2009 model bi motorum Var 125 lik bayada bi hızlı yani ,
düz yolda son gaz 180 yapyo,
Ee! gene sonbahar geldiya, gene akşam olduya !
işte gene içimde bir fırtına kopmaya başladı herzamanki gibi;
Zaten Sabah beri İkide bi yokluyordu krizim,
ne kriz bu ?i diyeceksiniz haklı olarak...
Yaw şu son model hastalık varya hani Panik atak denilen illet ,
Bu günlerde Ne moda oldu haaa! elini sallasan panik ataklıya çarpıyo valla .
Ne kadar artist milleti varsa ne kadar akıllı zevat varsa ucundan kenarından bu illete bulaşırmış meğer. Halbuki 20 yıl evvel panik atak dedinmi millet bön bön yüzüne bakıyordu normal doktorlar bile sinir sinir diyerek bi kaç uyuşturucu ilaç verip savıyorlardı başlarından .
Yaw ben artist falan değilim vallaha billahi hiç bi özelliğim yok, sıradan hatta çok sıradan bi vatandaşım ama gelip benide bulmuş bu şöhretli hastalık,
İnanın panik ataklıyım dediğimde insanlar bön bön yüzüme ölece bakarlardı.. utanırdım, sıkılırdım hatta bunun sıkıntısından başka başka krizler yaşadığım dahi olmuştur inanın,
Bu dediğim tarih varyaa!
taaa! 20 yıl önce yani,
o zamanlar ruh la ilgili bi hastalık dendimi mekan olarak tercihin sadece ikiye iniyordu Ya Manisa'da ki Mazhar Osman kliniği, yada ünlü düşünen adam Rodin'in heykelinin bulunduğu yer Bakırköy,
Halbuki ben,
Ne zenginim ne fakir;
Ne güzelim ne çirkin;
Ne akıllıyım ne deli;
ne fizikçiyim ne kimyacı ama bende panikliyimişim meğer,
Özcan beyi bulup bu hastalığımı öğreninceye kadar iki yıl bayır, çayır o klinik bu klinik gezdim dolaştım inanın.
Özcan bey ''sen benim hastamsın'' deyinceye kadar ha bu gün ha yarın öleceğimi sanıyordum.
ölmedim ama her sonbahar gelişinde
bu hastalığın ideal bütün belirtilerini bir ay kadar yaşamaya başladım her yıl,
bu yılda gene aynı kabuslu günler bi kaç gündür başladı etrafımda,
bu hastalık debreştimi ben derhal odama geçerim kimselere belli etmemeye çalışarak
ve orda bütün sıkıntrılarımı bir duble rakıyla takas ederim.
Bazen razı olur, olmadığında iki dubleyle halleşiriz.
sonra ben güzelleşmiş ve sakinleşmiş olarak hayatıma kaldığım yerden devam ederim.
Panikatak için icad edilen ilaçların başka kusurları olduğunu örendiğimden beri, ilaç yerine aldığım bikaç duble alkol oldu bugüne kadar hep. İşe de hep yaradı bu pratik çözüm yani.
Yemin ederim Asla sarhoş olmadım bugüne kadar hiç . sarhoşluktan ne anlıyosanız bilmiyorum ama
Sallanıp hiç düşmedim
Bilincimi hiç kaybetmedim , konuşmalarımı hiç sapırdamadım .
Kimse ''sen bugün alkolmü aldın arkadaş'' demedi hiç !
bugüne kadar hep böyle öyle oldu bu .
Millet sofrada beni beklerken ben odamda alkolle pazarlık yapıyordum, neyse fazla uzun sürmeden halleştik. Halleştik halleşmesine de biraz pahalı oldu galiba.
ee! yani baktım bizim zulaya , Geceye bişey kalmamış.
Allah muhafaza gece bi kriz gelse naparım telaşıyla yaklaşık 250 promil alkollün etkisiyle Yemek yemeyeceğimi söyleyip doğru barketimin yolunu tuttum .
Motorun üstünde baya bi açıldım yüzüme vuran rüzgar sayesinde.
İçimden hız yapmak geçiyordu.
Bu içimden geçen düşüncenin benim düşüncem olmadığını biliyordum ama beni zaptetmişti bi kere.
Tam gaz pedalına yüklenecekken ''sarhoş olmussun yavrum'' dedim kendime .
''Sen artık sen değilsin, Sen bay alkolsun artık, Hadi çevir şu pedalı da gör bakalım 180 le heyecan kaç duble imiş,''
Eyer dedim ben gerçekten bu nu yaparsam sarhoşum demek ,
Yapmassam demekki daha kontrol bende,
Ve vallaha! yapmadım dediğini şeytanın .
Kontrol hala bende yani ….
not: ''bütün alkoliklerin böyle bir hikayesi vardır , inanıp inanmamak sizin bileceğiniz iş.''
ayazoglum
