Bu serbestlik,o hizmet kolunun genel etiğiyle örtüşmeyecek biçimde algılanamaz.
Printable View
o an orada o hastayla ilgilenebilecek bayan hemşire varsa isteği belki makul olabilir fakat alternatifsiz birşey için tercih hakkı da olmaz
ayrıca daha önemlisi;acil serviste ölümle yaşam arasında bir çok kişi gidip gelirken, eşine iğne yaptırmak için bayan hemşire aramak ve (haklı bile olsa) bu dileği yerine getirilmediği için orayı birbirine katmak ve muhtemel o anda gelecek çok acil bir vakayla sinirli bir doktorun ilgilnmesine sebep olmak nasıl bir haktır, nasıl bir hukuktur. hak aramanın yerini yolunu bilmiyoruz vesselam..
Bu,hukuken tanınan bir hak değil zaten.
c_selin;......Katılımcı rol oynama,tedavi yöntemi belirleme ve doktora güven gerekçeleriyle düzenlenen bir hükmün,farklı gerekçelerle bir 'hak' olarak öne sürülmesi kabul edilebilir değil ancak şaşırtıcı da değil.
Sayın c_selin
Bence de şaşırtıcı değil. (!)
Hatta bugün , tedavi için ,bahse konu "hak'kı" öne sürerek ; bayan personel bulabilecek hastaların, yarın - öbürgün ,'başı açık' bayan personele tedavi olmak istemiyorum diye bir 'hak' öne sürmeleri de şaşırtıcı olmayacaktır.
Sayın Halit Hayri Eriş;
Hassasiyetinizi anlıyorum fakat konunun sürekli bu noktaya varmasından da rahatsızlık duyuyorum.Fakat yine de cümlelerime eşlik ettiğiniz için teşekkürederim.
Maksadım sadece hak olarak öne sürülen bazı kavramların hukuki dayanağının olmayışı ve özel bazı hassasiyetlerden ötürü kuralların;o konunun(konu her ne ise,bu sağlık ya da vs.. olabilir) genel etiğiyle,genel anlamıyla,genel ahlakıyla örtüşmeyecek,tamamen bazı özel duyarlılıklardan doğan algılar uyandırması.
Hukuk kuralları bu özel duyarlılıklara dayanarak şekillendirilemez ve yorumlanamaz.
yıllar önce oynadıgım bir tiyatro oyununu hatırlattı bana bu olay ( bu doktorları asmak gerek ) gelen kadın doktoru beyenmeyen kişiler erkek doktorun gelmesini beklerken hastanın ölümüne sebep olurlar sonrada hastayı doktor hatasından öldü diye kandavası başlatırlar evet hastanın doktor seçme hakkı vardır amma acil servistede o kadar citti hasta varken ve seni tamamiyle soymalarıda gerekmiyorsa erkek doktordan nediye utanıyorsunda başkalarının hayatını tehlikeye atıyorsun normal mesayi satinde gel canın hangi doktoru istiyorsa seç muayneni ol amma acilde mecbur kalmadıkça doktor seçme birazdaha aydın olalım .
İNSAN HAKLARININ ETİK TEMELLERİ
• Akıl insana özgüdür ama, tek başına insanın insanlaşmasına yetmez.
• Akıl, bazen insanlara kötü şeyler de yaptırabilir. Onun için insanın insan haklarını bilmesi ve başkalarının haklarına saygılı olması gerekir.
• İnsan hakları iyi ve doğrulardan oluşan niteliklerdir.
• İnsan haklarını tanımayan ve bu haklara saygı duymayan insanlar ahlâktan da yoksundur.
• Akıl, para ve mal, insanı etik açıdan yeterli bir insan yapmaz.
Ç. İNSAN OLMA VE SORUMLULUĞU
1. İnsan olma bilinci
• İnsanın kendisini tanıyıp, çevresindeki olayları gözlemleyerek, değerlendirebilme yeteneğine sahip olmasına bilinç denir.
• Bilinçli insan gerektiğinde kendini eleştirir ve hatalarını görür.
• Davranışlarımızın sadece bize doğru gelmesi yeterli değildir. Bize doğru gelen davranışlarımızın diğer insanlar tarafından nasıl karşılanacağını da düşünmemiz gerekir.
2. İnsan olma bilincinin gerektirdikleri
• İnsan olma bilinci, kişiye davranışlarını objektif olarak değerlendirebilmeyi öğretir.
• İnsan başkalarına gösterdiği saygıyı, karşısındaki insanlardan da bekler.
• İnsan olma bilinci öncelikle başka insanların varlığını ve tüm insanların eşit haklara sahip olduğunu kabul etmeyi gerektirir.
UYARI: İnsan olma bilincine erişmiş kişi; dini, dili, cinsiyeti, yaşı, geliri, bedensel ve ruhsal özellikleri ne olursa olsun tüm insanların eşit olduğuna inanır.
• İnsan olma bilinci yardıma muhtaç insanlara yardım etmeyi de gerektirir. Çünkü bu davranış toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirmekle ilgilidir.
• insanlar herhangi bir meslekte çalışırken de insan olma bilincine sahip olmalıdırlar. Örneğin bir doktor, paraca güçsüz olanları muayene etmekten vazgeçemez.
3. Sorumluluk kavramı
• Bir kimsenin davranışlarından dolayı gerektiğinde hesap vermek zorunda olması durumuna sorumluluk denir. Kişilerin bu sorumluluğu hem özel, hem de resmî kurumlarda da yerine getirilmesi gereken bir zorunluluktur.
• İnsan, öğretmenine, büyüklerine, topluma gerektiği zaman taşıdığı görev ve sorumluluklardan dolayı hesap vermek zorundadır.
• Bilinçli bir insan kendisine şu soruları sorar:
- Bu davranışım doğru mu, yanlış mı?
- Ahlâk açısından nasıl karşılanırım?
- Davranışlarım etik kurallara uygun mu?
UYARI: İnsan kendisini başkalarının etkisi olmadan yargılayabiliyorsa sorumluluk duygusuna sahip demektir.
__________________________________________________ ____________________
görmemişin oğlu olmuş, tutmuş ç..k'nü koparmış/atasözü
Ülkemde tuhaf bir psikolojik travma hakim...
İnsanlar ekmeği pas geçmişler, HANİ BENİM PASTAM,,,diye avaz avaz bağırıyor,,,
Hasta kadın, hastane, doktor, erkek hemşire, kadın hemşire, ve ADAM...
Adam kim? eski eş???
Borozancılığın, hak faşizm'in trajikomik bir örneği...
Bu adamı acil'in önündeki kalabalığı oluşturan insanlardan ayıran vasfı ne? O kalabalıktan biri çıkıpta 'bu kadına erkek hemşire iğne yapamaz!' diyebilir mi?
Tamamen lüzumsuz, absürt, kel alaka bir YAYGARA.
Anormal bir değişim içindeyiz...Kamu hizmet'inin BUDUR, ŞUDUR diye kısadan bir tanımı yok; ama cinsiyeti var, vicdanı var, inancı var, saçı var, kaşı var, gözü var....
Vatandaşında keyfe keder bunu kendi adına, öbürü adına, diğeri adına, şunun adına, bunun adına vs. isteme, yakasına yapışma, ortalığı birbirine katma, ağlayıp sızlama, mağduru oynama, hizmeti aksatma, kendi hakkını temin edene kadar diğer insanların hizmetten yararlanmalarını engelleme HAKLARI mı insan hakkı??
Şimdi ben pekala da.., göbeğini, boyunu posunu, kokusunu beğenmediğim bir tabip'i yönetmelik gereği reddebilir miyim??? Bana bu hastane'nin KBB bölümünün en yakışıklı tabip'ini bulun getirin diyebilir miyim?
__________________________________________________ _____________
Kedinin biri Tanrı’dan bir günlüğüne sahibinin yerine geçmek istemiş.
Tanrı kedinin isteğini kabul etmiş.
Kedi sabah uyandığında kendini evin erkeği olarak yatakta bulmuş ve günü insan olarak yaşamaya başlamış.
Akşam olduğunda Tanrı kediyi çağırmış. “Ee günün nasıl geçti? İnsan olmak hoşuna gitti mi?” diye sormuş.
Kedi yüzünü buruşturup başlamış anlatmaya
“Sabah tam kalkıp hazırlanacaktım ki bir el bir yanlarıma uzandı. Bir baktım biri zorla bana bir şeyler yaptırıyor. Oysa biz istediğimizde olur böyle şeyler. Sonra aynanın karşısında bir bıçakla hiç gereği yokken elimi yüzümü kestim. Bu da yetmezmiş gibi otobüste yer olmadığı için yarım saat ayakta kaldım. Oysa kedi olsa idim bir yerlere sığışabilirdim. Sonra işyerinde patronum beni azarladı. Ama hiçbir şey yapamadım. Kedi olsa idi tırmığım ile haddini bildirirdim. Öğle yemeğinde ise haşlanmış sebze vardı. Tuvalete girmek için dakikalarca bekledim. Halbuki köşede işimi hemen halledebilirdim.” demiş.
Tanrı şaşırmış. “Pekiyi hiç beğendiğin bir şey olmadı mı?” demiş.
Kedi kötü kötü gülmeye başlamış.
“Olmaz mı” demiş ve devam etmiş
“Komşunun köpeğini alıp arabaya attığım gibi kentin öteki ucuna götürüp bıraktım.”
Alıntı: cognis
..........
..........
3. Sorumluluk kavramı
.........
.........
Bilinçli bir insan kendisine şu soruları sorar:
- Bu davranışım doğru mu, yanlış mı?
- Ahlâk açısından nasıl karşılanırım?
- Davranışlarım etik kurallara uygun mu?
UYARI: İnsan kendisini başkalarının etkisi olmadan yargılayabiliyorsa sorumluluk duygusuna sahip demektir.
görmemişin oğlu olmuş, tutmuş ç..k'nü koparmış/atasözü
Sayın Kıdemli Üye
Aktardığınız alıntı ,buraya kadar çok güzel ve doğru.Fakat sondaki 'atasözü'
bence üçüncü maddenin açınımıyla örtüşmüyor gibi gözüküyor.
"Çingeneye Beylik vermişler Önce Babasını Asmış" daha 'şık' olacak gibi.
Saygılarımla.
Bu bir atasözü, ben türetmedim, anonim olmakla birlikte nette kısa bir tarama
neticesinde yöresel anlamda Kilis'lilerce sahiplenilmiş.
http://www.kilishaberleri.com/kilis-...tasozleri.html
ATASÖZÜ:
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere atasözü denir.
Atasözleri bir toplumun duygu, düşünce inanç ve kültür yapısını yansıtır.
Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez.
Yani atasözleri anonimdir.
Bu sözler topluma mâl olmuş, toplum tarafından benimsenmiş ve yüzyılların düşünce ve mantık isteminden geçerek günümüze ulaşmış kısa ve özlü sözlerdir.
Atasözleri, bir düşünce açıklanırken ya da savunulurken tanık olarak da gösterilirler.(kAYNAK:VİKİPEDİ)
Şöyle de deniyormuş, görmemişin köprüsü olmuş, tutmuş haladını koparmış...
***Kullanmakta maksadım konuya bakış açımı 'atasözü' ile desteklemekti.
FARKETMEZ yani, öyle ya da böyle...mevzu dağılmasın yine de...,
Sorun nedir,uygun atasözü mü aranıyor?