesisinin yine bulanması ve ağrıları nedeniyle ertesi gün yine hastaneye giderken serum takılırken birşeyi olmadığı gerekçesiyle evine gönderildi. 1 hafta boyunca hastaneye gidip- gelen Arzu Yaşar dün saat 03.00 sıraları şiddetli karın ağrısı şikayetiyle ailesi tarafından hastaneye getirildi. Serum takılan Arzu Yaşar evine gönderileceği sırada baygınlık geçirdi. Yoğun bakıma alınan Yaşar saat 06.30 sıralarında öldü. Kızının ölümünde doktorların ihmali bulunduğunu savunan babası Metin Yaşar, şunları söyledi:

“Kızımı mide ağrısı şikayetiyle hastaneye getirdik. Doktorlar ‘gaz sıkışması' olduğunu söyledi. Serum takıp gönderdiler. Sonra tekar getirdim. Midesine bakıp kan tahlili yaptılar tekrar gönderdiler. Her geldiğimizde geri gönderdiler. Kızım gece fenalaştı. Hastaneye yine getirdik bayıldı ve yoğun bakıma aldılar. Daha sonra bize öldügünü söylediler. Hastane yetkilileri ölme nedenini bize söylemedi. Başka hastaneye götürmek için de sevk vermediler. Doktorlar ve hastane yönetiminden şikayetçi olacağım.”

Haberin Devamı İçin Tıklayınız: Hürriyet

Sayın Becca, öncelike kaybınızdan dolayı acınızı paylaştıgımı belirtmek isterim..

Uzun yıllar acil servislerde ve özellikle özel hastanelerin acil servislerinde çalışmış biri olarak yazıyorum bu yazıyı ne olur yanlış anlamayın, hakkınızı aramayın demiyorum.. Acile bir hasta geldiğinde onun kaybedilmesini isteyecek son kişi ondan sorumlu olan doktordur, hiç bir doktor yapılan yanlış varsa bile bunu bilerek yapmaz.

Acil hekimi kendisine gelen hastaya müdehale yaparken bir an önce iyileşmesi için dua eder ve elinden gelen her şeyi yapar. Bazen yoğunluk o kadar artar ki (buu yoğunluğun sebebi doktor değildir!!) diğer acil astalara bakmak için daha önce entübe ettiği hastayı, hemşireye bazen de hasta bakıcıya talimat vererek emanet eder, etmek zorunda kalır.
Acile hasta geldiğinde acil hekiminin görevi, acil mudehalesini yapıp hastayı gerekli birime sevk etmesidir. Anladığım kadarıyla ilk gittiğiniz doktor bu acil müdehaleyi yapmış. Gelelim sevk işlemine; başvurulan hastanenin yoğun bakımında yer olsaydı mutlaka ama mutlaka oraya yerleştirilirdi. Başka hastaneye sevke gelince; başıma onlarca kez gelmiş olaydır ve her acil hekiminin başına hergün gelir; hastayı bir yere hele başka hastanenin yoğun bakımına sevk etmek. Nedeni nedir yıllrdır anamıyorum. Hastaya bakmak mı zor gelir sorumluluk mu ağır gelir prosedür mü çoktur bilmiyorum ama yoğun bakımlarında yer oldugu halde yogun bakımda calısanlar genelde hasta gelsın ıstemezler. Yer oldugu halde yer yok denir. Burda acil doktoruna 2 secenek kamaktadır. 1.si ailenin olayın içine katılarak özel ambulansa o hastaneye gitmesi (pek dogru olmasa da) 2.si en azından o gecelik özel bir hastanede yogun bakıma gidilmesi (pahalı) Her iki durumda da malesef ailenin yanında olması gerekiyor. Gönül isterki özellikle bir doktor olarak yogun bakımlarda her zaman yer olsun biz de 112 ye yalvarmak zorunda kalmasak.

Gelelim 2. olaya ambulansta entubason tupunun cıkması yada ckarılması sonrasında yerıne yenısının takılmaması yada takılamaması:
bunun 2 nedeni olabilir. 1. Solunum yollarındaki aşırı ödeme bağlı olarak yerine takılamamış olabilir. Bunu engellemek için bir küçük boy tüple denemeliydi en azından. Olmaması halinde crikolaringotomi denen filmlerde sıkça gördüğümüz tükenmez kaemle bogazın delinmesiişlemının bıraz karmasık ama daha etkili hali olan tbbı laringotomi. Ama malesef bunların olmuş oldugunu sanmıyorum :((
2. Ambulanstaki doktorun tecrübesiz olması :(( Malesef bu da bir gercek. Tecrübesizlikten kastım sadece yeni mezun olmak değil. (ki ben yenimezun oldugumda cok iyi entubasyon yapabılıyordum) Gerekli ilginin olmamısı ve gerekli eğitimin alınmmıs olması. Burada malesef sağlık sistemindeki bir çarpıklık daha ortaya cıkıyor. Malesef acil eğitimi fakultelerımızde yeterlı değil. Hayatında hiç entubasyon yapmamıs birisi cok rahatlıkla mezun olabılıyor. ve devlet, doktor hıc ıstemese bıle onu 112 ye atayabılıyor. Tabiki de bu bir mazeret değildir. Görevi ihmal tedbirsizlik sanatta yetersizlik kapsamına giriyor.

Benim tavsiyem davanızın arkasını bırakmamanız. Ancak burada suclayacagınız kişi ya da kurumu iyi seçmelisiniz. Anlattıklarınıza dayanarak 1. suçlunun direkt olarak Sağlık bakanlığı 2. suçlunun ise ambulanstaki doktor oldugunu söyleyebilirim.

Ne olur meslektaşını tutuyor demeyin. Ben bu camiadan inanılmaz sıkılmıs, yapılan yanlıslıklardan ve bürokrasiden bıkmış ve 2 yıl içinde aktif doktorlugu bırakacak biriyim.

Tekrardan davanızda başarılar diliyorum ve acınızı paylaşıyorum.

Alıntı:

---

abdullahyasar rumuzlu üyeden alıntı

Il Saglik Mudurlugu'ne yaptigim sikayetten dolayi bir bilirkisi ifademi aldi. Ifade tutanagindan bir kopya istedim fakat vermediler. Usul boylemidir? Inceleme bittikten sonra isteyebilecegimi soylediler.

öncelikle başınız saolsun ...

Acizane olarak hani Atalarımız der ya ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR...başına gelmeyen bilmez ,bilemez..

Mücadelenizi sonuna kadar BİLİNÇLİ olarak sürdürün...Bu arada Sağlık Bakanlığı TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞI ve TABİPLER ODASINI unutmayın..En büyük engeliniz MESLEKİ DAYANIŞMA

---

Doktorlara karşı açılan davalarda karar için kime danışılırr?
Bu davalarda doktorların ceza alma oranı nedir? Araştırdınız mı?
Burada yazan avukatların daha aklı başında cevaplar yazması lazım.