Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
Bu durumda TSK nın suçu ne?Anne veya babanızın velayet hakkını kullanarak sizi gönderdiği ve iyi bir şekilde öğrenim aldığınız okullar ve sonrasında oluşan sonuçların TSK ile bağlantısını düşünemiyorum.Ancak 15 yılın angarya olduğuna katılırım.Yine de yasa değişmediği sürece yapılacak bir şey yok.
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
Alıntı:
asherman rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Yld19sm,
Askeri liselere 14 yaşındayken girilir ve, 14 yaşında olan kişilerin ceza ehliyetleri bile şarta bağlıdır. 18 yaşına kadar istesenizde velinizin rızası olmadan askeri okuldan ayrılmazsınız. 18 yaşında artık Harp Okulu, GATA veya FYO'dasınızdır ve ayrılma hakkınızı kaybetmiş durumdasınızdır. Siz ayrılmazsınız ancak TSK sizi atabilir.
Yani askerlik mesleğini girmiş bireylerin çoğu kendi rızası ile girmiş değildir. Ancak reşit olduktan sonra ayrılma hakkına da sahip olamazlar.
Bu durumun hangi hukuki kuralla açıklanabileceğini söyler misiniz?
Benim yapabileceğim tek açıklama "kader"dir ve bunun da hukuk bilimiyle bir ilgisi yoktur.
Bu görüşe katılmak mümkün değil. Askeri liseler bir takım askeri kurallara bağlı disiplinli eğitim kurumlarıdır. Ancak okuyanların tam anlamıyla ''asker olmadıkları'' aşikardır.
13-14 yaşında kişiler bu olula unutulmamalıdır zorla değil tam tersine iki aşamalı sınav ilaveten sıkı bir sağlık kontrolü sonunda başlıyorlar. Gerçektende yabancı dil dahil Türkiye düzeyine göre çok iyide eğitim görüyorlar. Aileleri bu çocukların ''Asker olmalarını '' değil '' masraflarını üstlenme'' tahütünde bulunuyorlar. Yani okuldan çıkan/ çıkarılan kişinin tasal faizi ile birlikte masrafını okuma taahütü veriyorlar.
Liseyi bitirdikten sonra harp okuluna geçen birisi veya o sene dışarıdan harp okuluna giren birisi ( Özellikle son zamanlarda sadece kızlar.) İntibak kampına girer. Bu kampın sonunda yemin töreni düzenlenir. İşte bu yemin törenine kadar kişi istediği an ben bıraktım deme hakkına sahiptir hiç bir cezası olmadan sadece masrafların ödenmesiyle bitecek bir durumdur. Ve burada kişi 18 yaşındadır yani REŞİTTİR. '' Karada denizde ve hava da ...'' diye başlayan bu yeminle kişi kendisinin Askeri personel olmak istediğini ve bu kuralları kabul ettiğini deklere etmiş olur.Ondan sonrada kanunlar neyse odur.
Diyeceğim o ki mantıklı bir konu tartışılırken olmayan bir sistem varlığından bahsederek ''kadercilik'' oynamak bir sonuca götüremeyeceği gibi yanlış değerlendirmeleride beraberinde getirebilir.
Tartışma konusu olan temel konu aslında 15 sene mecburi hizmetin normal yaşam süresi içerisinde fazla olup almadığıdır. Açıkça belirttiğim üzere konu ANAYASAL değil TSK personel kanunu sorunudur. Bunu da göz önünde bulundurmak daha sağlıklı değerlendirmeye bizi götürecektir. Kanunun ANAYASAYA aykırı bir yönü yoktur. Çünkü meslek olarak seçilen Askerlik zaten özel şartlara uyma sözünü vermiş olmayı gerektirir. Dikkat buyurunuz Anayasa ''herkesin ülke sınırları içerisinde istediği yere izinsiz gidebileceğini ve dolaşabileceğini '' belirtir. Şimdi bu maddeye dayanarak birisi sallanıp Genel Kurmay Karargahına gelse '' Ben ANAYASAL hakkımı kullanarak bir dolaşıp çıkacağım'' dese nasıl olmayacaksa ( Bırakın dolaşmayı dışarda park etmek yavaşlamak bile yasaktır.) Asker olan kişinin de kafasına göre garnizonu terk etmeside aynı şekilde olmayacak olaydır. Daha çarpıcı olması açısından ANAYASAYA göre herkes istediği işi yapıp uğraşabilir. Ben buna dayanarak yarın bir hastahaneye gidip '' Ben açık kalp ameliyatı yapmaya karar verdim getirin hastayı '' desem muhtemel benide psikoloji servisine götürürler apar topar. Beradan nereye varıyoruz. ANAYASA genel kurallar bütününü ortaya koyar. Buna bağlı olarak ta kanunlar yönetmelikler tüzükler v.s v.s. çıkar. Dolayısıyla ANAYASA nın metnine bakarken o metnin lafzından çok hıfzına bakmak Anayasanın ruhuna bakmak gerekmektedir. Yani kısaca konunun ANAYASAYA aykırılığından söz edilemez.
Ancak kesin katıldığım ve ciddi tartışılması gereken bir husus Personel Kanunu/ yönetmeliğinde ki bu hususun hayatın akışına ters olduğu konusudur. İnsan hayatının en verimli çağının çok uzun bir bölümüne ipotek konması ve bu ipoteğin kalkmasını isteyene bir şekilde suç işlemeye zorlaması ve cezai müeyyide uygulaması normal olmadığı kanaatini bende uyandırmaktadır. Daha önceki önerimde olduğu gibi ben bunun mantıklı yolunun 3-5 sene zorunlu hizmet ayrılmak isteyene belirli bir tazminat ödeme zorunluluğu olarak değerlendiriyorum.
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
Sayın ex_sovalye ;
Lütfen değerli üyelerimizle kişisel tartışmalara girmeyiniz. Hakaret kabul edilebilecek sözcüklerden kaçınınız. Katılmadığınız konulara katılmama hakkı sizde olduğu gibi size katılmama hakkıda herkeste vardır bunu da unutmayınız. Lütfen.....
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
[quote=ersen;133644]
Alıntı:
ex_sovalye rumuzlu üyeden alıntı
Bence firardan dolayı ayrılan ve Hapis cezası olan arkadaşlar "toplu halde bireysel olarak :-)" Cumhur Başkanına mektup yazın ve cezanızın affedilmesini isteyin, Cumhur başkanı affedebilir ... bir zamanlar olmuştu sanırım Özal döneminde birisi yazmıştı ve Cumhur başkanı affetmişti. Ağca bile yazdığına göre bizler niye yazmayalım....
Cumhurbaşkanı Özal a mektup yazan subay ( Üsteğmen ) Af istemedi ALIŞAMADIM diye telgraf çekti önce psikiyatri servisinde bir ara yattı sonra ''disiplinsizlikten '' ihraç edildi. Sanırım bir ara CHP de idi ama şimdi ne yapıyor bilmiyorum. İlgimide çekmiyor açıkcası.
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
[QUOTE=Tangör Evren;133834]
Alıntı:
ersen rumuzlu üyeden alıntı
Cumhurbaşkanı Özal a mektup yazan subay ( Üsteğmen ) Af istemedi ALIŞAMADIM diye telgraf çekti önce psikiyatri servisinde bir ara yattı sonra ''disiplinsizlikten '' ihraç edildi. Sanırım bir ara CHP de idi ama şimdi ne yapıyor bilmiyorum. İlgimide çekmiyor açıkcası.
Yani firardan ceza alıp ayrılan bir arkadaş cezasının affı için Sn. Cumhur başkanına bir mektup yazsa Cumhur başkanı o kişiyi affedebilirmi affedemez mi...? TC snırları içerisinde bu mümkün mü...
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
Sayın Ersen ;
Cumhurbaşkanının af yetkisi prosedüre bağlıdır. Anayasamızın 104. maddesinde bu açıkça ifade edilmiştir. Cumhurbaşkanı af yetkisini “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama'' sebebiyle kullanabilir. Özel af, kesinleşmiş bir cezayı, ortadan kaldıran, azaltan veya değiştiren af çeşididir. Diğer bir ifadeyle, özel af, suçu değil, cezayı ortadan kaldırır veya azaltır. Suçluluk durumunda bir değişiklik olmaz. Özel af, genel af gibi, mahkûmiyetin bütün neticelerini ortadan kaldırmaz.104’üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanının kişiye özgü af çıkarma yetkisi, ancak “sürekli hastalık”, “sakatlık” ve “kocama” sebepleriyle sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bir mahkûmun cezasını ancak bu üç halden biri varsa “hafifletebilir” veya “kaldırabilir”. Cumhurbaşkanı özel af yetkisini kullanıyorsa bu üç sebepten hangisine dayandığını belirtmelidir. Bu sebepler sınırlı sayıdaki sebeplerdir. Anayasada sürekli hastalık, sakatlık ve kocama “gibi” sebepler denmemiştir. Dolayısıyla bunlara benzetilerek yeni özel af sebepleri yaratılamaz. Uygulamada bu sebeplerin varlığı sağlık raporlarıyla, özellikle Adli Tıp Kurumu raporuyla belgelendirilmektedir. Ancak Cumhurbaşkanının yetkisini kullanmak konusunda takdir hakkı vardır. Bu sebeplerden birini gerçekleşmesi durumunda yetkisini kullanmak zorunda değildir. Bu sebepler olsa bile af yetkisini kullanmayabilir.
Açıkça izah etmeye çalıştığım bu durumda dediğiniz anlamda bir af mümkün görünmemektedir.
Ancak enteresandır TBMM sinin de kişiye özgü af çıkarma yetkisi vardır .Türkiye Büyük Millet Meclisinin kişiye özgü af çıkarma yetkisi özel affın bütün şekillerini içerir.
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Ersen ;
Cumhurbaşkanının af yetkisi prosedüre bağlıdır. Anayasamızın 104. maddesinde bu açıkça ifade edilmiştir. Cumhurbaşkanı af yetkisini “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama'' sebebiyle kullanabilir. Özel af, kesinleşmiş bir cezayı, ortadan kaldıran, azaltan veya değiştiren af çeşididir. Diğer bir ifadeyle, özel af, suçu değil, cezayı ortadan kaldırır veya azaltır. Suçluluk durumunda bir değişiklik olmaz. Özel af, genel af gibi, mahkûmiyetin bütün neticelerini ortadan kaldırmaz.
Ancak enteresandır TBMM sinin de kişiye özgü af çıkarma yetkisi vardır .Türkiye Büyük Millet Meclisinin kişiye özgü af çıkarma yetkisi özel affın bütün şekillerini içerir.
O zaman TBMM den nasıl özel af isteyebiliriz.. dilekçeyle mi başvurmak lazım yoksa siyasi bir tanıdık mı gerkli.. Birde Bakanlar kurulu Özel af çıkarabilir mi... Teşekkürler...
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
merhaba
Ben bu forumdaki seviyeden dolayi herkesi tesekjur ederim.Ben 1999 da firar ettim;2004 de kendim teslim oldum,mahkemeye herhan gi bir talepte bulunmadim cezam neyse cekmeye hazirim dedim fakat hakim beni tutuksuz yargilanmam icin serbest birakti,fakat bir ay sonra 4 ay cezam geldi.Biz itiraz temyiz falan derken 1.5 yil falan gecti cezam kesinlesti;para cezasina cevrilmiyor dendigi icin suan bekliyorum;cunku calismam gerekiyor evimi cocuklarimi bakmam gerekiyor belki yurtdisinda oldugum icin bazi seyleri yasamadim ama o ulkeye hasretin tarifi aileye olan uzaklik vs.bunu hangi sucun karsiligi gelir bilmiyorum?hele cocugunuzu Turkiyeye gidemediginizi nasil anlatmaya calisirsiniz ben cevap veremiyorum;avrupada boyle suc yok ama ulkemde suc keske bir kanun degisikligi olsada bende ozgulugume kavussam,yok olmadi artik 120 gunluk cezamizi cekecegiz;baska care yok baskada ulke yok,birde sunu soyleyim birdefa sansim olsa yine askeri okula girerdim .bana verdiklerinin degerini cok iyi biliyorum;gorev durumu biraz farkli
yani hersey degisiyor;zaten ayrilik da ondan basliyor.herkese saygilar.
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
Alıntı:
kurtarici 99 rumuzlu üyeden alıntı
merhaba
Ben bu forumdaki seviyeden dolayi herkesi tesekjur ederim.Ben 1999 da firar ettim;2004 de kendim teslim oldum,mahkemeye herhan gi bir talepte bulunmadim cezam neyse cekmeye hazirim dedim fakat hakim beni tutuksuz yargilanmam icin serbest birakti,fakat bir ay sonra 4 ay cezam geldi.Biz itiraz temyiz falan derken 1.5 yil falan gecti cezam kesinlesti;para cezasina cevrilmiyor dendigi icin suan bekliyorum;cunku calismam gerekiyor evimi cocuklarimi bakmam gerekiyor belki yurtdisinda oldugum icin bazi seyleri yasamadim ama o ulkeye hasretin tarifi aileye olan uzaklik vs.bunu hangi sucun karsiligi gelir bilmiyorum?hele cocugunuzu Turkiyeye gidemediginizi nasil anlatmaya calisirsiniz ben cevap veremiyorum;avrupada boyle suc yok ama ulkemde suc keske bir kanun degisikligi olsada bende ozgulugume kavussam,yok olmadi artik 120 gunluk cezamizi cekecegiz;baska care yok baskada ulke yok,birde sunu soyleyim birdefa sansim olsa yine askeri okula girerdim .bana verdiklerinin degerini cok iyi biliyorum;gorev durumu biraz farkli
yani hersey degisiyor;zaten ayrilik da ondan basliyor.herkese saygilar.
SABREDELİM GÖRELİM BAKALIM NASIL GELİŞECEK ZAMAN .. BELKİ BU ANAYASA DEĞİŞKLİĞİ FELAN BİR ŞEYLER OLUR... OLMAZSA PAŞA PAŞA YATICAZ SANIRIM :-)
Re: Subayliktan Ayrilmanin Para Cezasina Çevrilmesi
Sayın Tangör Evren,
1. Hukuken 18 yaş ve reşit olma kavramını açıklayabilir misiniz? (Yaş olarak sadece doğduğumuz sene mi yoksa sene ile birlikte ay mı dikkate alınır? )
2. Aileler bu çocukları asker olmaları için değil de sadece iyi bir eğitim almaları için bu okullara yolluyorlarsa bu öğrencilerin üniversite sınavlarına girmeleri neden yasak veya sınırlıdır?
3. Öğrenci askeri liseyi bitirip harp okuluna girerken 18 yaşını doldurmuş ise velisinin ödemeyi tahahüt ettiği tazminatını kendi üstlenip intibak süresince ayrılabilir mi ?