Gençliğimde filtresiz sigara alırken yanında almaktan geri duramadığım tek şey kutusunda "vasati kırk çöp" yazan kibritti. Babam muhtar değildi ki muhtar çakmağım olsun...
O zamanlar "vasati kırk çöp" bana bir anlam ifade etmiyordu. Vallahi saymadım teker teker çöpleri, öyle yazılmışsa öyleydi o zamanlar.
Bu arada "Ali Baba ve Kırk Haramiler" i de izlemiştim. Ali Baba'yı neredeyse sadece gözleri ile oynayabilen Sadri Alışık ne kadar da gerçekti. Ya kırk haramiler :
asmak, kesmek, kelle uçurmak
hırsızlıktan altın vurmak
asmak, kesmek, kelle uçurmak
hırsızlıktan altın vurmak
Ali Baba her gece aç yattı
Ali Baba'nın karnı zil çaldı
meteliğe kurşun attı, iflas etti birden battı
Ali Baba her gece aç yattı.
Vasati kırk çöple, kırk haramiler hayat kronolojimde üst üste çakışınca neden 20,30 veya 50 değil de "kırk" diye sorguladım.
Cenazeyi kırk adım taşıyanın kırk günahı affoluyordu.
Şarap içenin namazı kırk gün kabul olmuyordu.
İlk tekbire yetişerek, kırk gün cemaatle beş vakit namaz kılana Cennet vacip oluyordu.
Kırk kişi bir cemaatti. Bunlar bir ölüye dua ederlerse Allahü teala, o ölüyü affederdi.
Fakir, zenginlerden, salihler diğerlerinden kırk yıl önce Cennete girerdi.
Günümüze uyarlarsak, üst dudağında vasati kırk kıl olan muteber adamdı artık...
Ali Baba'yı sorarsanız her gece aç yatmaya ve karnı zil çalmaya devam ediyor ama bundan kime ne?
*"ey muhtar çakmağıyla alınan oylar
ne varsa aysız akşamlarda var."
Bugünlerde üzerinde vasati kırk çöp yazan kibritleri siz siz olun tek tek sayın. Yani "kırk" çok önemli.
Sizce de ortalığın "kırk"lanma vakti gelmedi mi?
* Gültekin Emre'nin şiirinden alıntıdır.
