Taahhütü ihlal suçu hakkında
T.C
AYDIN
2.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
DOSYA NO............
Borçlu serkan ........... il alacaklı av. ahmet ........... birlikte daireye geldiler. borçlu nüfus cuzdanından bir suret dosyaya ibraz etti. devamla dosya borcum olan 27.633.35 tl asıl alacak 175.40 icra masrafı 1.989.60 tl tahsil harcı 15.872.50 tl faizi 2.963.35 tl vekalet ücreti olmak üzere toplam 48.634.20 tl olan dosya borcumun tmamını 30.09.2009 tarihinde olmak üzere ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum . kabul beyanım kendisine ihtar teslim edilsin dedi alacaklı vekili söz alarak borçlunun taahüdünü kabul ediyorum dedi. borçluya taahüdü ihlalin yasal sorumluluğu anlatıldı ihtarat yapıldı. borçlu taahüdü ihlalin bir suç olduğunu biliyorum bir diyeceğim yoktur dedi tutanak okunup birlikte imza altına alındı 16.07.2009
icra müdürü alacaklı vekili borçlu
............ avukat ..............
arkadaşlar ben bu şekilde bir taahhüt verdim fakat taahüdü ceza evinden izine geldiğimde verdim bu şahıslara çek borcum vardı 3 parça çek halinde ve cezamı çekerken izine geldiğimde anlaşma yoluna gittik aslında ben sadece avukat ucretı için taahhüt verdim fakat avukatın parasını ödediğim halde alacaklı fikir değiştirerek beni 16.12.2009 tarihinde mahkemeye verdi bu davadan ceza almadan çıkmamın bir yolu varmı mesela bir kaç yerde okudum eve icra yapmaya gelip o baskıyla taahüt alındığı zaman gecerli olmuyor hakımler ceza vermiyorlar diye duydum hapisten izne geldiğim için benimde uzerimde bir baskı vardı buradan bişi tutturabilirmiyim bir yardımcı olursanız sevinirim birde ceza cıkarsa temyiz etme şansım varmı mahkemeye gitmelimiyim gitmemeliyim ....
vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkür ederim
Cevap: Taahhütü ihlal suçu hakkında
Siz haciz sırasında taahhüt vermemişsiniz daireye gidip taahhütte bulunmuşsunuz. Harici sebeplerle zorlanma dikkate alınmıyor. Karar çıkarsa Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edebiliyorsunuz.
Cevap: Taahhütü ihlal suçu hakkında
Eğer tam taahhüdünüz yazdığınız şekilde ise tahsil harcı nın yanına ( mahsup edilmiştir ) ibaresi yazmıyorsa ( anladığım kadarı ile yazılmamış ) bu taahhüd hukuken geçerli bir taahhüd niteliğinde değildir diye biliyorum...
Saygılar...
Cevap: Taahhütü ihlal suçu hakkında
T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/79
K. 2005/1131
T. 23.2.2005
• TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇUNUN OLUŞMAMASI ( Taahhüt Tutanağında Borcun Faiz Masraf ve Ferileriyle Birlikte Ayrıntılı Olarak Gösterilmiş Olmaması )
• BORCUN FAİZ MASRAF VE FERİLERİYLE BİRLİKTE AYRINTILI OLARAK GÖSTERİLMEMİŞ OLMASI ( Taahhüdü İhlal Suçunun Oluşmayacağı )
2004/m.340
ÖZET : İİK’nun 340. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için öncelikle hukuken geçerli taahhüdün olması gerekir. Sanığın taahhütte bulunduğu tutanakta borcun tamamını faiz, masraf ve fer’ileriyle birlikte ayrıntılı olarak göstermediği, dolayısıyla taahüdün geçersiz olduğu gözetilmeksizin sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık Cahit Eroğul’un İİK.nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde yerel C.Savcısı tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığınca dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
KARAR : 1-Son celsede duruşmanın bittiğinin tefhim edilmemesi, yargılama giderinin açıkça hesaplanıp belirtilmemesi ve suça konu İcra Müdürlüğünün dosyasının okunmaması suretiyle CMUK’nun 253/1, 406 ve TCK’nun 39. maddelerine aykırı davranılması,
2-İİK’nun 340. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için öncelikle hukuken geçerli taahhüdün olması gerekir. Sanığın taahhütte bulunduğu tutanakta borcun tamamını faiz, masraf ve fer’ileriyle birlikte ayrıntılı olarak göstermediği, dolayısıyla taahüdün geçersiz olduğu gözetilmeksizin sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi isabetsiz olup;
SONUÇ : Temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA 23.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
---------------------------------------------------------
T.C. YARGITAY
16.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/925
Karar: 2007/843
Karar Tarihi: 21.03.2007
ÖZET: Taahhüdü ihlal suçunun oluşabilmesi için ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak belirlenmesi, tarafların belirlenen bu miktar üzerinde icap ve kabulde bulunması zorunludur. Ceza sorumluluğunun doğabilmesi için taahhüt esnasında ödenecek miktarın hiçbir kuşkuya yer vermeksizin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu miktar belirlenmediğinde hangi miktar için taahhütte bulunulduğu, kabulün de hangi miktar nazara alınarak yapıldığı saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır.
(2004 S. K. m. 340) (YİBK. 20.02.2001 T. 2001/8-19 E. 2001/26 K.)
Ödeme şartını ihlal suçundan sanık Yusuf'un 2004. sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar hapsen tazyikine dair, Ordu İcra Mahkemesinin 15.08.2006 tarih ve 2006/51-215 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Ordu Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2006 tarihli ve 2006/459 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Onaltıncı Hukuk Dairesi'nin 30.05.2005 tarihli ve 2005/2111-4900 sayılı ilamında da benzer bir olay nedeniyle belirtildiği üzere,
1- Sanığın taahhüdünü içeren tutanakta ödenmesi gerekli toplam borç miktarı, tüm ferileri ile birlikte hesaplanıp açıkça gösterilmesi gerektiği, bu hususları içermeyen 11.10.2005 tarihli taahhüdün hukuken geçersiz olduğunun gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca borçlunun kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal edip etmediğinin belirlenmesi gerektiği, bunun için de borçlu sanığın ödeme gücünün bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiği, ödeme gücünün tespitinde yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarının neler olduğunun geçim kaynaklarının borcun ödenmesinde yeterli olup olmadığının, borcun ödenmesinden kasten veya hile ile kaçınılıp kaçınılmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilmemesinde,
İtirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemekle, kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 23.02.2007 gün ve 9724 sayılı Kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 01.03.2007 gün ve KYB:2007/41351 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
Gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre, borçlu sanık hakkında Ordu İcra Müdürlüğü'nün 2005/1394 esas sayılı dosyasında yapılan takip sırasında 11.10.2005 tarihinde icra müdür yardımcısı huzurunda alacaklı vekilinin kabulüyle düzenlenen taahhütte, <...Ben bu borcumun 787.500.00 YTL'nin ilk takip tutarı 3.955.20 YTL'yi ilk haciz masrafı 64.80 YTL'yi haciz masrafları 52.762.50 YTL'yi %72 tahsil harcı, 29.640.00 YTL'yi icra vekil ücreti, 8.259.40 YTL'yi takip tarihi ile bugüne kadar işlemiş faiz olarak ve bu kalemlerin toplamı olan 882.181.90 YTL toplam borcumun olduğunu kabul ediyorum, bu miktara herhangi bir itirazım yoktur. Ben dosya borcumun 110.000.00 YTL'sini 15.10.2005 tarihinde, 203.000.00 YTL'yi 15.01.2006 tarihinde, 203.000.00 YTL'yi 30.07.2006 tarihinde, kalan borç tutarı olan 366.181.90 YTL ve bugüne kadar işleyecek faiz tutarını ve yapılacak masraf tutarını ise 20.02.2007 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum> şeklinde beyanda bulunup imzaladığı anlaşılmıştır. Yargıtay CGK'nın 20.02.2001 tarih, 2001/8-19 esas ve 2001/26 sayılı kararında da belirtildiği üzere, taahhüdü ihlal suçunun oluşabilmesi için ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak belirlenmesi, tarafların belirlenen bu miktar üzerinde icap ve kabulde bulunması zorunludur. Ceza sorumluluğunun doğabilmesi için taahhüt esnasında ödenecek miktarın hiçbir kuşkuya yer vermeksizin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu miktar belirlenmediğinde hangi miktar için taahhütte bulunulduğu, kabulün de hangi miktar nazara alınarak yapıldığı saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır.
Dosya içerisindeki taahhütnamenin incelenmesinden de görüleceği üzere, borçlu sanık, icra masraf ve faizleri olarak kabul ettiği borç miktarı olan 882.181.90 YTL'yi belirlenen tarihler içerisinde ödemeyi taahhüt etmiş, son ödeme tarihi olan 30.07.2006 tarihine işleyecek faiz tutarını ve yapılacak masraf tutarını ise 20.02.2007 tarihinde ödemeyi taahhüt etmiştir. 20.02.2007 tarihine kadar oluşacak miktar belirli olmadığından, borcun ve taahhüdün miktarının açık olarak saptandığından söz edilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinde (1) sıra numarası altında isteminin kabulü karşısında (2) numarası ile gösterilen talebinin incelenmesi ve bu konuda karar verilmesinin gereksiz olduğuna karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görülmekle ve kanuna aykırılığın giderilmesinin de başkaca çözümünün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla Ordu Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06.09.2006 tarih ve 2006/459 değişik iş nolu kararının BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Borçlu sanık Yusuf'un taahhüdü ihlal eyleminden dolayı BERAATİNE, hükümlü hakkındaki cezanın çektirilmemesine, keyfiyetin mahalline bildirilmesine,
Dosya içerisinde sunulan müddetnameden borçlu sanık Yusuf'un anılan eylemden dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/135 ilamat numarası ile cezasının infazına başlandığı bildirildiğinden, başka suçtan hükümlü ve tutuklu değilse derhal TAHLİYESİNE,
Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Cevap: Taahhütü ihlal suçu hakkında
Alıntı:
Av.Ufuk Cengiz rumuzlu üyeden alıntı
Eğer tam taahhüdünüz yazdığınız şekilde ise tahsil harcı nın yanına ( mahsup edilmiştir ) ibaresi yazmıyorsa ( anladığım kadarı ile yazılmamış ) bu taahhüd hukuken geçerli bir taahhüd niteliğinde değildir diye biliyorum...
Saygılar...
ilginiz için çok tşk ederim ufuk bey bakın gerçekten bu cezayı haketsem sorun yok ben aptalmıyım ki cezamın bitmesine bir ay kala 47.000 liraya taahhüt edeyim oyunu getirdiler beni
şŞimdi ben mahkemeye girmedim kararın bana tebliğ edilmesi ve tebliğ edilince sanırım 7 gün kararı temyiz etme şansım var değilmi nasıl temyiz edim bir fikir verebilirmisiniz acaba ayrıca mahsup edilmiştir yazmıyo dediniz taahhüt verdiğim kağıdın fotokopisi bende öyle bir şey kesinlikle yazmıyor sizce yırtabilirmiyim buradab
Cevap: Taahhütü ihlal suçu hakkında
Şayet Mahkemeye girmediyseniz gerekçeli kararın size tebliğinden itibaren 7 gün içinde ağır cezaya itiraz edebilirsiniz
Saygılar...
Cevap: Taahhütü ihlal suçu hakkında
teşekkürler ufuk bey çok sağolun
Cevap: Taahhütü ihlal suçu hakkında
İcra Ceza Mahkemesi, ödeme taahhüdünde borçlu tarafından ödenecek toplam miktar rakamsal olarak açıkça gösterilmemiş olmasına rağmen sanığın tazyik hapsi ile cezalandırmasına karar vermiş, sanık ağır ceza mahkemesine itiraz etmiş ve mahkemenin bir üyesinin, taraflarca kararlaştırılan ödeme taahhüdünde toplam miktar ile masrafların ne olduğu açıkça gösterilmediğinden dolayı yasal şekle uygun tesis edilmeyen ödeme taahhüdünden dolayı cezai sorumluluğu doğmadığı, sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının kaldırılarak sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği kanaati ile çoğunluğun görüşüne iştirak etmemesi yönünde muhalefet şerhi olmasına rağmen sanık cezalandırılmışsa, sanık Yasa maddesine ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olmasına rağmen hakkında verilen karar kesinleştiğinden cezasını çekmelimidir, yoksa hak aramak için başvurabileceği başka hukuki yol varmıdır?