Siz de takıntılı mısınız?
Siz de takıntılı mısınız?
Hayatı gereğinden fazla zorlaştıran temizlik, simetri, kontrol, gibi takıntılar tedavi edilebiliyor.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan, takıntı hastalığını, “Kişinin mantıksız olduğunu bildiği halde zihninden atamadığı fikir” olarak tanımlıyor. Bir düşünce hastalığı olarak ifade ettiği takıntının hastalık olarak tanımlanması için, düşüncelerin zihne gelip uzun süre meşgul etmesi, kişiyi rahatsız eder konuma gelmesi, kişi o fikri kafasından kovmaya çalıştıkça daha çok gelip aylarca, hatta yıllarca devam etmesi şeklinde seyretmesi gerektiğini belirtiyor.
Dr. Tan, takıntıları görülme sıklıklarına göre şöyle sıralıyor:
Temizlik takıntısı
Temizlik takıntılı kişiler bıkmadan usanmadan yıkanmak, ellerini ya da ayaklarını yıkamak isterler. Bir yerlerden üzerlerine pis bir şeylerin sıçradığını ya da başka bir yerden başkasına sıçramış olan bir şeyin dolaylı olarak kendilerine de ulaştığını düşünerek, tam olarak temizlendiklerine inanmayıp sürekli temizlenmek isterler. Bu temizlenmeler, birkaç dakikalık el yıkamalar şeklinde değil, saatlerini alacak şekilde suyla temas etme biçiminde gerçekleşebilir. Temizlik takıntılılar, çantalarında sürekli kolonya, ıslak mendil taşırlar. Kapı kollarını tutmak istemezler, peçete kullanırlar.
Düzen ve simetri takıntısı
Bu takıntıya sahip olan kişilere her şey eğri duruyormuş gibi gelir. Sürekli masa üstünü, dolapları düzenlemek isterler. Dolaptan bir gömlek alıp giymesi bir saati bulan, çünkü gömleği oradan alırken düzeni bozmak istemeyen hastaların sayısı çok fazladır.
Şüphe ve kontrol takıntısı
Kapıyı, ocağı, pencereyi kapatıp kapatmadıklarına, ütünün fişini çekip çekmediklerine bakarak hayatları kontrollerle geçen takıntılı kişiler, bazen hiç evden çıkamaz hale gelebilirler.
Dini takını
Bu takıntıya sahip kişiler, aslında inançlı ve dindar oldukları halde akıllarına dinle ilgili aykırı düşünceler gelir. Allah var mı yok mu gibi sorular, etmedikleri halde kutsal şeylere küfür etmek akıllarına gelir ve bundan çok rahatsız olurlar.
Cinsel takıntılar
Cinsel arzu duymadıkları halde o kişiyle akıllarına cinsellik düşüncesi gelen kişiler cinsel takıntılıdırlar. Anne, baba, kardeş, hatta kendi çocuklarıyla ilgili cinsel görüntüler gelir akıllarına ve bu da çok büyük utanç duygusunu beraberinde getirir.
Büyüsel takıntı
Kapıyı açarken aklına babasının öleceği gelen, o nedenle babasının ölebileceğini düşünen, bu yüzden kapıdan bir daha girmek isteyip bu hareketi sürekli tekrarlayan bir kişi, büyüsel takıntılıdır. Ya da kişi elektrik düğmesine basarken aklına çocuğunun kaza geçireceği gelince düğmeyi açıp kapama ile saatlerini geçirebilir. Takıntılı kişilerin hayatı tekrarlarla geçer.
Saldırganlık takıntısı
Kişi asla saldırgan duygular taşımadığı halde, birini arabasıyla ezeceği, yemek yerken sofradaki bir aile üyesini bıçak saplayıp öldüreceği ya da yeğenini camdan atacağı gibi düşüncelerle meşgulse takıntılıdır. Asla yapmayacağı halde bu düşünceleri aklından atamaz.
Takıntı nasıl tedavi edilir?
Takıntının ilaç ve psikoterapi şeklinde iki çeşit tedavisi olduğunu belirten Dr. Tan, tedaviyi uygulama biçimlerini ve sonuçlarını şöyle anlatıyor:
“Günümüzde ilaçlarla takıntı hastalığına karşı iyi bir netice alınabiliyor. Üstelik bu ilaçlar bağımlılık yapmayan, uyku ve sersemliğe yol açmayan, çalışanların, öğrencilerin hatta bazen çocukların bile kullanabileceği ilaçlardır. Sadece ilaç verdiğimiz kişilerin bile en az yarısında düzelme görülüyor. Psikoterapide ise ilaç versek de vermesek de kişiye takıntılarla nasıl mücadele edeceğini öğretiriz. Çünkü genelde hastalar takıntıyla yanlış mücadele eder ve hastalığı azaltmak yerine artıracak yöntemler kullanırlar. Psikoterapi tek başına da sonuç verebilir ancak ek olarak ilaç verilirse, hastaların yüzde 90’ında belirgin düzelmeler sağlar.”
Tekrarlama riski var
Takıntı hastalığının tekrarlama riski yüksek bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Tan, tedavi bir iki yıl gibi uzun bir zamana yayılmazsa tekrarlama riskinin yüzde 100’e yakın olduğunu, ancak tedaviye yeterince devam edilirse tekrarlama riskinin sıfıra inmese de oldukça azalacağını söylüyor.
(Gazeteport/25.11.2009)
Cevap: Siz de takıntılı mısınız?
Hiç bir takıntım yoktur; ellerimi günde bir kaç yüz kere yıkamam takıntılı olduğum anlamına gelmez..:DD
Cevap: Siz de takıntılı mısınız?
Alıntı:
Av.Ferda Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Hiç bir takıntım yoktur; ellerimi günde bir kaç yüz kere yıkamam takıntılı olduğum anlamına gelmez..:DD
Her yazınızdan sonra :) işareti yapmanız bende takıntınız olduğu imajını oluşturdu.
Cevap: Siz de takıntılı mısınız?
Sİmetri takıntısı ciddi şekilde hücrelerime yayılıyor hakikaten bu beyefendiyle tanışmak lazım.... ALLAH kimseye yaşatmasın kötü bir takıntı :utangac
Cevap: Siz de takıntılı mısınız?
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Her yazınızdan sonra :) işareti yapmanız bende takıntınız olduğu imajını oluşturdu.
Takıntılı olmadığımı söylemedim ki...Valla bu sefer sayenizde smiley eklemeye korktum, ben de yeni bir takıntı oluşturdunuz...
Cevap: Siz de takıntılı mısınız?
Alıntı:
hasanfecri rumuzlu üyeden alıntı
Sİmetri takıntısı ciddi şekilde hücrelerime yayılıyor hakikaten bu beyefendiyle tanışmak lazım.... ALLAH kimseye yaşatmasın kötü bir takıntı :utangac
Bakın bu takıntı bende de var.Hatta bir sanatçımız;gördüğü bir minarenin eğri olduğu düşüncesi üzerine ilgili bakanlığa durumu şikayet edip minareyi yeniden inşa ettirmişti..:))
Cevap: Siz de takıntılı mısınız?
Konu metnindeki takıntıların hiç biri yok bende, çok şüküüürr... :ok
Tabi bu da demek değildir ki hiç takıntımız yoktur. Kim bilir belki vardır da farkında değilizdir. Mesela en kötüsü yukarıdaki gibi hastalık derecinde ise , öyle takıntılarımın olmadığını öğrenmiş oldum.
Aslında her insanda herşeyden biraz vardır; takıntı, aptallık, salaklık dediğimiz davranışlar, saldırganlık, sevecenlik , neşe, hüzün, üzüntü vb gibi daha bir çok şey...
Aynı zamanda var olan o herşeyden aşırıya kaçmamak gerektiğinin farkındaysak sorun yok demektir. Aksine farkında olup ısrar varsa , işte kötü olan odur... Hasta tedaviyi de reddederek etrafına zarar vermeye devam edecektir..
Böyle düşününce hakikatende TAKINTI hastalığı deyip geçmemek lazım!
Şimdi bu konuya takıldım kaldım ya, bu da bir takıntı mıdır ne? :DD
:alala
Cevap: Siz de takıntılı mısınız?
Alıntı:
çoban rumuzlu üyeden alıntı
Konu metnindeki takıntıların hiç biri yok bende, çok şüküüürr... :ok
Tabi bu da demek değildir ki hiç takıntımız yoktur. Kim bilir belki vardır da farkında değilizdir. Mesela en kötüsü yukarıdaki gibi hastalık derecinde ise , öyle takıntılarımın olmadığını öğrenmiş oldum.
Aslında her insanda herşeyden biraz vardır; takıntı, aptallık, salaklık dediğimiz davranışlar, saldırganlık, sevecenlik , neşe, hüzün, üzüntü vb gibi daha bir çok şey...
Aynı zamanda var olan o herşeyden aşırıya kaçmamak gerektiğinin farkındaysak sorun yok demektir. Aksine farkında olup ısrar varsa , işte kötü olan odur... Hasta tedaviyi de reddederek etrafına zarar vermeye devam edecektir..
Böyle düşününce hakikatende TAKINTI hastalığı deyip geçmemek lazım!
Şimdi bu konuya takıldım kaldım ya, bu da bir takıntı mıdır ne? :DD
:alala
Ben de bu gün itibariyle 3 konuya takıntılı kaldım..Ne yapsam ki acaba?:))