Cevap: T.C. Anayasası 38. Maddeye ters düşen bir kanun
Konuyla Ilgili Olarak Askeri Yüksek Idare Mahkemesi'nin Kararini Paylasmak Istiyorum..
.......
18nci maddesinin birinci fıkrasındaki: “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.” hükmüne;
38 nci maddesinin sekizinci fıkrasındaki: “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.” hükmüne;
48 nci maddesinin birinci fıkrasındaki: “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” hükmüne aykırı olduğunu iddia etmektedirler.
Yukarıda kısmen işaret edildiği üzere gerek askerlik mesleği gerek Milli Savunma hizmeti diğer kamu görevlerinden ve kamu hizmetlerinden farklılıklar taşımaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin diğer kurumlardan farklı bir hiyerarşik yapısı ve özel bir disiplin anlayışı bulunmaktadır. Bunun sebebi ise yurt savunmasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstlendiği görevdir. Nitekim 1982 Anayasasının 117 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında;
“Başkomutanlık,Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.
Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı Bakanlar Kurulu sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu Anayasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere Silahlı Kuvvetleri yurt savunmasına hazırlamak gibi özel bir sorumluluğun beraberinde özel düzenlemeler yapma ihtiyacını doğuracağı izahtan varestedir. Bu açıdan bakıldığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin kadro ihtiyacı, yurt savunması için yetişmiş personelin belli rütbelerde kanunlarda öngörülen süre kadar görev yapmasının önemi karşısında TSK personelinin özellikle subay ve astsubayların zorunlu bir hizmet süresine tabi tutulmaları zorunlu olabilmektedir. Zorunlu hizmet süresinin tesbiti ise kanun koyucunun takdirindedir. Elbette zorunlu hizmet süresinin tespitinde kanun koyucunun takdir yetkisi sınırsız değildir.
Diğer yandan davacının kendi isteği ile astsubaylık mesleğini tercih ederek bu mesleğe girdiği, askerlik mesleğinin yukarıda zikredilen özellikleri, davacının belirli ücret karşılığında mesleğini yapması, statüsel bir kamu hizmeti olarak profesyonel ve muvazzaf askerlik mesleğinin özel hukuk sözleşmelerinden tamamen farklı bir nitelikte olması, ülkemizde herhangi bir hizmet akdi veya memurluk gibi kamu görevlerinden farklı olarak, idarenin personeli uzun yıllar eğitip yetiştirmek, dolayısıyla bu statüye kabulden önce ve sonra zaman, emek, para harcamak ve halkın ödediği vergilerin önemli bir bölümünü bu hizmet için ayırmak ve harcamak zorunda kalması nedeniyle davacı vekillerinin diğer Anayasal hükümlere aykırılık iddiaları da Mahkememizce ciddi bulunmayarak, 926 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin birinci fıkrasının ve 113 ncü maddesinin (b) bendinin iptali istemleriyle Anayasa Mahkemesine götürülmesi taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulunun 17.11.1993 tarih ve 1993/134 Esas ve 1993/497 Karar sayılı Kararı ile AYİM 2 nci Dairesinin 16.04.2003 gün ve 2002/799 Esas, 2003/312 Karar sayılı kararı; AYİM 3 ncü Dairesinin 17.03.2005 tarih ve 2004/1311 Esas, 2005/390 sayılı kararı da aynı doğrultudadır.
Karar Dairesi:AYİM.3.D.
Karar Tarihi:26.01.2006
Karar No: E.2005/655
Karar No: K.2006/189
Yine Konuyla Alakali AYIM'in Baska Bir Karari;
........
Davacı, Anayasanın hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağına dair 18 nci maddesinden bahisle istifa talebinin kabul edilmemesi işleminin Anayasaya aykırılığını ileri sürmekte ise de; Yasa koyucu Anayasaya aykırı olmamak koşuluyla her alanda düzenleme yapmak yetkisine sahiptir. Kamu hizmetlerini en iyi ve etkin şekilde yürütmekle görevli ve yükümlü olan idare; hizmetin gereksinimine göre o hizmetin nasıl ve hangi niteliklere sahip personel ile yürütüleceğini planlamak hak ve takdir yetkisine sahiptir. Bu bakımdan 926 sayılı Kanuna tabi bulunan davacının 657 sayılı, ya da salt 2802 sayılı Kanunlara tabi bulunan kamu görevlileri ile aynı statü ve hukuksal durumda olmadığı açıktır. Dolayısıyla farklı statüde bulunanlara farklı zorunlu hizmet statüsü ve farklı hizmet koşullarının getirilmiş olmasının Anayasaya aykırı olduğu anlamına gelmeyeceği açık olduğundan Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
Karar Dairesi:AYİM 3.D.
Karar Tarihi:16.04.2003
Karar No: E.2002/799
Karar No: K.2003/312
Cevap: T.C. Anayasası 38. Maddeye ters düşen bir kanun
İstemediği işte zorla 15 yıl çalıştırılmak EVRENSEL HUKUK KURALLARINA AYKIRIDIR.
Bunu 5 yıl ile sınırlamak gerekir.
İstemediği bir işte görevde çalışan birinden FAYDA beklerseniz, size bir diyeceğim olmaz.
ZORLA ,İRADE DIŞI ÇALIŞTIRILMAYI HUKUK KABUL ETMEZ.
Cevap: T.C. Anayasası 38. Maddeye ters düşen bir kanun
Askeri kanunlarımız anayasamıza aykırı değil,her ikisi de ''çağdaşlık ve medeniyete'' aykırıdır.Ama az kaldı, saltanat sona eriyor, herşey değişiyor.İnsanlar ''özgürlüğünü'' istiyor...
Cevap: T.C. Anayasası 38. Maddeye ters düşen bir kanun
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin de Kapatılması lazım.Türkiyede Danıştay varken gereksiz.
Cevap: T.C. Anayasası 38. Maddeye ters düşen bir kanun
Anayasa madde 38de kasdedilen hapis cezasıdır ancak özgürlüğü her türlü özgürlük olarak yorumlayarak istifa edememenin bu hükme aykırı olması nedeniyle iptal edilmesi gerktiği soucuna ulaşabiliriz.Burda ihlal edilen özgürlük ise çalışma veya çalışmama hürriyetdir.