Güveni kötüye kullanma suçu oluşur mu?
Merhabalar,
Bir tanıdığım kiracısı olduğu işyerini tayin sebebiyle devren eşyaları ile birlikte dükkan sahibine devrediyor. Ancak devrettiği kişi kendi dükkanının sahibi olduğu için sözüne güvenerek senet yada sözleşme almıyor. Akabinde ise işyerini devralan dükkan sahibi devredene(kiracısı) ödeme yapmayarak vergi levhası vs gibi belgeleri kendi üzerine alıyor. Bu durumda güveni kötüye suçu oluşmuşmudur, yoksa borç alacak kapsamındamı değerlendirilmelidir?
Cevap: Güveni kötüye kullanma suçu oluşur mu?
Düşünceme göre anlattığınız olayda ''güveni kötüye kullanma'' suçu oluşmaz. ''Güveni kötüye kullanma'' suçu TCK.nın 155. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ; ''Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.'' hükmü dikkate alındığında suçun oluşması için malın sahibi adına muhafaza edilmesi veya sahibinin rızası ile belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliğinin devredilmiş olması gerekmektedir.Bu durumda malın sahibi asli zilyed, malın devredildiği şahsın ise fer'i zilyed konumunda olması gerekir. Olayda ise kişi, mal üzerindeki mülkiyet hakkını devretmiştir. TCK.nın 155. maddesi mülkiyet hakkını korumaktadır. ''Güveni kötüye kullanma suçunda malın teslimi, belirli biçimde kullanılmak için hukuka ve yöntemine uygun, aldatılmamış özgür bir iradeye dayanılarak tesis edilmektedir. Söz konusu suçun oluşabilmesi için eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen fail arasında bir sözleşme ilişkisi mevcut olmalı ve bu hukuki ilişkinin gereği olarak taraflar arasında oluşan güvenin korunması gerekmektedir. Bu amaçla, eşya üzerinde mevcut sözleşme ilişkisiyle bağdaşmayan kasıtlı tasarruflar ve devir olgusunu inkar kanun koyucu tarafından cezai yaptırım altına alınmıştır. Eğer mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen fail arasında hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisi yoksa usulüne uygun bir teslim olmayacağı için güveni kötüye kullanma suçu da oluşmayacaktır. Zira, hukuksal anlamda geçerli bir sözleşmeden söz edilebilmesi için tarafların iradelerinin aldatılmamış olması gerekmektedir.'' (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 24.9.2013 T., 2012/15-1358 E., 2013/389 K.) Kişi,devrettiği malın bedelini bir kısmını veya hiç almamışsa hukuk mahkemesinde alacak davası açabilir düşüncesindeyim.