Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Aksi görüşte olanlar yazmasın değil mi?
Bu mantıkla söylendiğini sanmıyorum. Çünkü bu konuda mağdur olanlar zaten düşünen, akıl yolunu arayan, doğruyu savunanlar...Sisteme uyarım, dalgama bakarım diyen insanların zaten derdi yok.. Biz burada karşıt görüşlere de açığız, sadece anladığım kadarıyla bir kamuoyu yaratılmaya çalışılıyor...Forumu incelerseniz firar konusundaki başlıklara 33.000 gibi bakılma sayısı olması bile başlı başına bir göstergedir bence..Burayı sadece okuyup da gönlünden geçenleri yazamayan onlarca arkadaşım, abim olduğuna inanıyorum ben.
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Bu durumda olanlar, bu hukmu AIHM ne goturup oradan tazminat talep edebiliyorlar mi?
Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Aksi görüşte olanlar yazmasın değil mi?
Sayın Av.Feyz Pazarbaşı.Forumu açarken aksi düşünenler görüş yazmasın diye bir düşünce içinde asla olmadım.Bu yüzden eleştirinizi oldukça önemsiyor ve yanlış anlamaya mahal vermemek için o cümleyi değiştiriyorum.Sizinde eleştiri ve görüşlerinizi dinlemek bizim için çok değerli olacaktır.Her türlü görüş ve önerinizi bekliyoruz.
Ayrıca amacımız teröristlere ve onların hakları adına bile kamuoyu yaratıldığı bir ortamda yaşadığımız bu büyük haksızlığının resmini daha net ortaya koyabilmek amacıyla bir kamuoyu yaratabilmektir.Şundanda eminimki firar yoluyla ordudan ilişiği kesilen personel Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı ve ordudan ayrılmış olsa bile kurumuna sahip çıkan iyiniyetli insanlardır.Ancak mevcut uygulamalar yüzünden yapılan hatalarla insan hayatında onarılmaz yaralar acılmasına yol açılmaktadır.Bu kadar seçkin subay ve astsubay salt ayrıldıkları için toplumsal katma değerden uzak tutulmaktadır.Bu kadar yetişmiş beynin harcanması ancak 3. dünya ülkelerinde olabilir.saygılarımla...
Önemli bilgi! Firar yoluyla ilişiği kesilen personel cok dikkatli okusun lütfen!!
Firar yoluyla ilişiği kesilen personel için ''Silahlı kuvvetlerde kalması uygun değildir'' şeklinde disiplinsizlik sicili düzenlenir ve disiplinsizlik nedeniyle 5434 sayılı emekli sandığı kanunun 39.maddesinin e fıkrası gereğince re'sen ayırma işlemi yapılır ve bu personel resen emekli edilirdi.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 104. maddesi şöyledir:
"MADDE 104 - 39 uncu maddenin yetersizlik ve disiplin sebepleri hariç olmak üzere (e) ve (f) fıkralariyle 92 nci maddede gösterilenler, kurumlarda emeklilik hakkı tanınan vazifelerde çalıştırılamazlar."
Ancak bu kanun tamamıyla yürülükten kalkmıştır.Bu kanun firar eden personel açısından sorun yaratmamakta idi ancak kaldırılmış olması uygulamada cok daha olumlu bir gelişmeye yolaçacaktır.Aşağıda sgk'nın verdiği bilgi edinme cevabı yeralmaktadır.Bu çok önemli ve olumlu bir gelişmedir.
Cevap: 5434 Sayılı Kanunun 104.maddesi 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanunun 106.maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgilerinizi rica ederiz.
657 sayılı devlet memurluğu kanununun yeni hali
657'nin 48'inci Maddesi Değişti
Firar eden personel genel olarak 10 ay hapis cezası aldığı için aşağıdaki yeni düzenlemede memur olma yolundaki en önemli engeli ortadan kaldırmıştır.
Kimlerin Devlet memuru olmayacağını belirleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesi değişmiştir. 8 Şubat 2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5728 Kanunun 317. maddesiyle bu değişiklik yapılmıştır. Değişiklikte öne çıkan iki husus bulunmaktadır. Birincisi memur olabilmedeki alt sınır olan "6 ay hapis cezası", "1 yıla" çıkarılmıştır. Diğeri ise bazı hususların suç olmaktan çıkarılmasına ilişkindir.
MADDENİN YENİ HALİ;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendinin yeni hali şu şekildedir:
“5. Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.”
MADDENİN ESKİ HALİ
Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veyahut 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.
DÜZENLEMENİN TBMM MADDE GEREKÇESİ
Maddenin yetmişüçüncü fıkrasıyla, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi değiştirilmiştir.
Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak mahkûmiyet koşulu Türk Ceza Kanunu hükümleri dikkate alınarak yeniden belirlenmiştir.
Düzenlemede, Türk Ceza Kanununun suç karşılığı uygulanan yaptırım sistemi, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ilişkin güvenlik tedbirleri, suç karşılığı uygulanan cezalarda özellikle mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan aslî ceza – fer’i ceza ayrımına yeni Türk Ceza Kanununda yer verilmemesi, Türk Ceza Kanununun özel hükümler kitabında yer alan bazı suçlara karşı uygulanan yaptırımların alt ve üst sınırları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 104, 105, 106, 107 ve 108 inci maddesi hükümleri ile 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun ilgili hükümleri dikkate alınmıştır.
AÇIKLAMALAR
1-Daha önce "ağır hapis veyahut 6 aydan fazla hapis" şeklinde yapılmış olan belirleme "kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına" şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişikliğe gör hapis cezalarındaki sınır 1 yıla yükseltilmiştir. Buna 8 ay hapis cezası alan bir kişi artık memur olabilecektir.
2-Önceki düzenlemede yer alan "istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık", "ihtilas" gibi suçlar yeni düzenlemede yer almamıştır. Buna göre kullanım ve tüketim amaçlı kaçakçılık fiileri de memur olmaya artık engeldir. Maddedeki " inancı kötüye kullanma" ifadesi "inancı kötüye kullanma" olarak; "resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma" ifadesi ise "ihaleye fesat karıştırma" olarak değiştirilmiştir. Ayrıca "yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suç" ibaresine yeni hükümde yer verilmemiştir.
3- Önceki düzenlemede yer alan "Gibi" ifadesi madde metninin yeni halinde yer almamıştır. Bunun yerine suçlar tek tek sayılmıştır.
MADDE MADDE MEMURLUĞA ENGEL SUÇLAR
Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile;
1- kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da
2- affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçları.
Bu suçlardan bir gün bile hapis cezası alınması halinde, bu ceza, paraya çevrilse, ertelense veya affa uğrasa bile memuriyete engel olacaktır.
Affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar nelerdir? Bu husus Türk Ceza Kanunun "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 302: Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak,
- Madde 303: Düşmanla işbirliği yapmak,
- Madde 304: Devlete karşı savaşa tahrik,
- Madde 305: Temel millî yararlara karşı hareket
- Madde 306: Yabancı devlet aleyhine asker toplama
- Madde 307: Askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma
- Madde 308: Düşman devlete maddî ve malî yardım
Affa uğramış olsa bile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar neledir? Bu husus Türk Ceza Kanunun Beşinci Bölümünde yer alan "Anayasal Düzene Ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 309: Anayasayı İhlâl,
- Madde 310: Cumhurbaşkanına Suikast Ve Fiilî Saldırı,
- Madde 311: Yasama Organına Karşı Suç,
- Madde 312: Hükûmete Karşı Suç,
- Madde 313: Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine Karşı Silâhlı İsyan,
- Madde 314: Silahlı Örgüt,
- Madde 315: Silah Sağlama,
- Madde 316: Suç İçin Anlaşma
Affa uğramış olsa bile milli savunmaya karşı suçlar nelerdir? Bu husus Türk Ceza Kanunun Altıncı Bölümünde yer alan "Millî Savunmaya Karşı Suçlar" Başlığı başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 317: Askerî Komutanlıkların Gasbı,
- Madde 318: Halkı Askerlikten Soğutma,
- Madde 319: Askerleri İtaatsizliğe Teşvik,
- Madde 320: Yabancı Hizmetine Asker Yazma, Yazılma,
- Madde 321: Savaş Zamanında Emirlere Uymama,
- Madde 322: Savaş Zamanında Yükümlülükler,
- Madde 323: Savaşta Yalan Haber Yayma,
- Madde 324: Seferberlikle İlgili Görevin İhmali,
- Madde 325: Düşmandan Unvan Ve Benzeri Payeler Kabulü
Affa uğramış olsa bile devlet sırlarına karşı suçlar ve Casusluk suçları nelerdir? Bu husus Türk Ceza Kanunun Yedinci Bölümünde yer alan "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar Ve Casusluk" Başlığı başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 326: Devletin Güvenliğine İlişkin Belgeler,
- Madde 327: Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme,
- Madde 328: Siyasal Veya Askerî Casusluk,
- Madde 329: Devletin Güvenliğine Ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklama,
- Madde 330: Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama,
- Madde 331: Uluslararası Casusluk,
- Madde 332: Askerî Yasak Bölgelere Girme,
- Madde 333: Devlet Sırlarından Yararlanma, Devlet Hizmetlerinde Sadakatsizlik,
- Madde 334: Yasaklanan Bilgileri Temin,
- Madde 335: Yasaklanan Bilgilerin Casusluk Maksadıyla Temini,
- Madde 336: Yasaklanan Bilgileri Açıklama,
- Madde 337: Yasaklanan Bilgileri Siyasal Veya Askerî Casusluk Maksadıyla Açıklama,
- Madde 338: Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi,
- Madde 339: Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Ayrıca amacımız teröristlere ve onların hakları adına bile kamuoyu yaratıldığı bir ortamda yaşadığımız bu büyük haksızlığının resmini daha net ortaya koyabilmek amacıyla bir kamuoyu yaratabilmektir.Şundanda eminimki firar yoluyla ordudan ilişiği kesilen personel Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı ve ordudan ayrılmış olsa bile kurumuna sahip çıkan iyiniyetli insanlardır.Ancak mevcut uygulamalar yüzünden yapılan hatalarla insan hayatında onarılmaz yaralar acılmasına yol açılmaktadır.Bu kadar seçkin subay ve astsubay salt ayrıldıkları için toplumsal katma değerden uzak tutulmaktadır.Bu kadar yetişmiş beynin harcanması ancak 3. dünya ülkelerinde olabilir.saygılarımla...
Bu cümlelerinize katılmamak elde değil...Siz ordudan ayrıldığınız halde bile konu hakkında kamuoyu yaratmaya çalışıyorsanız, bu sözlerinizin en güzel desteğidir bence...Çünkü bu olayın ne kadar gurur kırıcı olduğunu sadece yaşayanlar bilir. Hepimiz daha çocuk yaşta askeri okullara güle oynaya, onurumuzla girdik. Zaman içinde bişeyler gördük, yaşadık, bunlar bireysel kararlardır, isteyen devam eder, istemeyen etmez. "Ben bıraktım herkes bıraksın demiyorum" herkesin değer yargıları farklıdır. Benim gücüme giden şey teröristi bile affetmeye hazırlanan, hapishanelerde yer yok diye 2 yıldan az cezaları hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasıyla erteleyen devletimiz, dolu diye hırsızı göndermediği hapishaneye, rüşvet yememiş, haraç almamış, cetecilik yapmamış subayını sırf mesleğini bırakmak istiyor diye gönderebiliyor.
İşte bunun ne kadar onur kırıcı olduğunu ancak o onura sahip olanlar bilir...:(
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Benim asıl sormak istediğim şu:
Biz bu süreçteki olayların yanlış ve onur kırıcı olduğunu hangi birimlere faks, e-mail veya yazı göndererek bildirmeliyiz? Önemli olan sesimizi resmi yoldan duyurmak çünkü...
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
Recidivist rumuzlu üyeden alıntı
Benim asıl sormak istediğim şu:
Biz bu süreçteki olayların yanlış ve onur kırıcı olduğunu hangi birimlere faks, e-mail veya yazı göndererek bildirmeliyiz? Önemli olan sesimizi resmi yoldan duyurmak çünkü...
Asıl mesele de bence bu. Sesinizi duyurabilecek misiniz? Kaç kişisiniz? Kaç kişi buna destek verecek? Bugün terörist sesini duyurabiliyor çünkü mecliste onların bir bakıma temsilcisi sayılabilecek bir partisi var. Bedelli askerlik isteyenler sesini duyurabiliyor çünkü çok fazla destekçileri var. Peki ya sizin, peki ya benim gibi cep telefonu nedeni ile yargılanan kişinin? Kaç kişi destekçi olacak?
TSK onurumuzdur gururumuzdur.
Ordudan bireysel bir takım kararlar neticesinde ayrılmış olsakta TSK'ya olan sevgi ve desteğimiz kesinlikle tamdır.Bugün bir görev verilse seve seve en ön safta çarpışma azmimiz ve kararlılığımızda en ufak bir azalma yoktur.Bunu özellikle belirtmek istiyorumki forumu okuyan dışardan insanların kafalarında bir takım yanlış anlaşılmalar olmasın.Bizim ufacık ve tek bir isteğimiz var.Bu onurlu mesleğe onurumuzla girdik ayrılırkende onurumuzla ayrılabilme olanağı tanınsın.Ekstra hiç bir talebimiz yoktur.Altını çiziyorum üniformayı cıkarsak bile Tsk'ya sevgi ve desteğimiz tamdır.Umarım bu bilgi ve aydınlanma çağında yapılan bu hatalardan dönülecek ve insan hayatında onarılmaz yaralar açan firar gibi yanlış bir uygulamadan vazgeçilecektir.Herkese en içten saygı ve sevgileri sunuyorum.
Re: TSK onurumuzdur gururumuzdur.
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Umarım bu bilgi ve aydınlanma çağında yapılan bu hatalardan dönülecek..
inşallah...