Tam gün yasası nedeniyle doktorlar hem devlet hemde özel kuruluşlarda çalışamayacaklar. peki doktorların bu iki kurumda aynı anda çalışıp çalışmadıkları nasıl kontrol edilecek.
Printable View
Tam gün yasası nedeniyle doktorlar hem devlet hemde özel kuruluşlarda çalışamayacaklar. peki doktorların bu iki kurumda aynı anda çalışıp çalışmadıkları nasıl kontrol edilecek.
25-03-2010
"Tam Gün" Anayasa Mahkemesi'nde
TTB'den yapılan açıklamaya göre CHP'nin "Tam Gün" Yasası'nın bazı maddelerini Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü öğrenildi.
Medimagazin
30-03-2010
"Tam gün" sonrası uygulamalarda "ayrımcılık" iddiası
Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü internet sayfasında 19 Mart 2010 günü 5947 sayılı Yasa kapsamında Sağlık Bakanlığı’na tekrar atanmak isteyen tabip, uzman tabip ve diş tabipleri ile ilgili duyuru yayımlandı.
Duyuruda; 5947 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarında memur statüsünde çalışmakta iken 26/5/1995 ile 1/1/2010 tarihleri arasında görevinden çekilmiş olan ve çekilmiş sayılan tabip, diş tabibi, uzman tabip ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlardan Personel Dağılım Cetveli dikkate alınarak talepte bulunanların görevlerinden ayrıldıkları ildeki münhal yerlere atamasının yapılması, bu yerlerde ihtiyaç olmaması halinde ise taleplerine göre Bakanlık Atama ve Nakil Yönetmeliği’nin 26 ncı maddesi çerçevesinde işlem tesis edilmesinin uygun görüldüğü, aynı Kanun’un 18’inci maddesi ile emekli olan tabip ve uzman tabiplerin tekrar memuriyete atanmalarına engel bulunmadığı, ancak emekli olan tabip ve uzman tabiplerin Bakanlık kadrolarına atanabilmesi için Personel Genel Müdürlüğü'nün resmi internet adresinde ilan edilecek olan açıktan atama kuralarına başvurması gerektiği belirtildi.
TTB tarafından yapılan açıklamada 5947 Sayılı Yasa’nın gerekçesinden 17 ve 18. maddelerinde getirilen düzenleme ile, halen değişik nedenlerle kamu kurumları dışında çalışan ve çalışabilecek durumda olan hekimlerin hekim işgücüne olan gereksinimin karşılanması amacıyla kamuda istihdamın sağlanması olduğu belirtildi. Açıklamada bu nedenle kamu hizmetinde duyulan ihtiyaç nedeniyle yeniden istihdamına ihtiyaç duyulan hekimlerden, 65 yaşından önce emekli olmuş hekimlere de çekilmiş ya da çekilmiş sayılan hekimlerde olduğu gibi öncelikle son görev yaptıkları ildeki münhal yerlere atanma olanağı verilmesi yerinde olacağını belirtildi. TTB aksi yöndeki uygulamanın, hekimler arasında haklı bir sebep olmaksızın ayrımcılığa yol açacağı gibi yasal düzenlemenin amacı ile de uyumlu olmayacağını savundu.
TTB Merkez Konseyi konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı'na bir yazı ile başvurdu ve gerekli düzenlemelerin yapılarak uygulama işlemlerinde birliğin sağlanmasını talep etti.
.........................
Biz hepimiz pek sesimiz çıkmasa da DHY kapsamında görev yapan hekimler de evinden, eşinden bazen çocuğundan ayrılarak geldiğimiz ülkenin bu öteki yanında unutulduğumuzu düşünüyoruz. Biz gözden çıkarılmış meslek örgütümüzün unuttuğu hekimleriz. Biz ülkenin bu köşesine gelirken eşi SSK, Bağ-Kur kapsamında olmayanlar eşlerinden ayrılmadılar. Bazı arkadaşlarımız batı kadrolarında göreve başlayarak hayatlarını batıda kurdular biz ise erteledik. Yan poliklinikteki arkadaşım sadece benden 3 ay önce geldiği için maaşı benimkinin 2,5 katı. Yeni uygulamaya göre %60 doluluk sağlanmadan tayinim olsa bile gidemiyorum. Ve benimle aynı atama kurasına yıllardır batıda çalışan ve puanı benden yüksek olan batının koşarak gideceğim bir kadrosunda çalışan bir ağabeyim girecek. Tabi ki benim istediğim kadro da ona çıkacak ve belki onu da beğenmeyip gitmeyecek. Sayın yöneticilerimin böyle bir iddiası yok bunu hepimiz anladık ta sevgili meslek örgütüm hiç mi havuz problemi çözmediniz? Her yeni katılan batı kadrolarını doldurursa nasıl gidecek doğudakiler batıya?
Tam Günde belirtilen nöbet ücretleri ödenmiyor
ANKARA - Türk Sağlık-Sen, Tam Gün Yasası'nda öngörülen, ancak bazı kurumlarda hala uygulanmayan nöbet ücretlerinin ödenmesi konusunda düzenleme yapılması için Sağlık Bakanlığı'na başvurdu.
Türk Sağlık-Sen'in başvurusunda, 30 Ocakta yürürlüğe giren Tam Gün Yasası ile ağız ve diş sağlığı merkezleri ile 112 çalışanlarına da ödenmesi öngörülen nöbet ücretlerinde artış yapıldığı hatırlatıldı.
Söz konusu yasayla tuttuğu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlarla, sözleşmeli personele ücret ödenmesi hükmünün getirildiği belirtilen başvuruda, buna karşın bazı sağlık kurum ve kuruluşlarında ''Sağlık Bakanlığı'nın konu ile ilgili bir genelge göndermediği'' gerekçe gösterilerek ödeme yapılmadığı kaydedildi.
Başvuruda, ''Bu haksızlığın giderilmesi ve taşra teşkilatlarının uyarılması'' için Sağlık Bakanlığı'nca konu ile ilgili bir genelge hazırlanarak kurumlara gönderilmesi talep edildi.
Türk Sağlık-Sen ayrıca, nöbet ücretleri ödenmeyen sağlıkçıların ilgili birimlere başvuru yapabilmeleri için bir dilekçe örneği de hazırladı.
Hastane başhekimliklerine yönelik dilekçede, söz konusu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra tutulan ve karşılığında izin kullanılmayan nöbet ve icap nöbetleri için ücret ödenmesi talebi dile getirildi.
17-05-2010
Tam Gün’e borç kıskacı
Tam Gün’e hazırlanan üniversite hastanelerini büyük bir borç yükü bekliyor. Üniversite hastanelerinin 2009 yılından 2010 yılına devreden toplam borçları ortalama 1 milyar 98 milyon lira olarak gerçekleşti. Tablonun aynen devam etmesi durumunda, Tam Gün Yasası’nın hayata geçeceği 2011 yılında
üniversiteler 1 buçuk milyar lira borç yüküyle uygulamayı karşılayacak
İBRAHİM ERSOY-ANKARA
Mali açıdan darboğazda oldukları sıklıkla dile getirilen üniversite hastanelerinin borçları gün geçtikçe artmaya devam ediyor.
2009 yılı için toplam gelirleri yaklaşık 3 trilyon 685 milyon lira olarak kaydedilen üniversitelerin aynı yıldaki toplam giderleri yaklaşık 3 trilyon 886 milyon lira olarak gerçekleşti. Kurumların 2009 yılından 2010 yılına devreden toplam borçları ortalama 1 trilyon 98 milyon lira oldu.
Tam Gün’e hazırlanan üniversite hastanelerinin gelir-gider dengesine bakıldığında, üniversitelerin borç ödemek bir yana, her yıl borçlarının 201 milyon lira arttığı görülüyor.
En borçlu Hacettepe
En borçlu üniversiteler arasında Türkiye’nin köklü kurumları bulunuyor. Borç listeninin başını çeken Hacettepe Üniversitesinin ve üçüncü sıradaki Uludağ Üniversitesinin, aynı zamanda, toplam kalite yönetimi prensipleri temel alınarak hazırlanan “Joint Commission International (JCI)” akreditasyonu bulunuyor.
Sadece dokuz üniversite iyi durumda
Kurumların 2009 yılından devreden borçlarının çok yüksek olduğu görülürken, söz konusu tablonun aynen devam etmesi durumunda, Tam Gün Yasası’nın hayata geçeceği 2011 yılında üniversiteler, 1 buçuk trilyon lira borç yüküyle uygulamayı karşılayacak. Kırk iki üniversite hastanesi gelir-gider dengesi açısından genel olarak değerlendirildiğinde sadece 9 üniversitenin gelirlerinin giderlerinden fazla olduğu görülüyor.
İstanbul üniversitelerinin durumu iyi
Alınan bilgilere göre, İstanbul üniversitelerinin rakamsal olarak durumu nispeten daha iyi görünüyor. Hastanelerin gelirleri giderlerinden daha fazla, borçları diğer üniversite hastanelerine göre daha yönetilebilir durumda.
Ancak İstanbul’da özel sektörün çok canlı olması nedeniyle İstanbul’daki üniversite hastanelerinin kapasiteleri yeterince kullanılamıyor. Hastalar özel sektöre gidiyor veya gitmek durumunda bırakılıyor. O nedenle hastanede gider oluşturacak ameliyatlar yapılamıyor. Bunlar dışarıda, özel sektörde yaptırılıyor. Bu nedenle giderlerin verimsizlikten dolayı düşük görünmesinin aldatıcı olduğu belirtiliyor.
Üç yıl önce silinmişti
Üniversitelerin kamu borçları üç yıl önce üç Bakanlığın anlaşmasıyla silinirken, kurumların üçüncü şahıslara olan borçlarına dokunulmamıştı. Fakat kamuya, üçüncü şahıslara ve kurumlara olan borç oranı üç yıl içinde tekrar yükseldi. Bu süreçte üniversitelerin yönetimleri ile ilgili de çok sık tartışmalar yapıldı.
Kurallı bir borç tasfiyesi mümkün
Hastane borçlarının silinmesine yönelik aktif bir hazırlığın olmamasına karşın, kurallı bir borç tasfiyesi seçeneği üzerinde duruluyor. 2011 yılı sonrasında hastane borçlarının ödenmesi kurallı bir takvime bağlanırsa ve şu anki gelirlerine 400-500 milyon liralık bir ilave gelir sağlanırsa, üniversite hastanelerinde Tam Gün’ün sorunsuz uygulanabileceği öne sürülüyor.
Şu anki durum ne?
2009 yılının ilk dört ayı için üniversite gelirleri yaklaşık 1 milyar 60 bin lira olarak kaydedilirken, 2010 yılı ilk dört ayı için bu gelir 1 milyar 111 bin lira şeklinde gerçekleşti. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)’nin 1 Nisan’da yürürlüğe girdiği düşünülerek iki yılın karşılaştırması yapıldığında ve SUT’ta üniversiteler lehine bazı fiyat artışları da göz önünde bulundurulduğunda, 2010 yılının ikinci yarısından itibaren, önceki yıla göre üniversite hastanelerinin gelirleri artabilir. Ancak 2009 yılının ilk dört ayı ile 2010 yılının ilk dört aylık gelirleri sektörel olarak karşılaştırıldığında; Sağlık Bakanlığında yüzde 11, özel sektörde yüzde 5, üniversite hastanelerinde yüzde 5’ e yakın bir artış görülüyor. 2009’dan 2010 yılına üniversitelerin gelirinde bir artış olsa da, sektörün diğer aktörlere göre gelir artışı yine en düşük durumda bulunuyor.
En çok borcu olan ilk beş sıradaki üniversite hastaneleri;
1- Hacettepe Üniversitesi,
2- Dokuz Eylül Üniversitesi,
3- Uludağ Üniversitesi,
4- Dicle Üniversitesi,
5- Gazi Üniversitesi
12-06-2010
'Tam gün'e geri sayımda hekimleri 'anayasa paketi' endişesi sardı
‘Tam Gün Yasası' olarak bilinen ve doktorlar ile öğretim üyelerine kamuda tam gün çalışma zorunluluğu getiren düzenleme için geri sayım başladı. İlk olarak ağustosta kamu hastanelerinde uygulanmaya başlanacak düzenlemede, hekimleri ‘anayasa paketi' endişesi sardı. Hekimler, CHP kanalıyla Anayasa Mahkemesi'ne taşınan ‘Tam Gün Yasası'nın, anayasa paketinin iptal istemi görüşmelerine takılmasından korkuyor.
Referans'ın sorularını yanıtlayan Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Selçuk Atalay, mahkemenin son olarak davaya ilişkin Sağlık Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nden (GATA) birer temsilci çağırdığını bildirdi. Atalay, ancak toplantı tarihinin belli olmadığını söylerken "Davanın temmuzda görüşülmesini istiyoruz, aksi halde ağustostan itibaren mağduriyetler yaşanacak" dedi.
Düzenlemenin öncelikle ağustosta kamu hastanelerinde çalışan hekimleri ilgilendirdiğini ifade eden Atalay, üniversite hastanelerinde çalışan hekimler için tam gün çalışma zorunluluğunun ise kamu hastanelerinden 6 ay sonra uygulanmaya başlanacağını belirtti.
Atalay, bu nedenle mahkemenin davayı temmuzda görüşmemesi halinde çok geç kalınmış olacağını ve hekimlerin çeşitli hak kayıpları yaşayacağını söyledi. Atalay ayrıca, bu süreçte hekimlere yardımcı olunmasına yönelik hukuki başvurular için kılavuzlar hazırladıklarını da bildirdi. Hekimler, tam gün uygulamasının özellikle muayene ve işyeri hekimleri üzerinde mağduriyetler yaratacağı görüşünde. Bu nedenle önümüzdeki dönem çok sayıda hekimin iptal edilmemesi halinde uygulamayı yargıya taşıması olası gözüküyor.
Eksik dilekçe süreci uzattı
CHP, Tam Gün Yasası olarak bilinen ‘5947 sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 11 maddesini iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşımıştı.
Mahkeme, 9 Nisan'da dosyayı görüşmüş ancak dava dilekçesindeki bazı eksikliklerin giderilmesi için iadesine ve bunun için 15 günlük süre verilmesine karar vermişti. Mahkemeye taşınan hükümler arasında; serbest çalışma hakkının sınırlandırılması, çalışma saatleri, döner sermaye uygulamasındaki değişiklikler, radyoloji çalışanlarının çalışma sürelerinin uzatılması, mesleki sigortanın zorunlu tutulması gibi konular yer alıyor