-
Bu gün zor yemekleri tarifi var
KONSERVE TÜRLÜ
Bir miktar yağ ve salçayı tencereye koyup,konservenin içindekileri de döküp su koyuyoruz. Pişmesi uzun sürüyor. Bu nedenle başında beklemeyip TV izliyoruz. Her seferinde yandıkları için tadına bakmadım ama kutudaki resms bakılırsa güzel bir şeye benziyor.
TAVUK
Yapılışı Makarna gibi.Sıcak suyun içine atıyoruz, arada pişip pişmediğini anlamak için hayvanın kaba etine çatal saplıyoruz. Bu yemek piştikten 2 gün sonra üzeri jelibon gibi oluyor. Bu nedenle isteğe bağlı olarak bolca şeker konulabilir.
PÜF NOKTALAR
*Yemekler asla kendi başına hareket etmezler.Şayet geçen ay yaptığınız tavuk kendi kendine kımıldıyorsa, kurtlanmış demektir. Asla yemeyin.
*Sebzeleri pişirdikçe vitamin değeri düşer. mümkün olduğunca çiğ yeyin.
*Karpuz, tabağa konmaması gereken bir meyvedir. Ortadan ikiye kesip, ortasından kaşıkla yiyebilirsiniz
*Tencere kapağı en mükemmel tabaktır.
*Buzdolabının sebzelik olarak adlandırılan kısmı yemeyi düşünmediğiniz şeylerin saklanması için idealdir. Bu bölüme konan şeyler muhakkak unutulur.
*Sebzeliğin kapağını sıkı kapatırsanız, çürüyen şeylerin kokusu dolaba daha az yayılır
-
foruma destek yok. bu kez yöresel yamek tariflerine geçelim.
ÇERKES TAVUĞU
Öncelikle çerkes tanıdıklarımızı gözden geçirelim. Hangilerinin kümesi olduğunu tesbit edelim. Kümesi olan çerkes tanıdığımızın kümesine gece yarısı girip bir tavuk alalım. Bu tavuk Çerkes tavuğudur ve kise itiraz edemez. Yemek tarifini kitaplarda bulabilirsiniz, ona göre pişirin
-
Üniversitede dönemin ilk gününde Rektör yeni gelenleri toplamıs,
üniversite kurallarini anlatirken sira yurt olayina gelmis.
Rektor
"- Kiz yurtlari erkek ögrenciler için yasak bölge. Erkek yurtlari kiz
ögrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kisiye ilk seferinde 200 milyon
ceza kesilecek. Ikinci yakalanisinda 300 milyon, üçüncü yakalanisinda da
500 milyon ceza kesilecek. Sorusu olan var mi?"
Arka taraftan bir erkek ögrenci sesi:
- Sezonluk bilet ne kadar?
yalan atla gider, gerçek yürür, yinede tam zamanında yetişir.
-
Öğrencinin Sözlüğü
Atmak : Ders anlatmak
Asmak : Sözlü günü yapılan gezi
Cesur : Kopya çeken kimse
Çöp Kutusu : Basket potası
Dalga Geçme : Ders dinleme
Disiplin : Öğretmenin kozu
Esnemek : Ders esnasında ortaya çıkan bulaşıcı hastalık
Felç : Karnenin alınmasıyla baş gösteren hastalık
Gardiyan : Nöbetçi öğretmen
Hastalık : Mazeret
Hayır Sever : Kopya veren
Okul : Hapishane
İnekleme : Çok ders çalışma
Karne : Loto Kuponu
Şaşkın : Yeni öğrenci
Tebeşir : Cephane
Komedi : Yazılıların açıklanması
Veli : Ara karneden bile haberi olmayan gariban
Çıkış Zili : Can kurtaran
Sözlü : Ecel teri,mizan terazisi
Not Defteri : Loto kağıdı
Öğrenci : Hilkat garibesi,zavallı
Öğretmen : Ahiret sualcisi
Sınıf : Muhabbethane
Ödev : Angarya
Sınıf Geçmek : Tahayyül
Sınıfta Kalmak : Küme düşmek
Teneffüs : Kudurma saati
Giriş Zili : Cenaze marşı
Masal : Anlatılan ders
Enflasyon : Notların öğretmen tarafından düşürülmesi
Devalüasyon : Öğretmenlerin kolay sorarak başarı oranını yükseltmeleri
Vaka-ı Vakvak : İyi bekleyip düşük alan öğrencilerin sözleri
İstenmeyen Gün : Pazartesi
İstenen Gün : Cuma
En İyi Haber : Hoca Yok, ders boş, vallaha...
yalan atla gider, gerçek yürür, yinede tam zamanında yetişir.
-
Bitmek bilmeyen öğrencilik yıllarını öğrenci evinde geçirmiş biri olarak durumun bu kadar güzel anlatılmasına hayran kaldım..Benim yaşadıklarımda çok farklı şeyler değildir ama tüm yazdıklarım canlı canlı yaşanmış ve denenmiş hayat tecrübeleridir...
Özellikle erkek öğrenci evlerinde onlarla beraber yaşayan ama yaşarken kötü yaşam koşullarına dayanmayıp mutasyona uğrayarak renk değiştiren ve bacak sayısı veya kafa sayısı artan envai çeşitteki böceksi yaratıklarla karşılaşmak...
Elektrik faturasını ödemekten kurtulmak için eline geçirdiği herhangi bir aletle(makas,bıçak,çatal,tornavida...)elektrik sayacında küçük hileler yapmak!
Evde televizyon bozulunca can sıkıntısına dayanılmadığı için utanıp sıkılmadan,sayfalarca borç yazdırdığı marketin televizyonunu isteyip sabaha kadar keyif yapmaya karar vermek ve televizyonu isterken keyfi eksik olmasın diye kuruyemiş ve birasını da borç yazdırarak pişkinliğin bu kadarı dedirtecek bir insan topluluğununu barındırmak
Bir gün bulaşık yıkamaya karar veren titiz ev! halkı olarak bulaşık deterjanı bulamayınca pesetmeyerek ve zehirlenme tehlikesini göze alarak el sabunu ile,o da yoksa çamaşır deterjanı ile bulaşıkları dezanfekte etmek...
Genelde tüm komşular öğrenci evlerinin varlığından huzursuz olduğu için eve giren çıkanın hesabının tüm mahallece tutulduğunu bilmek ve en küçük bir olayda kapınıza dayanılmasına alışmak...
(Eğer erkek öğrenci evi ise pek sorun yoktur) ama kız öğrencilerde eve erkek arkadaşlarını almak için arkadaşlarına bir çarşaf giydirmediği kalması...
Uygunsuz misafirlerden şüphelenen ev sahibiniz teftiş amacıyla gece 11 de eve gelip çay veya tuz ödünç istemesi halinde ve sizinde bomboş olan dolaba laf olsun diye bakarak ev sahibini eli boş göndermek...
Haftalarca toplanan boş bira şişelerini sonunda zuladan çıkarıp ve geri iade edildiğinde ne alınacağının planını uzun uzun yaparak ele geçen paraya sadece bir bira alıp imece usulü içmek...
Tüp gaz bittiği zaman(genelde gece olur ve açlıktan herkesin gözü dönmüştür) elektrik sobası ters çevrilerek üzerinde çay ısıtmak hatta abartılarak (ne de olsa elektrik kaçaktır) bir de yumurta kızartmak...
Elbise dolapları bezden olduğu için,ele geçen ve evin diğer taraflarına yayılmamış veya başka birinin üzerinde olmayan kıyafetleri dolabın içine atmak.Dolaptan elbise aranıldığında iğreti duran dolabın tepenize düşerek ve kafanıza yarık açması...Hala giyecek temiz birşey bulamayarak okula gitmekten ve derse girmekten vazgeçerek evde oturmaya devam etmek...
Alt dairede oturan evin balkonuna düşen çamaşırlarını almaya gidip,alt komşuların erkek öğrenciler olduğunu ve ayrıca çok yakışıklı olduklarını öğrenerek üç gün bayram yapan bir evde yaşamak ve her hafta alt balkona düşürmek için uğraşılan elbiselerin artık tüm mahallenin semalarında dolaşmasına aldırmadan hırsla çalışmak....
Bilmiyorum sizde nasıl duygular uyandıracak ama bu yaşam benim uzun bir öğrencilik yaşamama sebep oldu ve tek kelime ile harika günlerdi
-
cok vahim bir durum ama, evdeki elektrik kullanımındaki kücük hileler sanıyorum tum ogrencilerin basından gecmis:)
bi gün bende yakalanmıstım boyle, elektrikcilerde inat etmis gitmemisler adeta kapının onunde kamp kurmuslardı ve o gun maalesef okula gitmek icin ikinci kattaki evimizin balkonundan yan balkona gecerek okula gitmek zorunda kalmıstım
yalan atla gider, gerçek yürür, yinede tam zamanında yetişir.
-
ogrencılıgın en kotu yanı yenılen guzel bır yemegın ardından sızı bekleyen koca bır bulasık enkazının yıkanmak zorunda olmasıdır...belkıde annemızın degerını ogrencılıkde daha fazla anlamısızdır..SU BIR GERCEK;KADINLAR HAYATIMIZDA OLMASA HAYAT BU KADAR TATLI GELMEZDI..
serkan dönmez
-
ev arkadasımdan ayrıldıktan sonra kendi evime cıktım, tabi ev sahibi üst katta oldugu icin elektrikte hileler yapmak mümkün degildi(tabi ilk zamanlar)
Isparta cok soguk bir memleket, eve kömür sobası kurdu (o da ayrı bir faciaydı) ilk defa soba yakıcam hayatımda, kömürü doldurdum kovaya, tutusturmaya calısıyorum, evde ne gazete kaldı ne karton defterleri yakmaya baslamıstım artık, kagıdı tutusturuyorum kagıt yanıyor bitiyor komurde hicbir isaret yok oldugu yerde bekliyor,aglamaya baslamıstım artık donucam buralarda diye, ve hayatımda ilk defa o zaman bir sobayla konusmustum;
-lütfen yan, cok usuyorum ve soguktan ölmek istemiyorum diye...
ve sonradan ögrendim ki kömürü tutusturmak icin kovanın altına talas yada odun koymamız gerektigini........
yalan atla gider, gerçek yürür, yinede tam zamanında yetişir.
-
Bende öğrencilik hayatıma tek devam etmek zorunda kaldığım dönemde trajikomik olaylar yaşadım...Karnımı doyurmak için marketten aldım konserve kavanozunu açmaya gücüm yetmeyince elimde kavanozla kendimi sokaklara vurduğum ve gece 3 te sigaramı yakmak için evde kibrit ve yanıcı madde bulumadığımdan pencere kenarına pusu kurarak sigara içen birini beklemeye başladığımı anımsıyorum...
-
-ya da elinde kalan son parayla sigaramı ekmekmi almaya karar veremeyip sigaranın üstün gelmesi sonucunda karnını doyurabilecegin bir arkadas aramaya cıkılması...
-o bankamatikte para olmadıgını, bu sıralar parada gelmeyecegini bildigin halde bir umut sabah kalkarkalkmaz ilk iş olarak bankamatige ugranılması...
-evinin onunde kiraz agacı olmasından dolayı cok mutlu olmak ve cogu zaman karnını onla doyurmak... bu da yetmezmis gibi ac kurtlar gibi bekleyen bir yıgın arkadasınıda o agactan doyurabilmek....
-gecenin bir yarısı evde otururken aniden soba ile borular arasındaki diyalogun kopması borunun tavanda asılı kalması ev dumandan gozukmezken caresizlik icinde bacanın acaba kendi kendine tekrar sobayla diyaloga girermi diye beklenmesi...
ve daha neler neler....
yalan atla gider, gerçek yürür, yinede tam zamanında yetişir.