Asistan Nöbetleri ve Malpraktis
Acil tıp asistanı olarak çalıştığım hastanede dayanma sınırının üzerinde nöbet tutmaya zorlanıyoruz. Önümüzde malpraktis gibi bir kabus varken, bir taraftan eğitim süreci diğer taraftan nöbet saatlerinin fazla olması nedeniyle yasal olarak haklarımızı araştırmaya koyuldum. Mevcut şartlarda ayda 4 tane 8 saat ara ile 16 saatlik nöbetlerimiz var ve bu durumda hiç dinlenmeden ardışık nöbet tutmak zorunda kalıyoruz. Varolan iş yükü ve ortamın stresli olması nedeniyle hemen tüm çalışanlar her an patlamaya hazır bir bomba durumunda. İdare ise bu anlamda dayatmacı bir üslup takınmış durumda.
Bu durumda 800'leri bulan hasta sayısı ile karşılaştığımız bir ortamda ve sevk zincirine göre hemen her yerden hasta naklinin gerçekleştiği bir hastanede doğal olarak her an için vaka atlama olasılığı söz konusu.
Bundan bir kaç yıl önce yapılabilirlik sınırının üstünde nöbet ve hasta ile karşı karşıya gelen bir hekim ve onun karşılaştığı hukuki süreç sonunda mahkeme tarafından hekimi fazla nöbet tutmak zorunda bırakan idarenin şuçlu bulunduğu bir dava ile ilgili duyumlar almıştım. Ancak bu günlerde söz konusu dava ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşamadım. Bize emsal teşkil etmesi açısından bildiğiniz böyle bir davaya ilişkin bilgileriniz paylaşırsanız çok memnun olurum.
Saygılar
Cevap: Asistan Nöbetleri ve Malpraktis
Hastanelerin kapasitelerine oranla çalıştırmak ve nöbet tutturmak zorunda olduğu yasal bir doktor sayısı vardır. o sayınn altında çalışan olunca nöbet açısından problem oluşuyor. özel bir hastane ise avukatla görüşüp haklı fesih yapabilirsiiz. devlet ise idare hukuku açısından bir avukata danışmanız yerinde olacaktır.
Cevap: Asistan Nöbetleri ve Malpraktis
Asistan doktorun hakkını yiyenlere yazıklar olsun!
Asistan doktorun hakkını yiyenlere yazıklar olsun!
Onların halini en iyi ben anlarım… Gazetecilik mesleğimin ilk yılları hastanelerin acil servislerinde geçti.
Trafik kazaları, cinayetler, intiharlar, ağır yaralanmalar…
Günün 24 saati tüm kanlı olayların ilk gittiği yer hastanelerin acil servisleridir. Koridorlarında her zaman büyük bir koşuşturma yaşanır…
Zamana karşı yarışarak, hastaya bir an önce ilk tıbbi müdahaleyi yapabilme gayretidir tüm bu koşuşturmaların sebebi…
Yaralılara ilk müdahaleyi yapan kıdemli asistan doktorlardı. Uzman doktor ağabeyleri de onları yalnız bırakmazdı.
Ben de akşamın altısından, sabahın sekizine kadar, acil servise gelen olayları fotoğraflayıp gazeteme haber yapıyordum…
Akşam yeniden görevimin başına yani acil servise geldiğimde aynı asistan doktorların nöbette olduğuna şahit oluyordum.
Kuru maaşa talim ediyorlar
Doktorlarımız, 24 saat hiç durmadan yılmadan fedakarca görev yapıyor. Ne için? Hepimizi hayata bağlamak için…
Bu onların görevi. Ama bu görevi yaparken büyük haksızlığa uğruyorlar. 36 saate varan mesailerle gece gündüz demeden fedakarca görev yapan asistan hekimler, hak ettikleri paraları alamıyorlar.
İşte size bir örnek. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan asistan doktorlar yaklaşık 1 yıldır, kuru maaşa talim ediyorlar. Özellikle beyin cerrahisi ve nöroloji servislerinde çalışan asistan doktorlara döner sermayeden tek kuruş prim verilmiyor.
Nedeni? Hastane zarardaymış. Diğer çalışan sağlık personeli her ay tıkır tıkır döner sermayeden pay alırken, 36 saat görev yapan asistan hekimlerin tek kuruş alamıyor olmasını, Sağlık Bakanı Recep Akdağ bir an önce açıklamalıdır!
cbel@bizimsaglik.com
Coşkun Bel
SÖZCÜ
25 Mayıs 2011