Mülkümüze bakan yeni pencere
Merhabalar
2 yıl önce yan komşumuz tek katlı evini yıkarak yerine kaçak 3 katlı bir bina yaptı. Daha önceki evlerinde bizim ev tarafına bakan bir pencereleri bulunmuyordu. Yeni yaptıkları evin en üst katında bizim eve bakan bir pencere bulunuyor. Kendilerinden bu camı kapatmalarını istediğimizde türlü hakaretlerle karşılaştık. Babam şikayet etmek için belediyeye gittiğinde o bölgede çok kaçak bina var eğer onu şikayet edersen hepsine ceza gelir boşuna düşman kazanırsın demişler (saçma biraz ama). Geçenlerde anneme bahçedeki ağacı sökün bizi rahatsız ediyor demişler. Annem de siz önce benim evime bakan camı kapatın o da beni rahatsız ediyor dediği için üzerine yürümüşler. Babamı kaybettik kadıncağız yalnız yaşıyor ve kalp hastası terbiyesizlikleriyle baş etmek için nasıl bir yol izlemeliyiz. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
Cevap: Mülkümüze bakan yeni pencere
Hukuk Genel Kurulu 2006/1-551 E., 2006/597 K.
EKSİK BİLİRKİŞİ RAPORU
ESKİ HALE İADE
MENİ MÜDAHALE
İçtihat Metni
Taraflar arasındaki "meni müdahale ve eski hale iade" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.10.2004 gün ve 2003/2442-2004/1025 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.6.2005 gün ve 7133-7557 sayılı ilamı ile,
(...Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacıya ait 1 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait 2 parsel sayılı taşınmazın komşu olduğu, davalının davacı taşınmazına eylemli bir elatmasının bulunmadığı görülmektedir.
Öte yandan davalı yapısında oluşturulan birtakım pencerelerin davacı taşınmazına baktığı da sabittir.
Türk Medeni Kanununun 737. ve takip eden maddeleri uyarınca, komşuluk hukukunun ihlal edildiğinin kabul edilebilmesi zarar koşuluna bağlıdır. Bir kimsenin kendi mülkiyet alanında yaptığı yapının yada tasarrufunun komşu taşınmaz malikine bir zarar verdiği kanıtlanmadığı taktirde, bu halin çekişme olarak nitelendirilmesi ve giderilmesi düşünülemez. İmara aykırılık ise idare ve idari yargıyı ilgilendirir. Komşu parsel yönünde pencere açılmış olması başlı başına komşuluk hukukuna aykırılık teşkil etmez.
Bu hususta ileri sürülebilecek mahremiyet iddiasının da geçerli bir giderim nedeni olarak kabul edilmesine olanak yoktur.
Belirtilen bu ilkeler, somut olayla birlikte değerlendirildiğinde, davalı binasındaki pencerelerin davacıya bir zararı bulunduğu kanıtlanamadığı düşünülerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü;
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı; kayden malik olduğu 2097 ada 1 parsel sayılı taşınmaza komşu 2 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının, kendi binasına bakan bölümde pencere açmak, tuvalet ve pis su borularını kendi logarlarına bağlamak ve 4m2 lik bölüme sahip çıkmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, davalının müdahalesinin meni ile eski hale getirme kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; 1997 yılında inşa ettiği bina nedeniyle herhangi bir tecavüzü bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Mahkemenin; yargılama sırasında alınan 23.6.2004 tarihli bilirkişi raporunu benimseyerek, "davacı taşınmazına komşu olan 2 parsel sayılı taşınmazda imar kurallarına uyulmadan bina inşa eden davalının pencere ve balkon gibi açıklıklar bırakmadığı, mevcut pencerelerin davacının binasına bakan kısımda açılmış olmasının komşuluk hukukuna aykırılık teşkil ettiği" gerekçesiyle "davanın kabulü ile 2097 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalının, davacı binasına bakan cephede sonradan yapmış olduğu pencerelerin duvar örülüp sıvanmak sureti ile haksız müdahalesinin önlenmesine" dair verdiği karar Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme "davalıya ait binada davacı parseline bakan cephede açılan pencerelerin, aradaki mesafenin azlığı nedeni ile davacıyı rahatsız etmesinin imkan dahilinde olduğu ve yerel adetlere uygun bulunmadığı" gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; çevre etkilerinin yarattığı zararlar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 737. maddesinde düzenlenmiş olup, komşuluktan doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzene koyan, dengelendiren bir temel hukuk kuralı niteliğini taşımaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 737. maddesinin birinci fıkrasında, malik için zarar verecek taşkın eylemlerden, aşırı davranışlardan kaçınma ödevi öngörülmüş; ikinci fıkrasıyla özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel adete göre komşular arasında hoş görülebilecek ölçüyü aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaklanmıştır.
Bu noktada, Türk Medeni Kanunu'nun 737. maddesi içerisine giren müdahale kavramı; sadece taşınmazın işletilmesi ile ilgili olmayıp, bir taşınmazın kullanılması nedeniyle, komşu taşınmazın hava, ışık, rüzgar, su gibi enerji kaynaklarından yararlanmasını önleyen ya da manzarasını kapayan olumsuz müdahalelerde, uygulamada bahsi geçen madde kapsamında değerlendirilmektedir.
Anılan maddede yer alan taşkınlıklar, bir taşınmazın kullanılmasına bağlı olarak beliren çirkin bir görünüş ya da tiksindirici davranışlarla çevrede bulunan kişilerin ruhsal yapılarının etkilenmesi, iç huzurlarının bozulması gibi manevi nitelikte de olabilir.
Giderek yasada nelerin taşkınlık sayılacağı yönünden genel bir kural öngörülmediğinden; Hakim her somut olayın özelliğini, taşınmazın durumunu, niteliğini ve yerel adetleri gözeterek komşuların birbirine göstermekle yükümlü oldukları tahammülün sınırını, çıkar çatışmalarını olaya en uygun düşecek şekilde çözümlemekle yükümlüdür.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.11.2003 gün E:2003/14-653, K:2003/689 sayılı kararında da aynı ilke benimsenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut durum değerlendirildiğinde; davacıya ait 1 parsel sayılı taşınmaza, komşu 2 parsel sayılı taşınmazda davalı tarafından inşa edilen binaya ait sonradan açılan bir kısım pencerenin davacı taşınmazına baktığı sabittir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda varsayıma dayalı ve doyurucu olmayan gerekçelerle; imar durum koşullarına uygun olarak inşa edilmemiş olan davalıya ait binadan, davacı parseline çöp atılması, halı, kilim vs. silkinmesi olasılığından söz edilerek, ayrıca pencerelerin salt davacının binasına bakması ve aradaki mesafenin azlığı sebebiyle davacıyı rahatsız etmesi olanağı bulunduğu belirtilerek, pencerelerin mevcudiyetinin komşuluk hukukuna aykırı olduğu sonucuna varılmıştır
Görüldüğü üzere hükme esas alınan bilirkişi raporu, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, yeterli ve denetime uygun bir değerlendirmeyi içermemektedir.
Hal böyle olunca; Mahkemece seçilecek Çevre Mühendisi, Şehir Planlamacısı ve hukukçu bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığı ile komşuluk hukuku ilkeleri açısından inceleme yapılması, davalı tarafından davacıya ait komşu parsel yönünde açılan pencerelerin davacıya ne gibi zararlı etkileri bulunduğunun Türk Medeni Kanunu'nun 737. maddesinde öngörülen ölçülere göre ayrıntılı bir şekilde belirlenmesi, bunların önlenmesi için alınması gerekli tedbirlerin neler olduğunun da bilirkişi kurulundan sorulup gerekçeli rapor alınması ve doğacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu oluşturulan önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 27.9.2006 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davada, davalının binasına açtığı pencerelerin kapatılmasına karar verilmesi istenmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu ve imar mevzuatına göre davalıya ait binanın davacının binasına bakacak bölümüne pencere açılamayacağı, toplanan delillerle belirlenmiştir.Pencere açılması İmar Kanununa göre suç teşkil eden bir davranıştır. Yasaya aykırı olan bir konuda haktan sözedilemeyeceği ortadadır.
Mahkemeler ve Yargıtay kanunları öncelikle uygulamakla yükümlüdür. Komşuluk hukukuna dayanılarak davalıya hak tanınması mükün değildir.
Belirtilen nedenlerle mahkeme kararının onanması gerektiğini düşündüğümden aksine oluşan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Cevap: Mülkümüze bakan yeni pencere
Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Pencere açılması İmar Kanununa göre suç teşkil eden bir davranıştır..
İmar kanununa göre suç ise, çoğunluk bu eyleme suç değil demiş,
eğer suç değil ise, şerh koyan sayın üye suç demiş.
Hukuğu anlamak için daha çok uğraşmam gerek :S
Cevap: Mülkümüze bakan yeni pencere
Ama Sayın çoğunluk aynı kanaatte değil.
Cevap: Mülkümüze bakan yeni pencere
Belediye vekili olarak bu konuda açıklama yapma gereği duydum.
Kaçak bir binada yani ruhsata aykırı binada ruhsata aykırı yani kaçak denen inşai faaliyet yapmak 3194 sayılı İmar kanunu 32.madde uyarınca derhal işlem yapılarak yıkılır veya yıktırılır.Ruhsatlı binada da ruhsata aykırı inşaii faaliyet yapılamaz.
Olayda tamaamen kaçak yeni ruhsatsız bina varsa tabiri caizse çivi bile çakılamaz.
Belediye İmar ve Şehircilik Müdürlüğü teknik elmanlarınca yapılan tespitlerde veya şikayetiniz üzerine 3194 sayılı yasanın 32.maddesine göre ilgili Müdürlük işlem yapmak zorundadır.
Ayrıca TCK. 184.maddeye göre ruhsatsız faaliyette bulunanlar hakkında savcılığı da suç duyurusunda bulunmak zorundadırlar.
Bunu Blediye görevlileri yerine getirmezse veya göz yumarsa alt limiti 2 sene olan ceza ile karşı karşıya kalırlar. Bunu hiçbir memur istemez. Ceza alırsa memurluktan atılır.
Komşuluk hukukuna gelince bu olayın hukuki boyutu olduğu için iadari işlemleri hiç etkilemez.
Örneğin; Açık balkonları belediye yıkıyor. Çünkü gömme balkon dışında açık balkonun daireye katılması yerleşik Yargıtay ve Danıştay içtihatlarıne göre kaçak inşşaat sayılıyor.Fakat siz komşu olarak ben açık balkondan rahatsız oluyorum diye asliye hukukta men davası açarsanız tabi yukarıdaki HGK ortaya çıkar.
Sizin yapcağınız başvuru Belediye Başkanlığına hitaben idari bir başvurudur.Belediye sizin şikayetiniz olmadan da kaçak inşaatları tespit eski haline getirmekle yükümlüdür.Bu yol ücretsiz ve kolaydır.
Hukuk mahkemesinde yılarca sürecek bir dava ve de baya bir masraf gerektiren yol sonuçsuz da kalabilir.
Sonuç olarak ruhsata aykırı her türlü yani ruhsat alması gereken inşaii faaliyetler ruhsattsız yapılırsa Belediye EnNcümenince yıkım kararı verilir.
Açılan pencere ruhsat alınmadan yapılabilir mi? Bunu Belediye mühendis ve mimarları değerlendirecektir.Sizin olayda bu sorunun cevabının bir önemi yoktur.
Dediğiniz bina tamamen kaçak olduğu için bu binada yapılan her türlü faaliyette ruhsatsız yani kaçak olacağından açılan pencere belediyece eski hale getirilmelidir.
Belediye devletin resmi bir kurumudur.Kendine düşen görevi yapmalıdır.
Cevap: Mülkümüze bakan yeni pencere
Bence belediye o binayı 3 kat olarak kılıfa sokup ,yasal hale getirecektir..
zaten anlaşıldığı kadarı ile belediyedekiler binayı yapandan yana tavırlarını koymuşlar...
Hukuki bir soru;
belediye bunu yapabilir mi?
Cevap: Mülkümüze bakan yeni pencere
İlginiz için tekrar teşekkürler. Belediyeye başvuru yapacağım. meraklıüye'nin sorusu benim de kafama takıldı. Kılıfına uydurulabilir mi bir şekilde?
Cevap: Mülkümüze bakan yeni pencere
Bu dava Yargıtay ve HGK aşamalarından da sonra, tüm temyiz aşamaları da tüketildikten sonra, en nihayet nasıl sonuçlandı nereden bulabilirim?
Buraya sonucunu (nihai şekilde sonuçlandıysa) yazabilir misiniz... Teşekkürler.