Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
VATAN okurunun balyoz soruları!
Okurlarımızdan Metin Y. Taraf Gazetesi’nin gündeme getirdiği Balyoz Darbe Planı hakkındaki haberlerden bunalmış; içinden çıkamadığı soruları yazıp göndermiş... İşte o sorular:
1) Birinci Ordu’dan emekli olduğu belirtilen ihbarcı, darbe planına ait 5 bin sayfadan fazla belgeyi ve bir sürü CD’yi, Birinci Ordu Karargâhı’ndan da bavulla mı çıkarmış? Eğer öyleyse; bavula bakmak kimsenin aklına gelmemiş mi? Birinci Ordu’da güvenlik önlemleri bu kadar mı yetersiz?
2) Yoksa her gün birkaç sayfa mı sızdırmış? Bu durumda günde 10 sayfa çıkarmış olsa, 5 bin sayfalık darbe setinin tamamı için iki yıldan fazla bir zaman uğraşmış olması gerekmez mi? Askerlerin görev yerleri ortalama iki yılda bir değiştiğine göre; sızdırmaya başka yere atandığında da mı devam etmiş?
3) Bu çok gizli dokümanlar süper market raflarında mı saklanıyor ki böyle ortalığa saçılabiliyor?
4) Eğer; belgeler gizli odadan alınıyorsa; o odalara girme yetkisine sahip personel bilinmiyor mu?
5) Bu subay, neden darbe planının sadece önemli bölümlerini sızdırmadı da büyük bir riski göze alarak ille de tamamını çıkarmak için uğraştı?
6) Eğer 5 bin sayfanın tamamı çok önemli ise, bu kadar mükemmel planlanmış (!) bir darbe, nasıl oldu da uygulamaya konulamadı?
7) Bavul dolusu çok gizli darbe planını bunca senedir nerede ve nasıl sakladı?
8) Müzik CD’lerinin bile delil kabul edildiği olası bir Ergenekon baskınında, bu belgelerle birlikte yakalanmaktan hiç mi korkmadı?
***
Yamandır bizim okur, yaman...
Keşke o planlarını sızdıran muhbir, bu sorulara yanıt verebilse!
http://haber.gazetevatan.com/haberde...ryid=4&wid=102
30-01-2010
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Bir ordu komutanından Genelkurmay'a dilekçe!
Yargı depremi tartışıladursun, biz TSK’yı çökertmeye yönelik asimetrik psikolojik operasyona dönelim.
Bilindiği gibi suçlamalar öyle bir noktaya vardı ki TSK’nın tasfiye edilmesi ve yeni ordu kurulması bile teklif edildi. Bazı kalemlere göre TSK bir suç örgütüdür!
Peki böyle bir durumda TSK’nın kendisini nasıl savunması gerekirdi?
Türk Ordusu’na yönelik suçlamalara nasıl cevap verileceğine örnek olabilecek, bir ordu komutanından Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen bir dilekçe var.
Dilekçe şöyle başlıyor.
“Ordu komutanlarının sefil, çete başı ve dolayısıyla orduların çete olduğu ifade ediliyor. Savunmalarına hiçbir zaman gerek görmeyeceğim bazı kişiler hakkında taşlamalarda bulunmak isterken, vatan ve millet için temiz ve masum duygularla ve türlü zorluklar içinde namus görevini yapan ordularını çete ve aynı şartlarla karşı karşıya bulunan ve tek dayanağı namus ve haysiyetlerinden ibaret bulunan ordu komutanlarını sefil ve çete başı olarak niteleyip dillere düşürmek ne büyük bir ahlâksızlık ve sefil bir vicdansızlıktır.”
Ordu komutanının kim olduğunu merak ediyorsunuz değil mi?
Erzurum Savcısı tarafından çete soruşturmasında şüpheli sıfatıyla ifade vermeye davet edildiği halde gitmeyen 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk değil.
Sanıyorum o da Genelkurmay Başkanlığı’nda görüşmeler yaptı ve fikirlerini ifade etti ama üstlerine sözlü olarak ne dediğini bilmiyoruz.
* * *
Biz, ordu komutanının dilekçesine devam edelim:
“Türk Ordularını, onların namuslu komutanlarını bu surette göstermek yeteneği, ancak vatan ve milletin çöküp dağılmasını arzu eden bir alçakta bulunabilir. (Burada dilekçe sahibi, ordu komutanlarının adlarını sayıyor) ... Namus ve doğruluklarından asla şüphe edilmeyecek olan ordu komutanı arkadaşlarımın bu rezilce teşhire karşı ne diyeceklerini bilmem. Yalnız kendi nam ve hesabıma beyan ederim ki benim başında bulunmakla övündüğüm ordular, haydutlardan değil, soylu Türk Milleti’nin namuslu çocuklarından kurulu idi.
O sefil iftiracı şunu da kesin olarak bilmelidir ki ben hiçbir vakit vagon vagon altın teslim alan sefil ve haydut başlarından değilim. Bu namussuzca iftirayı ve sahibini lanetlerim. Bu iftiracı hakkında gereken kanuni işlemin yerine getirilmesi istirham olunur.”
Diyeceksiniz ki kim bu ordu komutanı?
Kim olacak Mustafa Kemal Paşa!
* * *
Alev Coşkun, Cumhuriyet kitapları arasında çıkan “Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay” adlı kitabında belgeleriyle bu olayı da inceledi. Hukuk-i Beşer gazetesi, 14 Mart 1919’da Damat Ferit Hükümeti’ni hitaben bir yazı dizisi yayınlamaya başladı ve ordu komutanlarına çok ağır suçlamalarda bulundu Yazıyı, 31 Mart 1909 olaylarını kışkırtan Mevlanazade Rıfat yazıyordu.
Mevlanazade Rıfat, “Kağıt paranın geçerli olmadığı yerlerde ordu ve mülkiye memurlarının ihtiyaçları için milyonlarca altın ve gümüş para bastırılarak vagon vagon ordu komutanı denilen âli sefillere, (yüksek mevkideki alçaklara) daha doğrusu haydut başlarına teslim edildi” diyordu.
İşte bu iddiaya kimse ses çıkarmayınca Mustafa Kemal Paşa yukarıdaki dilekçeyi yazdı.
Mustafa Kemal Paşa, dilekçede Osmanlı ordusu diyordu, ben ilk planda dilekçenin yazarı belli olmasın diye bu ifadeleri Türk Ordusu olarak kullandım. Dilekçe basında da yayınlanınca Mevlanazade tarafından mahkemeye verilen Mustafa Kemal Paşa, avukatından davanın uzatılmasını istedi. Çünkü 19 Mayıs’ta Anadolu’ya geçecekti.
ARSLAN BULUT 19-Şubat-2010 Yeniçağ G.Z.T
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Asıl darbe nedir?
Gericilerin katlettiği, katilleri bulunamayan, bu vicdani görevleri yerine getiremeyen ama "bana suikast düzenlendi, buna inanmayan ahmaktır"diyen hükmeden güçler, araştırmacı gazeteci,sentezci Uğur Mumcu'nun 25 yıl önce ne söylediğini bilmez mi? Bende kendi sesiyle video gösterisi var.pps dosya olduğundan gönderemiyorum.
Şöyle diyor;
1983 rakamlarına göre Diyanet İşleri Başkanlığında 46 000 personel var,bunun 23000 i ilkokul mezunu.Bu ilahiyat fakülteleri, islam enstitüleri ve imam hatipler ne işe yarıyor?
Ne işe mi yarıyor?
Bunlar imam-hatip olmuyorlar.
Hukuk fakültelerine gidip, yargıç-savcı oluyorlar.Siyasal bilgilere gidip kaymakam-vali oluyorlar.
Yapılan bir araştırma, siyasalın kaymakam yetiştiren bölümünün % 41 nin ilahiyat kökenli olduğunu göstermektedir.
Hukuk fakültelerinde okuyanlara burs veriliyor,burs verilenler mezun olduklarında sınavsız yargıç oluyor.
2000 li yıllarda vali İlahiyat fakültesi, emniyet müdürü İslam Enstitüsü,kaymakam İmam hatip mezunu olacak.
ve devam ediyor aydınlık için köy enstitüleri vb..........
Şimdi soruyorum asıl darbe nedir, darbe nasıl oluyormuş?
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Ben yeni öğrendim bu nedemek oluyor şimdi bir bilen varsa açıklarsa sevinirim. burada kaç Amarikalı görev yapar dinleme çihazları varmı ? Amerikan Federal Soruşturma Bürosu
Ankara'da halen 10 sene önce açılan bir temsilciliği bulunan FBI'ın .
FBI Başkanı Mueller, Adalet Bakanı Ile Görüştü
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Robert Mueller, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i makamında ziyaret etti
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Robert Mueller, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'i makamında ziyaret etti.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'in eşlik ettiği ve basına kapalı yapılan görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü. Görüşme sonrası herhangi bir açıklama yapılmadı.
http://www.haberkolik.com.tr/fbi-bas...ustu_41689.htm
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Sayın Sezen,
Yeni öğrendim diyorsunuz da,aslında biliyor, tahmin ediyorsunuz. Ayrıca burada büro açıp masraf yapmalarına falan gerek yok. Yine çok iyi bildiğiniz gibi oraya gönderilen taşeronlar, uşakları var. Yıllardır orada kalan beslediklerinin yaptıkları hergün bir bir daha günyüzüne çıkıyor. Hayret ayaklarına çağırmamış gitmişler mi şaşırdım doğrusu.
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Başbakan Yardımcısı Arınç'ın makam aracı kaza yaptı
http://www.hurriyet.com.tr/p/newsDetail/spacer.gifhttp://www.hurriyet.com.tr/p/newsDetail/spacer.gifhttp://www.hurriyet.com.tr/p/newsDetail/spacer.gif
05.03.2010 http://www.hurriyet.com.tr/p/hp/spacer.gifDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın makam aracı kaza yaptı. Aracın içinde bulunan Arınç ve şoförü yaralanmazken, makam aracı ve polis memurunun aracında büyük çapta maddi hasar meydana geldi.http://arama.hurriyet.com.tr/arama.aspx?t=kaza
8 Mart 2010 http://www.hurriyet.com.tr/images/siyah_ok.jpg Mehmet Y. YILMAZ
Şansımız varmış ki sürücü polis çıktı!
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç’ın makam aracı, önceki gün Ankara’da bir başka araç ile çarpıştı.
Gazetelerde okuduğum habere göre kazaya karışan diğer araç bir sivil polise ait.
Bülent Arınç’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve hep birlikte bir düşünelim istiyorum:
“Bu araç bir sivil polise değil de diyelim ki Merkez Komutanlığı’nda görevli bir subay ya da ast subaya ait olsaydı ne olurdu?”
Nasıl büyük bir gürültü çıkacağını kolayca tahmin edebilirsiniz.
Ortada ne ABD’nin Ermeni tasarısı kalırdı, ne yargı reformu!
Başta Arınç olmak üzere AKP sözcülerinin kazanın arkasında neyin yatmakta olduğu ile ilgili kuşkularını gazete manşetlerinde okur, televizyon haberlerinde izlerdik.
Yandaş medyada “kazanın ardındaki gerçekler” konulu bir dizi haber okurduk.
Savcılık geniş çaplı bir soruşturma başlatır, kazaya karışan askerin evinde ve kışladaki çalışma masasında aramalar yapılırdı.
Sürücü bir süre gözaltına alınır, herkes Genelkurmay Başkanı’ndan bir açıklama yapmasını talep ederdi.
Yani daha önce yargıcın otomobilini takip ettikleri kuşkusuyla yakalanan askeri aşçıların başına gelenler aynen tekrarlanırdı.
“Yahu bu sıradan bir trafik kazası da olabilir” demeye cesaret edecek olanlar Ergenekonculukla suçlanırdı.
Şansımız varmış ki sürücü polis çıktı! Hem Arınç’a hem de Türkiye’ye geçmiş olsun, büyük badire atlattık!
---------------------------------------------------------------------
Verilmiş sadakamız varmış... Yoksa!
Allah’tan arabası zırhlıymış da Sayın Büyük’ün burnu bile kanamamış...
***Kendisine büyük “geçmiş olsun” diyorum; verilmiş sadakası varmış...
Ama...
Bize de büyük geçmiş olsun...
Bizim de verilmiş sadakamız varmış!
Düşünün bir kez:
http://haber.gazetevatan.com/haberde...ryid=4&wid=102
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bülen Arınç İlginç bir kişiliktir. Öyle pek sivrilecek fikirlere parlak bir zekaya sahip olmadığı her halinden davranışından duruşundan bellidir. Özetle aslında silik bir kişiliktir...
Şimdi böyle bir kişiliğe suikast ne işe yarar? Buna kafa patlatıp duruyorum. AKP ye oy patlaması yaptırır,
Evinin çaprazında ki bakkalın ''aha işte '' diye gösterdiği evinin tespitini yapıyorlarmış!! 20 gündür !!! Yutmaya çalıştığı kağıtta da adresi varmış !! Kimse de adres belliyse neden tespit etmeye çalışıyorlar demedi iyi mi? Kaldıki bir gün meclis çıkışı izlet anında bulursun !!! 20 gün ne dönüyorsun deli dana gibi değil mi!! Daha garibi Milliyet gazetesi 3 ay kadar önce tam adresini vermişti !! Bu özel harekatçılar ne salaksa hiç birisini bilmiyor !!! Şimdi buna inanılır mı? Tabiiki kimse de inanmadı... dinleme dediler olmadı ... izleme dediler tutmadı... Aslında olay kafada karıştırdı... Karıştırdı da başka şekilde... Sanki birilerine kaç dendi... Hatta bu çok büyük olasılık çünkü ihbar ne hikmetse ABD den geldi !!!
Erin telefon konuşmasıyla ortaya çıkan ikinci aşama ise tam bir muammaya döndü... er babasıyla konuşurken belgeleri yakıyoruz demiş... Bu er şöför.. komutanın şöförü... Yani hayatında o kozmik odalara ve arşive girmemiş birisi.. giremeyecek birisi... Ama belge yaktıklarını babasına söylüyor!! Aslında bu konuşma olmuş olabilir... Baba höt möt demiş... Ama bu konuşmanın erin palavrası olma ihtimali çok yüksek... Hani askere giden erlerin yarısının aynı öyküsü vardır... Ya binbaşı ya Başçavuşu döverler ama Alay komutanı gelir ''sen haklısın evladım '' der... ceza almazlar ... Ahanda bu ne kadar doğru bir geyikse bu erin anlattığıda o kadar doğrudur... Kaldıki hukuki olarak ta birinci derece akraba telefon konuşmalarıyla ilgili bir çekince olduğunu sanıyorum... Şimdi bu özel harekatçılar içeriye er giremeyen yerde yedikleri bir haltı hemde çok ciddi bir haltı !! şöför ere söylüyorlar o da babasına söylüyor bu konuşmada teknik takibe takılıyor... Burasıda ilginç... Kimin takibine yakalandığı da belli değil... MİT diyen var polis diyen, TİM diyen işin garibi de üçüde yalanlıyor biz yapmadık diye... Birisi bizimle kötü dalga geçiyor amma kim !!!
NE OLDU BÜLET ARINÇ SUİKASTI?
BÜYÜK devlet ve hükümet admlarımızdan Bay Bülent'e "suikast planı" ortaya çıkarılmış, evinin yakınlarında gezinen bazı subaylar ihpar üzerine gözaltına alınmıştı. Yani subaylar suçüstü enselenmişti ! O kadar ki, öldürecekleri (!) Bülent'in ev adresi yazılı kağıdı üzerlerinde taşıyorlardı ve enselenince bunu yutmaya kalkmışlardı !
Hemde bunlar özel eğitilmiş Özel Harp subayları idi !.. Öldürecekleri adamın evini bilmiyor, gidip görmüyorlar, dahası adresi akılda tutamıyorlar, kağıda yazıp üzerlerinde taşıyorlardı !
( Bunlar herhalde acemi çocuklarlardı ! )
Hükümet ve AKP medyası ortalığı ayağa kaldırdı. Özel Harpciler suçüstü yakalanmıştı !
Tayyip ve Bülent demeçler verdiler, olayın çok ciddi olduğunu vurğuladılar.Bundan sonra olanları anımsayalım...Çünkü unutkan milletiz.
"Ne oldu kardeşim bu sikast olayının sonucu ? Araştırdınızmı ve ne buldunuz ? Böyle bir durum varsa açıklayın, yoksa yine açıklayın. Niçin suskun kalıyorsunuz ?"
,
Alıntı :Sözcü G.Z.T.si Sayfa 5 Emin Çölaşan 2/MAYIS/ 2010
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Şehit olmanın sekseninci yılındasın. Bağımsız Türkiye CUMHURİYETinden yazıyorum... Saygı ile anılıyorsun Devrim Şehidi Kubilay...
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
KUBİLAY ruhunu öldürmeyi hiçbir zaman başaramayacaklar!
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
KUBİLAY'IN BAŞI,
GİRİT'TEKİ KAMPLARDA İNGİLİZ VE YUNAN SUBAYLARI TARAFINDAN EĞİTİLEN
BEDRANİ TARİKATININ BAŞI OLAN
BİR MÜRTECİ (İRTİCACI) TARAFINDAN
KÖR BİR BIÇAKLA KESİLİYOR.
BU HAİN ŞEYH : DERVİŞ MEHMETTİR.
MANİSA'YI YUNANA SATAN VE
9 EYLÜL 1922 SABAHI YUNANISTANA KAÇAN
MANISA VALİSİ HÜSNÜ EFENDİNİN (Kİ SONRA HÜSNÜYADİS İSMİNİ ALMIŞTIR) KUZENİ.
BU ŞAHISLARIN BÜLENT ARINÇ İLE İLİŞKİSİ Mİ NE?
ÇOK KÜÇÜK BİR DETAY:
DERVİŞ MEHMET, BÜLENT ARINÇ'IN ÖZ MÜ ÖZ DEDESİ. DİLEYEN
GİRİP, HAFTANIN KİTAPLARI BÖLÜMÜNDE
BİRİNCİ SIRADAKİ KİTAP OLAN
"HÜSNÜYADİS HORTLADI" YI OKUSUN. BELGELERİ ORADA.
NEDİM ÇAKMAK'IN 6000 SAYFALIK ARAŞTIRMASININ SONUCUDUR
BU ÜLKE BÖYLE İLGİNÇ BİR ÜLKE
BİR TARAFTA CUMHURİYET ŞEHİTLERİ ANMA HAFTASINI YAPIYORUZ,
BİR YANDAN ŞEHİTLERİMİZİ KATLEDEN ADAMLARIN
TORUNLARINI EN YUKARIYA TAŞIYORUZ
BÜLENT ARINÇ TEK DEĞİLDİR.
O KATLİAMI YAPAN VE SONRA ASILAN 187 HAİNİN TORUNLARININ TAMAMI
BUGÜN EKONOMİ, İŞ DÜNYASI VE SİYASETİN
EN ÜST MERTEBELERİNDE OTURUYORLAR.
http://www.turanordusu.tc/forum/index.php?topic=1044.0
Evet dedesinin eli kanlı bir Cumhuriyet katili olması Bülent Arınç’ın da katil olduğunu göstermez… Ama içinde bulunacağı zihniyeti gayet tabi bir şekilde gösterir… Öyle olmasaydı bugün ülkeyi satanlara başkanlık eder miydi? Cumhuriyet Rejimine karşı söylemlerde bulunur muydu?